"İnelim." Dedi Kyungsoo. Koluma girip zorlukla hareket eden bedenimi indirdi otobüsten.
"Neden bekledin ki?" Dedi Kyungsoo hızlı hızlı adımlarken. Bir an önce eve atmak istiyordu beni. Güldüm.
"Yarın yine gelirdim." Dedi Kyungsoo. Çekiştirmeye devam etti beni.
"Soğuk içine işlemiş." Dedi Kyungsoo. Elimden tuttu, koşturmak istedi. Hemen, hemen ama hemen eve götürmeliydi beni. Yine güldüm.
"Sen beni dinliyor musun?" Diye sordu Kyungsoo. Durdu merdivenlere varmadan, bana döndü.
"Hayır." Dedi sorusunu cevaplayıp. "Aklın nerede yine?"
Aklım...
Aklım sende. Koluma giren kolunda. Elimi tutan elinde. Benim için parıldayan telaşında. Benim için endişelenen yüreğinde.
Aklım mı nerede?
Gözlerinde aklım. Sıcaklığına kavuşmuş gözlerinde.
Dudaklarında... Atkının altında saklanan dudaklarında.
"Jongin?" Dedi Kyungsoo kaşlarını çatıp. Merdivenlere doğru çekiştirdi beni de yerimden bir milim dahi kıpırdamadım. Sadece, kalan tüm gücümle O'nu kendime çektim.
Aklım sende. Kollarımın sardığı bedeninde...
"Böyle mi gireceksin?" Diye sordum O'na. İkimizi koruyacak karanlığa sürükledim O'nu. Sırtı duvara yaslandı.
"Nasıl?" Dedi Kyungsoo. Heyecanlıydı ve sesi bunu kesinlikle saklamıyordu.
"Böyle." Dedim. Atkısına uzanıp onu hafifçe indirdiğimde ve parmaklarım dudaklarına teğet geçtiğinde seslice yutkundu. Yanaklarına dokunsam yanardım belki, utandı Kyungsoo. Nasıl utandı, nasıl.
"Öpmem gerek." Dedim.
Seni acilen öpmem gerek. Benim için sızlayan yüreğini dindirmem gerek. Ellerimi ısıtmaya çalışan ellerine teşekkür etmem gerek. Gözyaşlarımla ıslanmış omzuna borcumu ödemem gerek. Seni acilen öpmem gerek benim.
Parmağım Kyungsoo'nun yanağında gezindi. Tahmin ettiğim gibi, havanın tüm soğuğuna inat sıcacık olan dokusunda yandım, içim biraz olsun ısındı. Dudaklarına dokundum sonra. Gözlerini kapatan Kyungsoo'ya şahit oldum.
Heyecanlı. Gergin. İstekli. Acemi.
Beni öpen çocuk yok karşımda... O'nun için her şey ilk olacak gibi... Öyle bekliyor. Sabırsız yine, meraklı yine, beklenti dolu yine...
Bu sefer olmaz Kyungsoo. Hayallerin kırılamaz. Seni acilen öpmem gerek.
Kazağımın kolunu parmağıma doladım ucundan. Nazik olmaya çalıştım ve silmeye başladım O'nun kırmızısını. Kyungsoo gözlerini açıp dudaklarına bakmaya çalıştığında fazla güzel oldu. Zor dayandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Lips || KaiSoo
FanfictionYalnızca dudakları görünüyordu. Yalnızca o kırmızı, kıpkırmızı dudakları... Ruju dağılmış kırmızı dudakları...