"Bu renkler benim dikkatimi dağıtıyor." Dedim. Kalemimi test kitabımın arasına hiddetle bırakıp arkama yaslandım. "Chanyeol ne zaman modern bir tasarım yaptıracak buraya? Kendimi, yaşamadığım 80'lere sıkışmış gibi, ya da Amerika'da küçük bir kasabada yaşıyormuşum gibi hissediyorum."
Baekhyun küçümseyerek süzdü beni, karşımda, oturduğu yerden. O da benim gibi kalemini kitaba bırakıp arkasına yaslandı.
"Hayırdır, tasarım falan mı okumaya karar verdin? Ne varmış renklerde; gayet modaya uygun pastel tonlarında, iç açıcı, diğerleri gibi yer altında kumarhane işletiyormuş gibi karanlık değil."
"Sen ne okumaya karar verdin? Moda mı?" Az önce beni ne kadar küçümsediyse, iki misli baktım Baekhyun'a. Çalışalım diye geldiğimiz, Baekhyun'un beni zorla getirdiği şu ortamda gram azim yoktu içimde. Baekhyun, Chanyeol'e iyi görüneyim diye ben dikkatini dağıtmadıkça başını kaldırmıyordu, ona her şey güzeldi tabii. Ya ben?
"Çalışmak falan istemiyorum. Umurumda değil zaten. Sırf, babam diplomam olsun diye ısrar ettiği için bakıyorum biraz. Dünyanın bir numaralı okuluna da gitsem, birincilikle bitirsem bile yanında çalıştıracak zaten." Dedim somurtarak. Camdan dışarı uzandı gözlerim. Soğuktan korunmak için kat kat giyinmiş insanları seyrettim.
"Adam, içinde ufacık bir ışık görse varını yoğunu ortaya koyacak; sen ne diyorsun! Bokun tekisin, adam ne yapsın!"
Baekhyun bazen çok ağır konuşuyordu.
"Hadi, gidelim artık." Dedim tüm alınmışlığımı içime atıp. Toparlanmaya başladım. Oysaki Baekhyun kılını dahi kıpırdatmıyordu. "Hadi!" Diye ısrar ettim. Gözlerini kısarak bana baktı. Neyi sorguladığı hakkında fikrim yoktu. Yetmezmiş gibi alttan alttan sırıtmaya başlamıştı bir de.
"Ne var ya!" Diye seslendim. Histerik bir kahkaha çıktı dudaklarından. Arkadaşım kafayı yiyordu.
"Sinirlendim." Dedi.
"Ne oldu yine?"
"Kyungsoo geldi aklıma." Dedi. Giymekte olduğum montum, kollarımın ortasında kalakaldı.
Kyungsoo... Adını duymayalı, yüzünü görmeyeli 1 ayı tamamlamak üzere olduğum insan...
"Ne alaka?" Diye sordum. Montumu giymeye devam ettim. Adını duyduğuma şaşırdığım çok belli olmasın istedim. Karşımdaki Baekhyun'du sonuçta, lafı evirip çevirip nereye getireceği aşikardı.
"Kahve alıyor şu an." Dedi. Başım oraya dönmek için yalvarmaya başladı bana. İlk önce bir şaşırdım. Anında dönüp Baekhyun'un doğruluğunu teyit ederim diye düşünmüştüm ancak saliseler için kendimi kontrol ederek tüm bedenime kilit vurdum. Arkama bakmamalıydım. Bakamazdım.
"Ne kadar pislik bir insan olduğunu hatırladım, yine ve yine." Dedi Baekhyun.
Sandalyeme oturdum tekrar. Montumun içine gömüldüm. Kitaplarımı toplayıp çantama tıktım usul usul. Çantama sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Lips || KaiSoo
FanficYalnızca dudakları görünüyordu. Yalnızca o kırmızı, kıpkırmızı dudakları... Ruju dağılmış kırmızı dudakları...