SERSERİ

İlk öpücük

Uzak dur
Uzak dur
Uzak dur
Aklımda yankılanıyordu. Son yarım saattir aklımdan geçen düşündüğüm tek şey. Bir söz insanın canını nasıl bu kadar yapabilir.

Telefonumun cebimde titremesiyle Yorganın altında Sortumdaki telefonumu aradım. yine tanımadığım bir numara.

Seni abiden Kıskanıyordum bir de asrın çıktı.  

Asrın'ı nereden tanıyor. Canıma tak etti artık. Sabahtan beri. Biri benimle dalga mı geçiyor. Sabırımı mı deniyorlar.

Kimsin sen?

Telefonu yastığımın yanına koyup mesaj bekledim bir cevap...Çok uzun bir süre geçmeden mesaj geldi.

Simdilik sadece sana platonik bir aşık.

Platonik kelimesini okuyunca aklıma asrın geldi. Platoniğim az önce beni fena kırdı. Elimdeki telefon tekrar titredi. Yeni bir mesaj.

Seni üzeni bende üzerim. Bunu kanıtlamam için aşağıdaki adrese gelir misin?

Anlamadım. Asrını mı üzecek ya Platoniğim Platoniğime zarar verirse. Çok karışık oldu. Beni telefonda rahatsız eden Platoniğim az önce beni kıran Platoniğime zarar verirse. Yine karışık oldu ama anladınız diye umuyorum.

Üstümü değiştirmediğim için kendime bir çikolata alacağım. Vakit kaybetmeden cüzdanımı aldım. Telefonu ve cüzdanı birer cebime koyup aşağı indim. Abime hesap verecek halim yoktu.

" dolaşıp geleceğim. " Bağırarak kapıdan çıktım. Bir taksi durdurdum. Mesajdaki adresi okuyunca taksici amca şaşırdı.

" kızım oralar iyi değildir. " Biraz tırstım. Az önce kalbimi kıran biri için bu riski almaya değer miydi. Tabiki Hayır. Deymez.

" amcacığım çok önemli bir işim olmasa giymezdim biraz acelem de var. " ben böyle söyleyince amca gaza bastı. Uzak bir yer değildi ama yakın da değildi. Arabayla 10 dakika yürüyerek 20 dakika gibi bir mesafe vardı.

Parayi ödeyip taksiden indim. Hava kararmak üzereydi bir an önce asrını uyarmalıydım. Buralar hiçte benim gelebileceğim yerler değildi ve abime inat giydiğim şortla...

Dar bir sokaktı burası sokağın sonunda bir bar vardı tabelası sokağın başından bile fark ediliyor. Abimle bir kere bara gitmiştim ama burası oraya hiç benzemiyor.

Dar sokakta ilerlerken öpüşen yiyişen ve böyle bir çok kişi vardı. Hava yeni kararıyor ya kararmasını bekleseydiniz en azından.

Dar sokaktan geçtikten sonra bara ulaşmıştım sonunda. İçeri girince gözlerim asrını aradı. Ne kadar kalbimi kırsada kırılan parçalar onun için atıyordu hala bu yüzden onu uyarmalıydım.

İlerlerken birinin kolumu tutmasıyla çığlık attım. Korkmuştum. Arkamı döndüğümde tanımadığım bir adam kolumu tutuyordu. Adam diyorum çünkü benden baya büyük olduğu belli.

" sakin ol küçük hanim. Seni ilk defa görüyorum birini arıyorsun galiba. " Kafamı salladım. Salak gizem adam muneccim mi nereden bilsin sen kimi arıyorsun.

" asrını arıyorum ben. " adam eliyle içeriyi gösterince eliyle gösterdiği yere baktım. Duvara bir kızı yaslamış öpüşen biri vardı. OLAMAZ BU ASRIN.

" Asrın. " dedi adam. Asrın bize doğru döndü. Gözleri mavi değildi yine neye kızdı acaba benim kadar kızgın midir. Aslında ben kızgın mıyım bilmiyorum ama kırgınım. Kendimi kötü hissediyordum. Adam kolumu bırakmıştı. Arkamı dönüp çıkışa koştum. Çarptığım insanlardan Özür dileyerek ilerliyordum. Dar sokağa çıktım. Zar zor ilerlerken birden kolumdan biri tuttu. Bu sefer çığlık atladım. Arkamı döndüm. Asrın.