Bir hafta okul uzaklaştırma aldım. Annemler bunu duyunca oda cezası verdiler. Bir hafta evde tatil yapacakken sadece yemek yemek için odadan çıkıyorum telefon tablet hiç biri yok. Bende test çözdüm. Derslerime çalıştım. Sınav haftası başlıyor sonuçta.
Asrın'la bir haftadır konuşamıyorum. Asrın deyince bile kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor ayaklarım birbirine dolanıyor nefes alamıyorum.
"Of bunaldım bu ne sıcak. Cam açayım en azından. "
Cama ilerledim ve camı açtım buz gibi bir hava içeri girdi. Titredim. Dolaptan hırka alıp Camın önüne oturdum. Boş boş sokağa baktım. Beş dakika falan oturmuşumdur Camın önünde. Abim içeri girince yanına gittim ve sarıldım. Yalakalık yapmayı sevmem ama bir haftadır odada sıkıldım.
" Yalakalik bu abiye Sökmez. " hemen anla zaten. Beni azıcık tanısan olmaz mı? çok fazla tanıyorsun.
" ama ben bir haftadır bu odada çok sıkıldım abicim. " Abimin yanağına öpücük kondurdum. Abimde Bana sıkıca sarıldı. Asrın gibi. Asrın nereden çıktı şimdi. Bak yine heyecanlandım.
" al bakalım bu telefonun yarın sabahta erken kalk kahvaltıya gidelim... " hayır ailecek kahvaltı sonradan alışveriş. Beni kahvaltı ile kandıracaklar.
" alışveriş dimi sonra. Abim valla olmaz annemi bilmiyor musun ? " Annem her mağazaya girer bakınır orayı alt üst eder bir şey almaz. Bende annemle alışverişe çıkmayı hiç sevmiyorum.
" istanbula dönücez hafta sonu orada kalıcaz. düğün var. bilmem kimin düğünü annemi biliyorsun bir elbise alman şart. " abim düğünlerden hoşlanmıyor çünkü annem gelin arıyor. Abim evlenmek istemiyorum dese bile.
" yarın akşam yola çıkıcaz yat uykunu al bakayım. " ben yatağa yattım abim Üstümü örttü Alnıma öpücük kondurdu ve ışığı kapatıp odadan çıktı. Kafamı yastığa gömdüğüm gibi uyuya kaldım.
Sabah Alarmımı kapatmak için çabalarken yataktan düştüm. Kaselerim acıdı. Banyoya girip yüzümü yıkadım. Bu günü atlamam lazım. Saçımı topuz yaptım ve dolabın önüne oturdum. Aklımda ne giyeceğimi ovuşturdum. Bir kot pantolon üstüne beyaz kazak giydim. Telefonu cebime koyup aşağı inip askidan Yağmurluğumu aldım.
" ben hazırım. " abim her zamanki gibi televizyon izliyordu. Bana döndü ve beni süzdü.
" kot pantolon sana çok yakışıyor. " yine başlıyoruz. Gözlerimi mutfağa çevirdim. Annem mutfakta telefonla konuşuyordu. Yanına gittim.
" Anne. " Annem Bir an korktu bana döndü.
" Sessiz sessiz neden geliyorsun. " baş parmağı ile damağını kaldırdı. " neyse kalktığına göre gidelim. "
Arabaya bindim. En sevdiğim yabancı müzik kanalını açtım. Annemle gavur müziği kavgası yaptıktan sonra Ben müziğimi dinlemeye devam ettim. Küçük bir Kafenin önüne gelince ben annemle içeri girdim. Abim arabayı parkedecekti. İçerideki sandalyeler renk renkli kafe mavi masalar ise beyazdı. Ben sarı bir sandalyeye otururken annem yeşil bir sandalyeye oturdu. Abim gelince siparişleri verdik. Annem ve abim kahvaltı tabağı ve kahve alırken ben simit sandviç ve portakal suyu aldım. Yemekten sonra abim hesabı ödedi. Biz kafenin kapısında beklerken abim arabayı getirdi.
Bütün mağazalara girip çıktık. Annem eline gelen elbiseyi denetti. Abime lacivert bir takım elbise bana ise siyah belden oturmalı kalın askılı sade bir elbise aldı. Sırt dekoltelisi olduğu için abim biraz mırın kırın etsede annem onu dinlemedi bile.
" Valizlerinizi hazırlayın sabah erkenden yola çıkıcaz. " Arabadan inip eve girdim. Odama çıktım. Banyoya girip bir duş aldım. Duştan çıkınca Üstümü giyindip vücudumu yatağa bıraktım. Valizimi hatırlamadığımı aklıma geldi. Kalkıp sırt çantama iki şort iki tshirt pijama ve birkaç iç çamaşır kitap kulaklık koydum. Artık uyuyabilirim. Yatağa yattım.
Arabanın arka koltuğuna yastığımı atıp sabahın köründe uyandırıldığım için yarım kalan uykuma devam ettim. Abimin beni dürtmesiyle gözlerimi araladım.
"Yemek yiyeceğiz. " Başımı Hayır anlamında sallayıp kafamı yastığa gömdüm. Abim beni kucakladığı gibi arabadan indirdi.
" Yemek yemek istemiyorum. Uyumak istiyorum. " abim bir çeşmenin önünde beni indirdi. Yüzümü yıkadım sonrada bir restorantta kahvaltı yaptık. Arabaya bindiğimizde uykum kaçmıştı. Arabanın radyosundan yabancı müzik kanalını açtım.
" istanbulda Nerede kalıcaz. " Annem Abimle konuşmasını kesip bana döndü.
" Aysel teyzende kalıcaz. " en son kalmak istediğim yer. Gıcık kuzenim burak'la kalmak istemiyorum. Aynı yaştayız ve o benle sürekli dalga geçiyor.
"Anne sokakta kalalım orada kalmayalım. " dedim yalvararak ama teyzemlere giden sapaktan sapmıştık bile.
İstanbulu özlemişim. Ne kadar kötü hatıralarım olsada iyi hatıralarım da vardı. İlk kez ailecek Lunaparka gittiğimiz gün sallanmaktan midem bulanıp kusana kadar Salıncaklara bitmiştim. Abim beni kandırıp hız trenine bildirdiğinde ise Korkudan ağlamıştım. Tabiki abim bana pamuk şeker alınca Onu affettim.
" geldik gizem." Annemin sesiyle hatıraları rafa kaldırdım. Burak'ın evin bahçesinde Salıncakta telefonla uğraşırken görünce suratım asıldı. Arabadan indim. Yüzümü elimle kapatıp Abimin arkasından eve ilerlemeye başladım. Bir ellerimi yüzümden çekip bana sarıldınca durmak zorunda kaldım.
" Naber Yabani?" Arkadaşım olmaması yabani olduğum anlamına gelmez.
" iyiyim. Sen de iyisin hala dalga geçtiğine göre. " dedim stemle.
" kötüydüm sen geldin artık çok iyiyim. " geber. " senle dalga geçmek için gün saydım. "
" Anne... " diye bağırdım. " ben gidiyorum bu gıcığa daha fazla dayanamayacağım. " beni saran Kollarından kurtulup arabaya yürürken annem kolumdan tutup ben çevirdi.
" siz biraz gezin. Gizem istanbulu özlemiştir. " dedi annem beni umursamayarak burak'a.
Burak kolumdan tutarak beni bahçeden çıkardı ve yürümeye başladık. burak'tan kurtulmak için telefonumu çıkardım ama burak Telefonumu kapatıp kendi cebine koydu.
"Ver şu telefonumu. " dedim elimi cebine atarak. Elimi tuttu cebinden telefonu çıkarıp havaya kaldırdı.
" alsana. " ondan kısa olduğum için çok rahat meydan okuyor tabiki.
Bir elimi Boynuna koyup destek alırken bir elimle telefonu almaya çalıştım. Parmak ucumda olmama rağmen sadece parmaklarım yetişiyordu. Bir an nefesini dudağımda hissettim. Gözleri gözlerimde kalınca kendimi geri çektim.
Telefonumu cebine atıp kolumdan tutarak yürümeye devam etti utancımdan konuşacadım bir Apartmanın önüne gelince durduk.
Kolumdan tutarak beni içeri sürükledi. Merdivenleri kullanarak üçüncü kata çıktık çünkü asansörlerden korkuyorum. Bir keresinde tek başıma saatlerce Asansörde kalmıştım. Bağırmıştım hatta sesim bile kısılmıştı ama kimse duymamıştı.
" hala korkuyorsun değil mi? " dedi kaşlarını kaldırıp bana bakarken. Kafamı sallamakla yetindim. Bir kapının önünde durduk. İçeriden müzik sesleri geliyordu. Burak Telefonunu çıkarıp birini aradı telefon kapanınca kapı açıldı.
İçeriden yoğun sigara ve alkol kokusu geliyordu bir de ter ıyyy...
burak kolumdan tutarak beni içeri sürükledi. burası beni gelebileceğim bir yer değil. İçeride burak bir kaç kişiyle selamlaşıp bir yere oturunca yanına oturdum.
" bu güzellik kim yeni mi? " dedi Küpeli üstünde tshirt olmayan kalbinin üstümde ejderha gibi bir dövme olan çocuk.
" kuzenim." dedi kaşları çatıktı normalde böyle biri değildir genelde güler daha çok bana ama yinede güler.
" gel yakından tanışalım. " dedi kolumdan tutarak ayağa kaldıran sarışın. Beni duvara yasladı.
" Bırak onu." dedi burak sigarasını yakarken. Sarışın yanımdan ayrılırken burak'ın yanına oturdum.
Ne yapacağım ben burada...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ
Teen Fiction"Abime senin bana zarar vermediğini kanitlayacağım. " dediğimde boynuma küçük bir öpücük kondurdu. " sen ne dersen de inanmayacak kimse inanmaz. " dediklerinde Haklıydı ve bu canımı yakmıştı ama pes etmeyeceğim kanıtlayacağım.