08

847 142 40
                                    

Felix, Chris'i neredeyse bir haftadır görmüyordu ve bu kafasını karıştırmıştı. Bazı günler sadece Chris'le arkadaş olmak istiyordu ama bazı günler ise ondan sonsuza dek kaçmak ve bir daha onu görmemek.

Felix asla Chris'le arkadaş falan olamazdı. Felix'ten beslenmesi gerekiyordu ve rastgele gelen korkutucu anlar onu aşırı korkutuyor ve ağlamasına sebep oluyordu. Arkadaşlık buna benzemezdi.

Bu çok sinir bozucuydu.

Ama şu an emin olduğu tek şey vardı, o da Chris gittiğinden beri yalnız hissettiğiydi, ve bu oldukça garipti. Artık özgür olduğuna sevinmesi gerekmez miydi? Jisung'u araması, tekrar birlikte takılmaya başlamaları ve mutlu olmalası gerekiyordu.

Ama mutlu değildi.

Saat akşam dokuz gibiydi ve ailesi akşam yemeği için dışarı çıkmıştı ve sarışın çocuk bilgisayarıyla uğraşmaktan sıkılmıştı, o yüzden boş odaya onun adını seslendi.

"Chris"

Sessizlik.

Önceden de Chris'le işetişim kurmak için kullandığı kağıdı yere koydu ve üzerine iki kalem yerleştirdi.

"Mikey Mikey, orada mısın?" Kalem hareket etti ve cevabın üstünde durdu.

Evet.

"Benden uzak durmaya mı çalışıyorsun?"

Evet.

"Bunca zamandır evimde miydin?"

Evet.

"Bana sin-"

"Bu çok salakça."

Felix arkasını döndüğünde Chris'le yüz yüze geldi. Hayaletin hissettiği duyguları yüzünden okuyamıyordu. Üzgün ve sinirli gibiydi ama Felix yine de emin değildi, ona gülümsedi.

"Chris!"

"Ne?"

"Neredeydin? Seni özledim." Dudaklarından dökülen kelimeleri engelleyememişti ve şimdi de yanakları kızarmış bir şekilde Chris'in onu duymamış olması için dua ediyordu.

Gerçekten Chris'i özlemiş miydi?

"Beni mi özledin?"

"Yani... Evet. Seni özledim."

Chris'in o anda sadece istediği Felix'e sıkıca sarılıp onun her yerini öp-

Ne?

"Chris?"

"Ne?" Oh doğru. "Ben de seni özledim Felix... Senden kaçtığım için özür dilerim..."

"Evet onun hakkında... Sana yapmamam gereken bir şey mi yaptım?"

"Hayır sen sadece- Felix benden nefret mi ediyorsun?"

"Hayır."

"Ama öyle demiştin. Benden nefret ediyorsun."

"Hayır be- oh, Chris ben ciddi değildim."

"Yani benden nefret etmiyorsun?"

"Asla etmeyeceğim."

"Yemin eder misin?"

"Yemin ediyorum."

Chris hafifçe gülümsedi ve tam arkasını dönüp kaybolmak üzereyken Felix'in kollarını  beline dolayıp kafasını boynu ve omzunun arasına koymasıyla irkildi.

"Birazcık kal lütfen."

"Peki."

Birlikte felix'in yatağına uzandılar, ve Felix'in kafası Chris'in göğüsüne yaslanmış ve kolları beline dolanmış bir şekilde uyudular.

İkisinin kalpleride göğüslerini delercesine hızlı ve gürültülü atıyordu.

Felix, derin nefesler alarak uykuya daldı.

Chris, o gece yaşıyormuş gibi hissetti.

*****
Feelsten öldüm yazarken ağağğağağa

Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn

Sizi seviyorumm
~

Challenge | ChanLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin