iyi okumalar~Felix sonraki sabah uyandığında titrediğini fark etti ve üstündeki örtünün odanın en uzak köşesinde durduğunu gördü.
Bu çok tuhaf olsa da görmezden gelmeye çalıştı, akşam pencereleri açık bırakmıştı ve rüzgardan olmalıydı.
Okul için hazırlanmaya başladı ve kahvaltı için ailesine katılmayarak direk olarak okula gitmek için yola çıktı.
---
Okula giden sokakta yürürken aklına dün gece yaşananlar geldi. Özellikle de kaba davranması.
Dün Jisung'a o kadar kaba olmamalıydı. Olanlar onun hatası değildi, sadece Felix o aptal oyun yüzünden biraz gergindi.
Jisung'un mesaj atıp atmadığınj görmek için telefonunu açtı ama mesaj kutusunun bomboş olduğunu görünce ona mesaj attı.
Jis ck özr dilerm
Okula gidene kadar dört kez kalçasında bir el hissettiğine yemin edebilirdi.
---
Günün geri kalanı normaldi. Tabii, Felix soyunma odasındayken kimsenin kullanmadığı duşlardan kendine bakan bir çift yeşil göz görmesi haricinde.
Öğle yemeği sırasında Jisung'u gördüğünde tepsisine sadece biraz pilav ve bir kutu portakal suyu alıp onun yarına yürüdü.
"Dün için özür dilerim."
Jisung göz devirdi ve bir kutu portakal suyunu kavrarken onu görmezden geldi.
"Çok saçma davrandım ve seni dinlemem gerekiyordu."
"Öyle yapsan iyi olurdu." Siyah saçlı çocuk her zaman oturduğu masasında mırıldandı.
Felix onun yanına oturdu. "Bana sonsuza kadar kızgın kalamazsın."
"Öyle san"
"jisuunnggiiee~"
Felix kendi tepsisinden portakal suyunu alıp onun tepsisine koydu.
Jisung gülümsemeye çalıştı. "Beni portakal suyuyla kandıramazsın."
"Dün Lee Minho ile konuştum."
Bu Jisung'un ilgisini çekmişti. "Cidden mi?"
Felix sırıttı. "Kimya projesi için benim evime gelecekti ve ben de arkadaşım Jisung'un da orada olacağını söyledim."
Felix, Jisung'un onun kimya sınıfındaki siyah saçlı çocuğa karşı bir şeyler hissetiğini biliyordu ve bu fırsatı kaçıramazdı.
"Resmi olarak affedildin."
"Ben de öyle düşünmüştüm." Felix arkadaşıyla tekrar barışmasıyla gülümsedi.
Yemek saatinin geri kalanını Jisung'un pazartesi günü olacak futbol maçı ve kız kardeşinin nasıl markette bir ünlüyle tanıştığı hakkında konuşarak geçirdiler.
Okuldan sonra Felix tekrar o yeşil gözleri gördü, ama bu sefer okulun arkasına gizlenmşti ve bunun üstüne başı dönmeye başlamıştı.
Bu konu hakkında Jisung'la konuşmaya karar verdi.
"Um... Jisung, sana bir şey sorabilir miyim?"
Jisung mırıldanarak onayladı ve elindeki telefondan annesine mesaj yazmaya devam etti.
"Mikey Mikey oyununu ya da her neyse onu denediğimizden beri sana da garip şeyler oluyor mu?"
Jisung birkaç saniyeliğine duraksadıktan sonda telefonunu kapatıp cebine attı. Felix onun kahkaha atmasını ya da onun bir manyak olduğunu söyleyip dalga geçmesini bekliyordu ama o sadece yüzü asık bir şekilde ona bakıyordu.
"Teşekkürler Tanrım, çıldırdığımı düşünmüştüm."
"Cidden onun Mikey Mikey olduğunu mu düşünüyorsun peki?" Felix hala Jisung'un şaka yaptığını ve bunların sadece onun hayal gücünin uydurduğunu söylemesini bekliyordu.
Ama hiçbir şey Felix'in stediği gibi gitmiyordu.
"yani, evet"
Jisung saçlarını kaşıdı. "Hiçbir fikrim yok... Bence ona sormalıyız."
"Kime."
"Ona, Mikey."
"Kesinlikle olmaz."
"Başka bir fikrin var mı?"
Felix, arkadaşı ona ikna edici bakışlar atarken sessiz kaldı.
"Tamam hadi hazırlanalım."
---
İki çocuk Jisung'un odasında dün gece gibi kağıt ve kalemlerle oturuyorlardı. Ama bu seferki biraz daha farklıydu, Felix hiç soru sormadan kristalleri yerleştirdi, Jisung suyu çoktan haxırlamıştı ve Felix bu sefer ısrar etmeden soruyu sordu.
"Mikey Mikey, orada mısın?"
Felix tekrar dülünmeden kalem evet yazan kısmı işaret etti.
"Jis, kalem hareket etti."
"Görebiliyorum aptal, hadi ona bir soru sor."
"Mikey Mikey, bizi mi takip ediyorsun?"
Evet.
"Beni rahat bırakır mısın, lütfen?"
Hayır.
Felix dondu. Jisung da o da başka bir sözcük söyleyemedi.
Daha sonra Jisung yaklaşarak sordu.
"Beni rahat bırakır mısın peki?"
Evet.
"Ne?!"
Felix, Jisung'a onu öldürebilirmiş ve çoktan cenaze törenini planlamış gibi bakıyordu.
"Benden nefret mi ediyorsun?" Felix hayalete bu kelimeleri sorarken kekelemediği için mutluydu.
Hayır.
Felix ağlamak istiyordu, hayatınım geri kalanını bir hayaletle geçiremezdi. Geçen gece sadece aşağıda kalıp Fifa oynamış olmayı dilerdi.
"Jisung ne yapmalıyım?"
Jisung kollarını Felix'e dolayıp onu göğsüne çekerken yerdeki kağıda öldürücü bakışlar atıyordu.
"Gerçekten hiçbir fikrim yok."
*****
Hi guysSabahtan beri ingilizce türkçe bütün chanlix ficlerini okudum duygusallarda ağladım bazılarında güldüm COKSEL Bİ GÜNDÜ
Kontrol etmeye üşendim yazım yanlışı varsa üzgnm bebişler
Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
Sizi seviyorum
~♥
Chanlix world domination👊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Challenge | ChanLix
Fanfiction"jisung, kalem hareket etti" "Görebiliyorum aptal, hadi ona bir şey sor"