10

859 125 60
                                    

Felix ve Jisung uzun bir süredir okul dışında görüşmüyorlardı. Sorun Chris falan değildi, Jisung okulun futbol takımına girmişti ve artık her gün antrenman yaptığı için meşgul oluyordu. Felix de artık Chris'le arkadaş olduğu için bunu fazla kafaya takmıyor gibiydi.

Ama Felix onunla takılmayı özlemişti o yüzden ona bir mesaj attı.

Felix: jisung jisung jisung jisung jisung jisung jisung jisung

Felix: jisung

Felix: jisung

Felix: Dostum.

Jisung: ne istiyorsun?

Felix: Hala maça mı hazırlanıyorsun?

Jisung: sana mesaj yazdığıma göre hayır.

Felix: iyi çünkü buluşalım dicektim.

Felix: Cidden Chris'den mi korkuyorsun.

Jisung: evt.

Felix: onun zararsız olduğunu söyledim

Jisung: Herneyse bizim eve gel

Felix: yarım saat sonra orada olurum

Jisung, Chris'i pek sevmiyordu ve Chris de Jisung'tan tamamen nefret ediyordu, yani aynı odada olmamaları her ikisi içinde en iyi olan şeydi.

Jisung'un paranormal şeyleri sevdiği düşünülünce, onun Chris'i seveceğini sanmıştı ama hala iki en iyi arkadaşının geçinememesi onun sinirlerini bozuyordu.

Bir süre sonra çantasını alıp Jisung'un evine doğru ilerledi.

Oraya vardığında Jisung'u elinde bir çift soğanlı cips tutarken gördü, Felix'in bunu sevdiğini bildiği için ona da almıştı.

Jisung'un odasına çıkıp yatağa oturdular. Jisung'un odası, Felix'in odasına fazlasıyla benziyordu çünkü her ikisinin duvarlarında posterler ve etrafa saçılmış kıyafetler vardı.

"Ee naber?" Jisung elindeki paketlerden birini Felix'e uzattı.

"Yeni bir şey yok, senden?"

"Ben ve takımım durmadan pazartesi günkü maç için çalışıyor olabiliriz ama cidden sen çok solgun görünüyorsun, daha çok dışarı çıkmalısın." Felix'in teni her zaman solgundu ama bu sefer Jisung haklıydı ve daha fazla dışarı çıkıp arada sırada Jisung hariç kişilerle de konuşması gerekiyordu.

"Evet sanırım haklısın. Sadece Chris'i yanlız bırakmak istemiyordum."

"Uh ne zamandır dünyan Chris etrafında dönmeye başladı? Evli çiftler gibisiniz ve bu çok sinir bozucu."

"Kes sesini. Dünyanın Chris'in etrafında falan dönmüyor..." Sinirle kollarını göğüsünde birleştirdi.

"Bir hayalete aşık olmak garip değilmi?" Jisung elindeki boş cips paketini çöpe atmak için ayağa kalktı.

Felix başını duvara yaslayıp kahkaha atmaya başladı. "Chris'e aşık değilim, Aman Tanrım." Yanına oturup onu garip gözle süzen Jisung'a baktı.

"Neden böyle düşündün?"

Jisung omzunu silkti. "Bir araya gelebildiğimiz kısıtlı zamanlarda hep onun hakkında konuşuyorsun ve bana sarılıp uyuduğunuzu falan da anlattın... Bak bilemiyorum. Aslında birlikte çok tatlı bir çift olurdunuz."

Felix, Chris'in onunla öpüştüğünü falan hayal edince birkaç saniye durakladı. "Benim tipim değil, yaşayan insanlardan hoşlanırım. Onun aşık olabileceğini bile sanmıyorun, hayaletlerin duyguları olmaz diye biliyorum."

Jisung kıkırdadı. "Sanırım haklısın. Sıkılmaya başladım, hadi ölü sevgilin hakkında konuşmayı bırakıp Fifa oynayalım."

"Evet herneyse." Felix gözünü devirip konsolu çalıştırdı.

Chris'den sevgili anlamında hoşlanmıyordu.

****
ben size bisey dicektimde unuttum dkamxmks

Şu kısa mesajlaşma yerlerini yazarken aklıma fuckboy gelio duygunlanıorum abi çok yarım bitti ya

Ve sanırım hyunho çevirime ara vericem çünkü hiç çeviresim yok cidden internetim az

BİDAAKİ BÖLÜMDE SMUT VAARR UEHEUEH

Hadi vote verip yorum yapmayı unutmayın

Sizi seviyorum
~♥

Challenge | ChanLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin