İyi okumalar~
Üstüne günler geçmesine rağmen Felix hâlâ o geceyi düşünüp duruyordu. Tüm vücudundaki acıyı ve tavandaki yazıyı.
Jisung'a neler olduğunu anlatmamak için zor duruyordu. Eğer ona bir kelime dahi söylese, Chris onu cezalandırırdı.
Ama jisung, ters giden bir şeyler olduğunu anlamış ve onu evine davet etmişti.
"Felix, sana neler olduğunu anlatacak mısın?"
Felix sessiz kaldı.
"Felix, yine mi Mikey Mikey şeytanı?"
"Beni yanlız bırakmıyor, Jis ve ben gerçekten korkmaya başladım." Felix ağlamamaya çalıştı, cidden. Ama her şeyi uzun süredir içinde tutuyordu ve bu da onu yavaşça yok ediyordu.
"Hepsi benim suçum, bunu yapmak istemediğini bana söylemiştin."
"Jis, Aman Tanrım ağlıyor musun?"
"Hayır, siktir git."
Felix gülümsedi ve arkadaşına daha da sıkı sarıldı ama birden başka bir şey söyleyemeden kollarında bir ağarlık hissetti ve Jisung'u bıraktı.
Gözlerini açtı ve arkadaşının sertçe odanın duvarına çarptığını gördü, ve tanıdık siyah gölge de ona kapıdan bakıyordu.
"Ne istiyorsun?"
Seni.
"Ne?"
Seni istiyorum, ve arkadaşın da senden uzak durmalı.
"Sen bana arkadaşlarımın benden uzak durmasını falan söyleyemezsin!"
Evet, söylerim. İstediğim her şeyi yaparım.
"Ben de istediğim her şeyi yapabilirim!"
Jisung arkadan boğazını temizledi.
"Sizi bölmek istemem ama kıskanç bir erkek arkadaş gibi davranıyorsun."
Daha gözünü bile kırpmadan gölge çoktan Felix'in yanına gelmişti.
İnsani duygularım yok ama o bana ait.
Felix yapılacak en iyi şeyin Jisung bir daha Chris tarafından rahatsız edilmemesi için eve gitmek olduğunu düşündü.
"Jis, sanırım ben..."
"Evet"
Felix eve giderken arkasından kulağına fısıldanıp duran sözcüğü umursamamaya çalıştı.
Benimsin.
---
Okuldan geldiğinde daha garip şeyler oldu.
Çantasını masasına fırlattı ve iç çekerek yatağına oturdu.
"Okul nasıl geçti?"
"Sen Chris misin?"
"Hayır ben senin Avustralya 'dan gelen kayıp abinim" Chris kıkırdadı. Kıkırdaması mükemmeldi.
Sesi birkaç hafta önce duyduğu gibi korkutucu ya da ürpertici falan değildi.
Daha... İnsansıydı.
Aynı onun gibi.
İnsan olamayacak kadar soluk teni haricinde oldukça normal biri gibi görünüyordu. Siyah saçları, kırmızı dudakları ve onları son gördüğünden beri hâlâ parlayan ve tanıdık yeşil gözleri vardı.
"Okul idare ederdi..."
"Eğlendin mi?"
"... Evet."
"İyi."
Şu an cidden konuşuyorlar mıydı? Ve şeytanı ona iyi mi davranıyordu?
"Neden bu kadar iyi davranıyorsun?"
"iltifat mı ediyorsun?"
"Hiç de bile, sadece merak ettim."
"Aç değilim."
"Ne-"
"Ben korkuyla beslenirim. "
Oh.
"Yani eğer aç değilsem seni ölümüne korkutmak için bir neden yok, ama inan bana, bu akşam canım atıştırmalık isteyebilir."
Chris sırıttı ve Felix'e daha da yaklaştı.
Felix kollarını göğüsünde birleştirdi ve itiraz etti. "Başka insanları da korkutabilirsin! "
"Yapamam. Artık sana bağlıyım o yüzden sen ölene kadar başkasının korkusuyla beslenemem."
Felix iç çekti ve kollarını hala göğüsünde tutarak yatağa uzandı.
"Bu çok şirin."
"Uh?"
"kollarını kavuşturup suratını asman. Bunu beğendim." Chris gülümsedi.
Felix'in yanakladı pembeleşti ve az kalsın o da ona gülümseyecekti.
Felix o gece sakin bir şekilde uyudu.
******
Oy sınırını kaldırıyom cnk dayanamayıp salıyorum bölümleri NXÖNZlÖXNALZVote verip yorum yapmayı unutmayın
Sizi seviyorumm
~♥

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Challenge | ChanLix
Hayran Kurgu"jisung, kalem hareket etti" "Görebiliyorum aptal, hadi ona bir şey sor"