"Ne demek Hyunjin pisliği yine sana dokundu?"
"Önemli bir şey değil...o-o sadece pantolonumun üzerinden penisimi sıktı ve bu beni kızdırdı." (izin veriyorum sövün)
Chris ellerini Felix'in omzuna koyup onu sarstı. "Bu önemli! Senin iznin olmadan sana dokunmuş ve rahatsız hissetmene sebep olmuş. Ayrıca o kişi de ben değilmişim."
Felix iç çekti. "Hey iyi olacağım, cidden. Bunun üstesinden gelebilirim."
"Felix. Kimsenin sana böyle dokunmasına izin veremem."
Ve aniden yok oldu.
-
Günler geçti ve Felix, Chris'in varlığını gittikçe daha da özlüyordu.
Onun sesini, öpücüklerini ve 7/24 onu sinir etmesini özlüyordu.
Ama geri gelecekti. Her zaman gelirdi.
Ve o anda Felix tamamen kafayı bulmuş olmasına rağmen hala onu düşünüyordu.
Klüpten yayılan hızlı ritimli bir müzikle birlikte terli bedenler birbirine sürtünüyor, bu da Felix'in ayakta durmasını ve elindeki kehribar renkli içkiyi dökmemesini zorlaştırıyordu.
Jisung'un onu nasıl böyle bir partiye gelmesini sağladığını bilmiyordu ama bir konuda emindi:
Bir daha asla yapmayacaktı.
Çok fazla içki içmişti ve bu da başının dönmesine ve odayı daha bulanık görmesine neden oluyordu. Bedenine dokunan eller vardı ve ellerin iki ya da on tane olduğunu kavrayamadığı için onları itmesi de mümkün olmuyordu. Kafasını çevirdi ve Jisung'un sonunda Minho'yla (muhtemelen?? her şey fazla bulanıktı.) mutfakta yiyiştiğini gördü ve bu nedenle hafifçe gülümsedi.
Ve aniden Jisung'u beklemek yerine bu mekandan ayrılıp eve gitmenin iyi bir fikir olduğunu düşündü. Ama bileğini tutan bir şey vardı ve hızla onu odadan çıkarıp merdivenlerden yukarı çıkaran sarı saçlı, uzun şekli fark etti. Geri çekilmeyi deniyordu ama bedeni ona tepki vermiyor ve bu da onu korkutuyordu.
Ve o anda sadece sarhoş olmakla kalmadığını anladı.
Kimseden içki almadığını sanıyordu, annesi ona bardakları etrafta bırakmamasını ve asla yabancıların verdiği içeceklerden içmemesini öğretmişti. Sadece Hyunjin'den bir içki kabul etmişti ama bu sayılma-
Tamam, siktir.
Bir odaya itildi ve yatağa düştü. Çığlık atmak istiyordu ama dili kesilmiş gibiydi ve birden pantolonunun aşağı indirildiğini fark etti.
Ve aniden her şey karardı.
Bayıldığından falan değildi, sadece evdeki tüm ışıklar kesilmişti. Artık arkada çalan müzik yoktu ve Hyunjin, omuz silkip Felix'i yüz üstü çevirmeden önce etrafa baktı.
"Seni bekletmek istemiyorum, değil mi bebeğim?"
Felix, onun belini saran ellerden kaçmaya çalışıyordu. Sertliğini Felix'e sürtmeye başladı ve bu neredeyse onun ağlamasına neden olacaktı.
Aniden Tanrı dualarına yanıt verdi ve Hyunjin geri çekildi. Odada yankılanan çığlıklar duydu ve bir sürü kırmızı iz gördü. Neler olduğundan emin olamasa da onun ne olduğunu kesinlikle biliyordu:
Bu onun hayaletiydi.
******
Hyunjini surekli piç yapiyorum ben neden, taslaklarimdkai ficlerde de oyle MSLQÖRLAÖRLÖWFicin bitmesine 8 yada 9? Bölüm falan kaldı tahminimce AGLXM BUDA BİTİOR
Neyse hadi gittim ben
Sizi seviyorum
~♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Challenge | ChanLix
أدب الهواة"jisung, kalem hareket etti" "Görebiliyorum aptal, hadi ona bir şey sor"