(YAZARIN ANLATIMINDAN)
SON 8 GÜN
♠♠♠
Min-Seo hiç olmadığı kadar sıkılmıştı. O eskiden capcanlı bir kız idi. Bu olanlar onu bu hâle getirmişti.
Neden dışarıya çıkamayayım ki diye düşünmüş ve dışarıya çıkma kararı almıştı. Oturduğu koltuktan uyuşuk hareketlerle kalkıp odasına gitmişti. Üzerine siyah badi, siyah deri ceket ve siyah dar bir pantolon giymişti. Son olarak spor ayakkabılarını almış ve kendini dışarı atmıştı. Temiz hava almak biraz da olsa rahatlatmıştı onu.
Caddeye yürürken düşünceli gözüküyordu ancak zihninde hiçbir düşünce yoktu. Başını hiç kaldırmamıştı. Yanından geçen insanlar vampir görmüş gibi ona bakıyorlardı ve Min-Seo bunu dahi fark etmemişti.
Fazlasıyla dalgındı. Günlerdir evinde ruh gibi geziyordu. Duyguları bir şırıngayla alınmış gibiydi ve bu haldeyken kendini çok tuhaf hissediyordu.
Kafasını yavaşça kaldırdı ve etrafına baktı.
Bugün hava biraz bulutluydu. İçi ürperdi.
Titremeye başladı.
Üşüdüğünü hissetti.
Yürüdü... Yürüdü... Yürüdü...
Akıp giden zamanın farkında bile değildi.
Hava kararmıştı.
Min-Seo bunu umursamadı.
Nedensiz bir şekilde o eve dönmek istemiyordu.
Dar bir sokağa girdi farkında olmadan.
Sanki ayakları bilinçsiz bir şekilde hareket ediyordu.
Vücudunu biri ele geçirmiş gibiydi.
Yürümeye devam ediyordu sadece.
Ellerini ceketinin cebine soktu. Bir şekilde ısınmalarını bekledi.
Karşısına birkaç tane maskeli adam çıkınca umursamadan yürümeye devam etmeye çalıştı.
Çalıştı diyorum çünkü adamlar yeniden Min-Seo'nun önüne dikilmişti.
-Neler oluyor?~ Min-Seo
Min-Seo ruhsuz bir tavır ile sordu.
Hiçbir şey umurunda değildi.
O adamlar maskeli ve korkutucu görünüyorlardı.
Bu bile umurunda değildi. Oysa birkaç ay öncesine kadar topuklarını poposuna vuracak kadar bir hızda oradan kaçardı.
Maskeli adamlar hiçbir şey demeden sadece Min-Seo'nun önünde dikilmeye devam ediyordu.
-Dalga mı geçiyorsunuz?! Bakın şaka kaldıracak durumda değil-~ Min-Seo
Min-Seo'nun sözünü kesen şey tam olarak önünde duran adamın maskesini indirmesiydi.
Sonra onun yanındaki indirdi.
Ardından onun yanındakinin yanındaki.
Min-Seo korku ile gözlerini büyüttü.
Önünde duran adamların yüzleri adeta erimişti. Sanki kaynar bir suda ömürleri boyunca bekletilmiş gibilerdi.
Yüzlerinin bazı kısımlarında delikler vardı.
İçlerinden bir tanesi Min-Seo'ya bakıp hafifçe gülümseyince Min-Seo çığlık attı.
Ardından bütün haftanın ruhsuzluğunu çıkarırcasına arkasına dönüp koşmaya başladı.
Göğüs kafesi sıkıştı.
Nefes almaya çalışıyor ama başaramıyordu.
Gözlerinden yaşlar akıyor ve durmak bilmiyordu. Korku hissi bütün vücudunu ele geçirmiş gibiydi.
Koşmaya devam etti.
Arkasında onun korkusu ile beslenerek sırıtan bir Yoongi bırakarak.
•••
Min-Seo eve kendini nasıl attığını bilemiyordu.
Sadece ağlıyor ve çığlık atıyordu.
__________________________________
Bölüm sonu
VOTE VREEEE
HUAGAGAG
BUNDAN SONRAKİ BÖLÜMLER DAHA DA GARİP OLACAAGHK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Are You Real?
Adventure-Kankaaghh canım sıkıldığhh. Hadi insanları işletelimm. +Knk mal mısın? ----------------------------------------- O günden sonra, Min-Seo'nun başına her ne gelecek ise, onlardan da sorumlu olacaktı Min Yoongi. *kitap kapağı bana aittir*