18

75 29 159
                                    

(YAZARIN AĞZINDAN)

SON 4 GÜN

♨♨♨

Gözlerini açtığında etrafı kırmızı ve bulanık görmüştü Min-Seo. Bunu garipsemiş ve elleri ile gözlerini ovuşturmuştu. Gözlerindeki kurumuş kan ona acı ve zevki veriyordu...

Asla gözlerinden gitmeyen kan işini zorlaştırıyor ve etrafı görmesini engelliyordu. Bunu boş vermiş ve yerden destek alarak ayağa kalkmıştı. Elleri ıslanmış ve vıcık vıcık olmuştu. Tiksinerek ellerine bakmaya çalışmış ve umursamadan üstüne silmişti. 

Neredeydi Seo? Banyo? Belki...

Ellerini, ilk günlerde yaptığı gibi gözleri gibi kullanmış ve banyo diye tahmin ettiği yerden çıkmaya çalışmıştı. Yerler sanki sabun ile yıkanmış ve su dökülmeden bırakılmış gibiydi. 

Çok kaygandı..

İki adımından birinde tökezliyor ve yere düşüyor gibi oluyordu. Sinirden çığlık atmış ve yere sert bir şekilde adımlarını basarak yürümeye devam etmişti. Ellerini duvara süre süre yürüyor ve kapı kolunu arıyordu. 

Seo'nun banyosu bu kadar büyük müydü ki?

Elini sonunda kapı koluna değdirince 'yes' imaları yapmış ve çekmişti. 

Evet... Min-Seo kapının yolunu bulmuştu.

Azıcık açabildiği gözleri ile etrafı tarıyor ve izlenme hissini doğrulamaması için dua ediyordu. Her an bu izlenme hissi içinde büyüyor ve korkmasına sebebiyet veriyordu. İçinden çıkamadığı döngüde kaybediyordu. Kaybetmeyi sevmezdi  Seo..

Keskin bir koku gelmişti burnuna. Çok acı kokuyordu. Aynı hayatı gibi...

Her yer duman olmuş ev yanıyordu. Bazen düşünüyordu Seo.. Acaba kimse onun çığlıklarını duymuyor muydu? Oysaki hemen yanında başka bir ev vardı. Onu duyabilir ve görebilirlerdi. İnsanlar mı acımasız olmuştu, yoksa Min-Seo görünmez miydi?  Aklındaki sorular ile aşağı kata inmeye çalışmıştı Seo. 

Elini  sürdüğü yer yanıyor ve ağlamaklı sesler çıkarıyordu Seo. Şeytan ona hiç acımamıştı. Kendisinin yanlışlıkla birisine kapılıp gittiğini kabul etmek istemiyordu. Bu yüzen onu cezalandırıyordu.

Fark etmeden kendisini de bu cezanın içine sürüklemişti...

Kız evde yardım çığlıkları atıyor ama kimse sikine takmıyordu. Herkes ölmüş de, bir tek Min-Seo mu kalmıştı dünyada?

"YARDIM EDİN YANIYORUM!! İMDAT!"

Evin en çok tahta olan yerleri soyulmuş ve kararmıştı. Her yer is olmuş ve çok fazla duman kokuyordu.

Öksüre öksüre yanmayan bir yer aramıştı Seo..

Ufacık açabildiği gözleri yanmayan bir yeri tespit edince oraya koşmuştu hızla. Önünde durmuş ve sırtını duvara dayamıştı.

Ciğerleri duman ile dolup taşmış ve balgamlı bir şekilde öksürmesine sebebiyet vermişti.

Sırtından çıtırtı sesleri gelince Min-Seo çığlık atmış ve ağlamasını şiddetlendirmisti. Duvardan uzaklaşmış ve sırtındaki ateşi söndürmek için uğraş veriyordu.

Duvarda yazıya benzeyen ateşi görünce yine aynı şey olmuştu.

Başı dönmüş ve burnu kanamıştı.

SON 4 GÜN

Hıçkırıklar atıyor ve titriyordu. Sıcak ateşe alışmış ve vücudunda üşümeye sebebiyet vermişti.

"NEDEN BEN!? NEDEN?!"

Son kelimelerini kullanmış ve yere yığılmıştı.

Aslında ev yanmıyordu. Seo yanmıyordu. Ev yine aynı duruyordu.

Sadece şeytan öyle istemişti.

Yoongi, acı çeksin istemişti.

En büyük acıları çekmişti Seo.

Belki daha fazlası da olacaktı...

___________________________________

Yıllar sonra yb

Okurum beni tehdit edip yb yaz demeseydi ben yazmazdım hxkahd

Tenks beybe

Neyse

Vote düffen😪💋

Are You Real?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin