13 - düz yazı

1.6K 256 267
                                    

"daha iyi misin?" tendou'yu kendi elleri ile yıkayan ve şimdi de saçlarını bizzat kurulayan ushijima, kurutma makinesini kapatıp yöneltmişti sorusunu. tendou gözleri yarı kapalı ve uykulu bir şekilde başını salladı, onaylar biçimde.

ushijima bir bebek gibi baktı ona. üşüdüğü için kalın kıyafetler giydirdi. ve yatağın içine girmesinde yardımcı oldu.

"terlersen hastalığı vücudundan atabilirsin. ben rahatça uyuyabilmen için g-"

tendou'nun çoktan uyuyakaldığını görmek, ushijima'nın yüzünde buruk bir gülümsemenin meydana gelmesini sağladı. kızılın en güzel tonunda olan saçlarını okşayıp odadan sessizce ayrıldı.

aşağıya indiğinde tendou'nun endişeli annesini koltukta otururken buldu.

ushijima'yı fark eden kadın, hızla ayağa kalkmıştı. "evladım, satori'm nasıl?"

"uyuyor şu an, efendim. merak etmeyin iyi olacak."

bir süre ayrı koltuklarda sessizce oturdular. ilk konuşan tendou'nun annesi oldu. "sen... onun için arkadaştan fazlasısın değil mi?"

ushijima kadının direkt gözlerine bakıyordu. "ne demek istediğinizi anlayamadım."

derin nefes alıp veren kadın usulca söze girdi. "oğlum okula başladığı günden bu yana, daha ufacıkken yalan söylemeye başladı bana. okuldan her eve gelişinde arkadaşları ile olan eğlenceli maceralarını anlatırdı. gülmeyi kesmez, anlatmayı bırakmazdı hiç. bilirdim, anlattıklarının hiçbiri doğru değildi. kaç kez okula gidip öğretmenleri ile konuştum bilemezsin. bana onu okuldan almamı söylediler. inanabiliyor musun? oğlumla ilgilenmek ve onu kurtarmama yardımcı olmak yerine..." kadın titreyen sesi yüzünden bir süre ara verdi. 

"size su-" ayaklanan oğlanı konuşmaya kaldığı yerden devam eden bayan tendou durdurdu. ushijima yavaşça tekrar oturdu kanepeye. 

"elimden hiçbir şey gelmedi. birgün satori aniden sustu. okulda ne yaptığını bana anlatmaz oldu. yorulmuş olmalıydı tabii. nereye kadar devam edecekti ki sahte mutluluklarını bana anlatmaya?  hiç unutmuyorum, üçüncü sınıftı o zaman. eve geldiğinde ilk defa gözlerime bakmadı. ilk defa bana kocaman gülümsemedi okul sonrasında. hem çok üzüldüm hem de mutlu oldum. bana kötü bir anne olduğumu söyleyebilirsin fakat mutlu oldum işte. çünkü oğlumun sahte gülümsemeleri yüzünden yıprandığını hissediyordum. ufacıktı. satori'm henüz minicikti. ona bunu yapanlar çocuktu, şakalaşıyorlardı diğer herkese göre. fakat benim oğlum da bir yetişkin değildi ki." bacaklarına doğru eğilip  yüzünü elleri ile kapadı. ve hıçkırıklarını daha fazla içinde tutamadı.

ushijima oturdukları yerden görünen amerikan tarzı mutfağa ilerledi. bir bardak ılık suyu sakinleşmek için derin nefesler alan kadına götürdü. onun yanına oturup su dolu bardağı uzattı. teselli vermekte berbattı. bu yüzden evin annesi tekrar konuşuncaya dek sessizliğini korudu.

"ne kadar oldu..?" kendi kendine mırıldandı, bayan tendou. "sanırım bir ayı birazcık geçti. satori tıpkı okula ilk başladığı zamanlardaki gibi eve kocaman bir gülümsemeyle gelip bana sıradan okul gününü anlatmaya başladı. eskiden olduğu gibi değil ama. gerçekten dürüstçe. hatta..." kadın istemsizce güldü fakat yüzü hemen sonra buruştu ve ağlamaya başladı. "hatta birgün," derin nefes aldı. "sınıftakiler beni aralarında pek istemiyorlar ama yine de üzülmüyorum, dedi. ertesi gün sınıf arkadaşlarının oynadıkları voleybol oyununa onu almadıklarını ama üzülmediğini söyledi. diğer bir gün ise zorba iki arkadaşının öğle yemeğini elinden aldığını ama üzülmediğini söyledi..." acıyla buruşmuş yüzünü ushijima'ya çevirdi, tüm bu olanlar yüzünden fazlaca yıpranmış olan kadın. "bir anne bunları duymak istemez. bir anne oğlunun, ne yalan söylemesini ne de böylesine acı şeyleri dürüstçe söylemesini ister."

"çok..." ushijima sesini bulabilmek için boğazını temizledi. "çok özür dilerim. lisenin ilk yılından beri oğlunuzun uğradığı muameleye tanık olmama rağmen bir kez olsun sesimi çıkaramadım. hatta onun hakkında anlatılan birçok şeye inandım. fakat son zamanlarda biraz yakınlaştık ve ben, onu tanıma fırsatı buldum. oğlunuz her şeye rağmen beni affetti efendim. onu çokça kırdım, parçalara ayırdım hatta. ama o... o beni affetti. tendou inanılmaz biri. gerçekten inanılmaz biri."

gözlerini, tutmakta olduğu su bardağına çevirdi bayan tendou. "birgün geldi ve, biri var, dedi. benimle konuşan tek kişi, biraz soğuk bana karşı ama üzülmüyorum..." ushijima da kucağına indirdi gözlerini. bu insanların yüzüne bakacak yüzü kendisinde bulamıyordu bile. "ismi wakatoshi, dedi. o, sensin değil mi?" ushijima ağır bir şekilde başını salladı. hafif bir mırıltıyla da onayladı. "satori ismini çok seviyor, wakatoshi. oğlum seni çok seviyor."

ushijima kararlı gözlerini bayan tendou'nun gözlerine dikti. "ben de öyle efendim. ben de oğlunuzu çok seviyorum. ben de tendou satori'yi en az onun kadar çok seviyorum."

"sana inanmak istiyorum..." kadın tekrar ağlama krizine girmemek için dudağını dişledi. "lütfen wakatoshi, lütfen yavrum... sana yalvarıyorum satori'yi kurtar. onu koru, lütfen. senden istediğim tek şey oğlumu o canavarlardan koruman..."

ushijima derin bir nefes aldı ve verdi. "söz veriyorum," diye fısıldadı. ve sesini daha kararlı tutup devam etti. "kimsenin ona zarar vermemesi için çok çabalayacağım. söz veriyorum efendim."

×

yemin ediyorum yuz kez kontrol ettim bolumu ama bir yazim yanlisi ya da ne bileyim mantik hatasi varsa lutfen uyarin beni duzelteyim beynim kulaklarimdan akacak yakinda tarih calismam gerekiyor ama calisamiyorum bile DUSUNUN TARIH CALISAMIYORUM o derece fenayim

bolum ithafi sey_el 👉👈

MONSTER. # ushitenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin