7 - düz yazı

2.2K 323 492
                                    

"o da mı geliyor?" tendou yutkundu. boynuna astığı mavi kulaklığı usulca kulaklarına taktı. kulaklık bozuktu aslında. ama az da olsa insanların seslerini bastırabiliyordu. 

oturduğu banka çok da uzak olmayan bir kız grubunun kendisine baktığını gördü ve gözlerini ayaklarına indirdi. derin bir nefes aldı. neden ushijima'nın aklına sokmuştu ki kamp fikrini? en başta gitmek istemeyen kişi ushijima'ydı nihayetinde.

"hey," kulaklığı, başka biri tarafından indirildiğinde tendou irkilerek başını kaldırdı. ushijima. derin bir nefes aldı. "merhaba, wakatoshi-kun." dedi titrek bir sesle. merhaba, iyi ki geldin.

x

"tendou ve suzuki, siz kamp ateşi için ince ağaç dalları toplayacaksınız." tendou, şanssız olduğunu bilirdi. dünya ona gülerdi, alay ederdi. bu da bir kanıtıydı. görevler dağıtılmaya başlandığından beri ushijima ile eşleştirilmek için dua ediyordu. lakin beden eğitimi hocaları okulun en popüler kızı ile eşleştirmişti onu. sorun ettiği şey suzuki'nin popüler olması değildi. suzuki'nin tendou'dan nefret eden kişilerin en başında geliyor oluşuydu sorun. 

"hocam, cidden onunla mı göndereceksiniz beni ormana?" suzuki, hocaya ilerleyip herkesin duyabileceği bir ses tonuyla konuşmuştu. gözler kısa sürede tendou'ya kaymış, oğlanı bir adım geriye gitmeye zorlamıştı. bundan nefret ediyordu. tendou, bu muameleden nefret ediyordu.

"ne saçmalıyorsun ya?" bu çıkış tendou'dan değil, kaori'den gelmişti. kendisi ushijima'nın yakın arkadaşlarındandı. "ne demek onunla mı göndereceksiniz? asıl onun bunu demesi lazım. senin gibi biriyle bırak ormana odun toplamaya gitmeyi, şuradan şuraya gitmem ben." genç kızı birkaç kişi de desteklediğinde öğretmen kavga büyümeden iki zıt görüşlü tarafı da farklı yerlere aldı.

tendou şaşkındı. ilk defa biri onu savunuyordu. üç yıldır kimse ona iyi niyetle yaklaşmamıştı bile. bu, ağlaması için fazlasıyla yeterliydi ama sonraya sakladı. 

"beni korumak zorunda değildin." diye mırıldandı, kaori'nin yüzüne bakamazken. "özür dilerim."

"neden sen özür diliyorsun?" diye çıkıştı, sarışın kız. "sen ne yaptın ki? hiçbir şey! özür falan dileme." bir süre sinirle soludu ve tekrar bağırmaya başladı. "kendini neden savunmuyorsun? deli oluyorum ya senin gibi özgüvensiz bireyler yüzünden! neden sana bunların yapılmasına izin veriyorsun tendou-kun? neden ya? çok mu zor sen kimsin de bana bunları diyorsun, demek? ha?"

"şş, sakin." eita, sarışın kızı sakinleşmesi için biraz uzaklaştırdığında ushijima da tendou'yu gruptan ayırmıştı. 

"kusura bakma, her saniye sinirli bir tip."

başını salladı kızıl oğlan. birçok farklı grup kendi aralarında konuşarak beden eğitimi hocasının yapacağı son görevlendirmeyi beklerken tendou ve ushijima oldukça sessizlerdi.

"çocuklar," öğretmen yanlarına gelip ushijima'dan tendou ile takım olmasını istediğinde ushijima bunu memnuniyetle kabul etti. yüz ifadesi ve ses tonundan belki anlaşılmıyordu bu ama tendou ile vakit geçirmek ona kötü bir fikir gibi gelmiyordu artık.

birlikte ormanın sesini dinleyerek ince odun parçaları toplamaya başladılar. birbirlerinden çok uzaklaşmıyorlardı ve konuşmuyorlardı da.

ilk konuşan beklenenin aksine ushijima oldu. "en sevdiğin renk ne?"

tendou soruyu duyduğunda biraz şaşırdı ama ushijima'nın onunla konuşmak için çaba göstermesi onu mutlu etti. "kırmızı." dedi. "senin en sevdiğin renk ne, wakatoshi-kun?"

"bilmem. hiç düşünmedim."

"en sevdiğin aktivite?"

"bilmiyorum..."

ikisi de aynı dal parçasını almak için yere çömelmişlerdi ama ushijima'nın ikinci bilmiyorumu yüzünden bir süre öylece durdular. tendou birkaç saniyelik sessizliği bozup istemsizce güldüğünde ushijima ona baktı.

"tuhaf olanın ben olduğumu söylersiniz bir de..." kızıl saçlı çocuk bir süre kendi kendine güldü. 

"tendou," halen kıkırdamaya devam ederken gözlerini ushijima'ya çevirdi. "özür dilerim." esmer olanın sözleri tendou'nun gülüşünü soldurmuştu. "ben gerçekten... özür dilerim. çok özür-" tendou başını başka bir tarafa çevirdiğinde ushijima'nın sözü kesildi.

"neden özür dilediğini bilmiyorum. özür dilemesi gereken kişi sen değilsin ayrıca."

"böyle hissetmene sebep olanlardan biriyim ama. tendou, sana tuhaf olan muamelesi yaptığım için çok üzgünüm. ve kendimi affettirene kadar uğraşacağım. anlıyor musun?"

tendou, dudaklarının titrediğini fark etti ve onları birbirine bastırdı. "wakatoshi-kun," titrek sesi hem ushijima'nın canını yakmıştı hem de tendou'nun. dolu gözlerini ushijima'nın güzel gözlerine çevirdi. ilk defa bomboş bakmıyordu o gözler, tendou'ya. "neden..?" kızılın sesi fısıltıdan farksız çıkmıştı. "neden bana canavar muamelesi yaptınız..?"

MONSTER. # ushitenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin