"tendou-san," tendou çözdüğü sorudan kafasını kaldırıp yanında oturan mei'ye baktı. "şu soruyu yapamadım."
"ben de o sorudayım..." tendou birkaç saniye daha soruya baktı. ardından kafasını kaldırıp geldiklerinden beri konuşmayan ushijima'ya baktı. "wakatoshi-kun, yedinci soruyu çözebildin mi?"
"evet."
tendou kaşlarını kaldırdı. "umm, peki bize anlatabilir misin?"
ushijima kafasını kaldırdı ve tendou yerine direkt mei'ye baktı. kız biraz ürkmüş görünüyordu. "anlatırım."
ushijima ayağa kalktı ve mei'den bir yandaki sandalyeye geçmesini istedi. mei söylediğini ikiletmeden sandalyeyi boşalttı ve ushijima'nın tendou ile aralarına oturmasına izin verdi.
ushijima soruyu önce mei'ye anlattı ciddiyetle. soruyu anlayan kız bir teşekkür mırıldanıp kendi ders kitabına geçirdi çözümü. ushijima onun anladığından emin olduktan sonra tendou'ya çevirdi yönünü.
tendou, soruyu ilk başta anlamadı. çünkü gözleri ushijima'daydı. ushijima'nın her zaman ciddi olduğunu biliyordu ama bir şeylerin farklı olduğunu hissetmişti.
"anladın mı?" ushijima kafasını kaldırdığında tendou'yu kendisine bakarken buldu. ilk önce şaşırdı ama sonra tekrar kitabına döndü. "bana değil çözüme bakarsan daha iyi anlarsın. şurada ne yaptığımı-"
"mei-san," ushijima sustu. mei zaten o ikisine bakıyordu. "ben ve wakatoshi-kun çıkıyoruz."
mei'nin gözleri irileşti. ushijima da şaşkınlıkla arkasına yaslanmış ve gözlerini kızıl oğlana dikmişti.
"bu sabah sınıfta bana boş olup olmadığımı sorduğunda sınıfın ortasında seni geri çevirmemin seni rencide edeceğini düşünüp bize katılmanı istemiştim. amacım sana umut verip seni üzmek değildi. ben wakatoshi-kun'u seviyorum. ve onunla çıkıyorum. üzgünüm."
mei, şaşkınlığından uzun süre sıyrılamadı.
"ciddi misin..?" diye mırıldandı. "yani... siz, ikiniz..."
"sevgiliyiz." tendou'nun ifadesi ciddi olduğunu gösteriyordu. bunun bir şaka olması imkansız gibiydi.
"anlıyorum..." mei kucağındaki parmakları ile oynarken mırıldandı. ne diyeceğini bilmiyordu. "üzgünüm. sevgili olduğunuzu bilmiyordum." gözleri ushijima'yı buldu ve çekinerek ona baktı. "özür dilerim ushijima-san. kıskanmış olmalısın. bilinçli yapmadım, inan."
ushijima bir şey söylemedi, yalnızca başını salladı.
tendou ise yüzündeki tebessümle ona baktı ve nazik bir ses tonuyla konuştu. "mei-san, şimdilik kimsenin bunu bilmesini istemiyoruz. saklı tutabilir misin?"
"neden?" soru ushijima'nındı. "bilseler ne olur ki? ben herkesin bilmesini istiyorum."
"wakatoshi-kun," tendou'nun yüzünde acı bir gülümseme mevcuttu. "çıktığın kişinin bir erkek olmasına belki de birçok kişi takılmayacak ama çıktığın kişinin ben olduğumu öğrendiklerinde o kadar da olumlu tepkiler vermeyecekler."
ushijima kaşlarını çattı ve oğlanın yüzüne yaklaştırdı yüzünü. "satori, umrumda olduğumu mu sanıyorsun? sana zarar vermelerine izin vereceğimi mi sanıyorsun?"
"wakatoshi-kun, böyle söylüyorsun ama... ya seni de dışlarlarsa? senin umrunda olmayabilir ama benim umrumda. benim yüzümden zarar görmeni kaldıramam."
ushijima kendini geri çekti ve derin nefes
verdi. okulda sayısız homofobik vardı. bunu biliyordu. ama tendou'nun da söylediği gibi çıktıkları öğrenilirse ikisinin erkek olduğundan çok ushijima'nın tendou ile çıkmasına takılırdı herkes."peki, sen nasıl istersen öyle olsun..."
mei ikisine de tebessüm ederek baktı. "ilişkinizi tebrik ederim." dedi.
ushijima ona ifadesiz bir yüzle bakarken tendou tebessüm etmişti tıpkı mei gibi. "teşekkürler."
ve mei, onların yanından ayrıldı. ders çalışmak zaten bahaneydi. onlara veda etti. tendou, kimseye söylemeyeceğini düşünüyordu ushijima ile olan ilişkileri. bu yüzden rahattı.
"kıskanmış olabilirim." ushijima ciddi bir şekilde testine bakıyordu. tendou şaşkınlıkla kafasını kaldırıp ona baktı. "o kızı planımıza dahil etmenden hoşlanmamıştım. o kızın sana yakın oturmasından, senin ona gülümsemesinden ve birçok şeyden hoşlanmadım. seni kıskanmış olabilirim."
tendou kıkırdadı ve ushijima'nın yanağına uzanıp öptü. "üzgünüm, kıskanacağını düşünmemiştim. ama niyetimi anladın değil mi? sınıfın önünde onu reddetmek istemedim. hoş olmazdı."
ushijima iç çekti ve ayağa kalkıp tendou'yu da ayağa kaldırdı.
"hey, nerey-" tendou sözünü tamamlayamadan ushijima onu kameranın görmeyeceği bir tarafa çekmiş, onun sırtını kitaplığa yaslamış ve dudaklarını onunkilere bastırmıştı.
bir öpüşme başlatmadı ve kısa sürede geri çekildi. tendou'nun gözleri irice açılmıştı.
"seni hak etmiyorlar." ellerini oğlanın beline sarıp tendou'yu kendisine çekti ve sarıldı. saçlarını öptü, kokusunu çokça içine çekti. "seni hiç mi hiç hak etmiyorlar, satori.
tendou kendine geldiğinde utançtan kızaran yanaklarını saklamak için alnını ushijima'nın omzuna koydu. "böyle şeyler söyleme aniden, alışık değilim ben." diye mırıldandı.
ses tonundaki utancı fark etmişti ushijima. tebessüm etti ve tendou'nun kızıl saçlarını usulca okşadı. "alışsan iyi edersin çünkü çokça duyacaksın artık."
ー
kulakligim blzuldy moralim o kadar bozuk ki anlatamam kurguyu angste baglarsam sasirmayin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MONSTER. # ushiten
Fanfictiontendou: uykum yok ushijima: benim var FOR ZIMZALABIMHELL