kol saatini gün boyu çok kez kontrol etti ushijima. bu, yakın birkaç arkadaşının gözünden kaçmamıştı fakat başta sordukları soruların cevabını alamadıklarından dolayı sormayı da kesmişlerdi. ısrar etmek ushijima üzerinde işe yaramıyordu, iki yılda bunu öğrenmişlerdi.
son dersin profesör tarafından bitirilmesi ile ushijima hızla ayağa kalkıp çantasını toparlamıştı. sınıftan ilk çıkan kişiydi ve arkadaşları dahil herkes şaşkındı.
ushijima, binadan dışarı çabucak çıkıp telefonuna baktı. tendou, ushijima dersteyken edebiyat fakültesinin önünde olduğunu söylemişti mesaj yoluyla. o bina, girişe yakındı. ushijima da orada olacağını tahmin etmişti.
hızlı adımlarla oraya ilerlerken koşar adım kendisine yetişmişti arkadaşları. "dostum, nereye böyle?" nefes nefese sorulan soruyu duymadı bile o an, ushijima. edebiyat fakültesine çok çabuk ulaşmışlardı ve o durmuş etrafına bakıyordu.
"wakatoshi-kun!" duyduğu sesle soluna baktı. bir bankta oturan tendou ayaklanıp ona ilerlemişti. önce ushijima'nın arkadaşlarına selam vermiş, ardından da kocaman bir gülümseme ile sevgilisine bakmıştı "günün nasıldı?"
"inanılmaz sıkıcı." yanına gelen sevgilisinin elini tutan ushijima yanındaki herkesi unutup tendou'nun yüzüne eğilmişti. fakat sevgilisi gülerek geri çekilmiş, ve etrafta insanların olduğunu söylemişti. ushijima ters bir bakış attı yanında dikilen üç arkadaşına. şaşkınlıklarından henüz sıyrılamayan üçlü hâlâ kızıl oğlana bakıyorlardı.
"şey," yeşil saçları ile uyumlu bir makyaj yapmış olan kız yavaşça öne çıkıp tendou'ya baktı. "ushijima'nın sevgilisi misiniz acaba?"
tendou tebessüm etti. "evet, liseden beri."
kız kaşlarını çatıp ushijima'ya bakınca tendou biraz şaşırdı ve o da sevgilisine baktı. tatlı bulduğu kız aniden ushijima'ya hafif bir şekilde vurmaya başlayınca da şaşırmıştı. "iki yıldır arkadaşız ve bir sevgilin olduğunu bizden sakladın öyle mi? geri zekalı, eğer bunu bilseydim sana kız arkadaşlarımı ayarlamaya uğraşmazdım."
ushijima omzunu silkti ve tendou'ya arkadan sarılıp çenesini oğlanın kafasına koydu. "sevgilim satori. onlar da sırasıyla akane, eiko ve daiki. memnun oldular. hadi gidelim."
tendou, sevgilisinin bu tavrına güldü ve ushijima tarafından çekiştirilirken arkasında kalan üçlüye el salladı.
"ayıp oldu arkadaşlarına, wakatoshi-kun. acelen ne ki? koca bir günümüz var daha."
"o koca günün her bir saniyesini seninle geçirmek istiyorum. zamanımızı çalsınlar istemedim."
"ne kadar kötü bir arkadaşsın..." diye mırıldandı tendou. ciddi değildi elbette.
ushijima, gerçekten de arkadaşlık meselelerinde biraz kusurluydu. arkadaş edineyim diye çabalamazdı hiç. onu tam olarak tanımayan biri tavırlarını itici bulur, ushijima'yı egoist diye nitelendirirdi. fakat tendou onu tanıyordu ve aslında böyle olmadığını biliyordu. ushijima'nın arkadaşlarının gönlünü hoş tutmaya çalışmaması onlara değer vermediğini göstermezdi. aksine, ushijima arkadaşı olsun ya da olmasın insanlara değer verirdi. bu yüzden de çok fazla kırılırdı ya zaten. ona yaklaşan herkesi diğer arkadaşlarının yanına koyardı ve onlar, ushijima'ya katlanamayıp da gittiklerinde ushijima sadece üzülürdü. dışardan öyle görünmese de kırılgandı o. çok kırılgandı.
tendou yavaşça ushijima'nın koluna sarıldı ve başını onun omzuna koydu. adımları otomatik olarak yavaşlamıştı her ikisinin de. "seni çok seviyorum wakatoshi-kun."
ushijima bir süre hiçbir şey söylemeden yürüdü. tendou'nun aniden böyle bir şey söylemesini garipsemişti. fakat sorgulamadı ve tebessüm etti. "ben de seni çok seviyorum satori."
ー
zayif bir final, bilincindeyim😩 ama kurgu o kadar cok uzadi ki artik bitirmem gerektigini dusundum cok ozur diliyorum sizi hayal kirikligina ugrattigim icin
(okul baslamadan tum kurgularima final verme cabasi var bir de o yuzden bu kadar kotu oluyorlar...)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MONSTER. # ushiten
Fanfictiontendou: uykum yok ushijima: benim var FOR ZIMZALABIMHELL