10 - düz yazı

1.6K 253 201
                                    

"maskeyle bunalmıyor musun?" aldığı mısır kutularından birini tendou'ya uzatan ushijima, her zamanki gibi saf saf suratıma bakıyordu koltukta oturan oğlanın.

henüz ışıkları sönmemiş sinema salonundan, en öne yakın bir yerlerden yan yana iki koltuk almıştı ikili.

"yok, iyiyim böyle." okul forması ve eşofmanları dışında bir şey giyerken hiç görmemişti tendou, ushijima'yı. bu yüzden onu normal kıyafetler içerisinde gördüğünde biraz heyecanlanmıştı. yanakları hâlâ kırmızı olabilirdi. bu yüzden maskeyi çıkarmamak en iyisiydi onun için.

ushijima da yerini aldıktan yaklaşık üç dakika sonra film başladı. yeni vizyona girdiği ve çokça beklenen bir film olduğu için salon neredeyse tamamen doluydu. ushijima'nın aksine tendou, filmin ne hakkında olduğunu bilmiyordu. bu yüzden herkesten daha dikkatli izlemeye başladı.

film başlayalı on dakika olmuşken ushijima'nın tam arkasına denk gelen koltukta oturan küçük bir kız ushijima'yı dürtmüştü.

"abi, senin yüzünden göremiyorum."

tendou filme daldığı için onları duyamadı. ushijima başta koltukta kayıp öyle izlemeyi denedi ama belini ağrıttı bu pozisyon. o yüzden yavaşça ayaklandı.

tendou şaşkınlıkla bileğini tuttu ayaklanan oğlanın. "nereye? araya çok var daha."

"arka tarafa geçeceğim. çok uzun kaldım burası için." ushijima arka taraflara geçerken tendou filmden tamamen kopmuş bir şekilde onun arkasından baktı.

çok geçmeden o da ayaklandı ve mısırı ile içeceğini sıkıca tutup koşar adım ona ilerledi.

"gelmek zorunda değildin." diye fısıldadı ushijima, yanındaki boşluğu dolduran bedene hafifçe yaklaşırken.

tendou omzunu silkti. "zaten orası perdeye çok yakındı. gözlerim yorulurdu uzun süre orada kalsaydım."

ushijima hafifçe tebessüm etti ve arkasına yaslandı. kendi mısırını çoktan yarılamıştı.

tendou yavaşça ushijima'ya yaklaştı ve fısıltı halinde tuttuğu sesiyle sordu. "wakatoshi-kun, bu filmin konusu ne?"

"şu kız var ya..."

"aklım almıyor! nasıl mutlu sonla bitmeyen bir filme sokarsın beni!" sitem dolu sesiyle ushijima'ya kızarken önden önden yürüyordu tendou.

"üzgünüm, duygusal filmleri sevmediğini söyleseydin-"

"seviyorum!" hızla ushijima'ya dönünce bedeni onunkiyle çarpıştı. tendou geriye sendeleyemeden ushijima onu belinden tuttu. kızıl saçlı olan kendisini geri çekmedi. alnını, ushijima'nın göğsüne yasladı. "sadece, çok üzücüler..." sesi yine titriyordu.

ushijima iç çekip boştaki elini oğlanın saçlarına götürdü. her zamankinin aksine dik değil dağınıktı kızıl saçlar. ushijima'nın kampta görüp de tendou'ya çok yakıştırdığı bir saç stiliydi bu.

"tamam, geçti. yalnızca bir filmdi."

"oğlan öleceğini biliyordu. buna rağmen kızı kendine aşık etti. bu çok acımasızca geliyor bana, wakatoshi-kun. bencillikten başka bir şey değil."

"kız da oğlanın öleceğini biliyordu en başından beri. yine de ona aşık oldu, tendou."

bir süre gelip geçenlerin bakışları altında alışveriş merkezinin orta yerinde sarıldılar öylece. geri çekilen ilk kişi tendou oldu. "aşk bencillik mi o zaman?"

"bilmem. hiç aşık olmadım."

tendou başını usulca salladı. "anladım." burnunu hafifçe çekti. "eve gitmek istiyorum." mızmız bir çocuğu andırıyordu.

ushijima'nın dudakları o gün ikinci kez kıvrıldılar. ikisi de tendou sayesindeydi. "peki, gidelim hadi." ve yan yana, yavaş adımlarla çıkışın olduğu tarafa yöneldiler.

</3 ithaf yamayatomi

MONSTER. # ushitenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin