En son yerde kendimi kaybetmiş yatıyordum. Babam koşarak beni kaldırdı ve dışarı çıkardı. Pencerelerden içeri ateş ediyorlardı. Kırılan camlar ve parçalanan eşyaları göre biliyordum. Tam 18 yıllık yaşadığım ev yıkılıyordu. Evimiz ormana yakındı babam "Çabuk evlat ormanın içine doğru koş" dedi. Bende koşmaya başladım, sadece 25 adım koştuktan sonra yüksek sesli bir patlama sesi geldi kulağıma. Kafamı çevirip baktım ve büyüdüğüm ev bir enkaz yığınına dönmüştü. Korkmuştum bu adamlar bizden ne isteyebilirlerdi. Sonra yanımdan geçen kurşunları hissedebiliyordum yanımdaki ağaçlara saplanıyordu. Babam çok hızlı bir şekilde bana yetişti. Bağırarak "Daha hızlı koşabilirsin gerçek gücünü kullan artık"dedi. Kendimi hiç bu kadar güçlü hissetmemiştim. O kadar hızlı koşuyordum ki yanından geçtiğim ağaçları göremiyordum bile koştukça dahada hızlanıyordum. Karşıma bir nehir çıkasıya kadar. Duramayacak kadar hızlanmıştım artık tek çağre nehirin üstünden atlamaktı. Dahada hızlanmaya başladım ve atladım. Nehirin üstünden geçerken sanki bir kartal gibi süzülüyodum. Aşağı bakmak için kafamı eğdiğimde kendimi kurt silüetinde gördüm. Gözlerim mavi ve kırmızı aynı kitapta yazan vahşi kurt gibi. Kendime bakarken nehirin diğer tarafına ulaşmıştım. Suyun üstünde kendime bakmadan duramıyordum ve gecenin zifiri karanlığında bir uluma sesi duydum. Çalıların içinde kırmızı parlayan gözler bana bakıyordu. Çalıların içinden çıktı ve insan formuna geri döndü. En büyük şoku o an yaşamıştım. "Baba" diye seslendim. Kim bilebilirdiki babamın kral kurt olduğunu. Babam bana ters ters bakıyordu. "Dönüş" diye tekrarlıyordu. Ama bir türlü dönüşemiyordum. Babam gözlerimin içine baktı ve gözleri bir anda kırmızıya dönüştü. Kendimi bir anda kaybettim artık kontrol babamın elindeydi. Beni tekrar tekrar inceledi. Kendi kendine mırıldanıyordu. "Bu imkansız bu mümkün olamaz". Babama baktığımda bana "Tamam evlat düşüncelerini okuyabiliyorum. Her şeyin bir açıklaması var ama ilk önce Bosnaya dedenin yanına gitmeliyiz. Çoğu şeyi sana yolda açıklarım" dedi.İtiraz etmedim. Daha işler ne kadar değişik bir hal alabilirdiki? Ormanın içinden yürümeye başladık yarım saat sonra eski bir çiftliğe geldik ve babam " Buraya gelmeyeli 25 yıl oldu" dedi. Burayı hafiften çıkarmaya başladım evimdeki fotoğraflarda burası vardı. Babam dedem ve amcam. Dedemi en son 10 yaşıdayken görmüştüm. Amcamı ise hiç görmedim ama babam bana onun hakkında çok şey anlatırdı. Bir kilit sesi duydum. Hemen oraya doğru yöneldim babam eski bir kasayı açmıştı içinde vay canına bir sürü mücevher ve para bir tanede anahtar tamda filmlerdeki gibi. Babam elime çantaları tutuşturdu eski kıyafetler üstümüzü değiştirdik. Garaja doğru yöneldik vay anasını şuna bak eski kasalı bir Ford. Hani Amerikan filmlerinde olurya heh onlardan. Arabam şekil önümden çekil hesabı babam "Temizlikten sonra kullanıma hazır" dedi. Ben bir şey demeye kalmadan elime hortum ve fırça verdi. Anlaşılan temizlik işi bana kitlendi. Aradan yarım saat geçti araç pırıl pırıl babam biraz motoruyla oyalandı yakıt tank'ına baktı. Ben bekleyemezdim atladım arabanın içine. Babamda geldi kontağı çevirdi ve canavar uykusundan uyanır. Öyle bir ses yok 200 beygir ayaklarımızın altında. Kafamı babama çevirmeme kalmadan "Üzgünüm ama bunu yapmalıyım evlat" dedi. Ve kendimden geçtim bana ne yaptı veya ne olduğunu hatırlamıyorum. Ama bildiğim tek bir şey var büyük bir macera bizi bekliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Tarih
WerewolfHer şey genç bir çocuğun babasının çalışma odasında gizli arşiv yazan dosyaları karıştırmasıyla başlar. Dosyalarda Türklerin gerçek tarihleri yazar. Nereden geldikleri ne oldukları, başlarına ne geldi Asya'ya ayak bastılar nasıl geldiler. Koskoca ci...