Konsey odasının içi çok uğultuluydu. Dedem kendinden emin adımlarla yürüdü ve kürsüye çıktı. Sağına soluna iyice baktı ve elini sertçe yanında ki mermere vurdu. Mermerin tuzla buz olması üzerine herkes düşünüş ve dedeme bakıyorlardı. Dedem sert ama bir o kadar da anlamlı ses tonuyla " Ey yaşayanlar! Kıyamet yaklaşıyor Atlantis yükseliyor ölülerin ordusu geliyor. Vampirler şimdiden biz yaşayanların hayatlarına adapte olmaya başlamışlar bile. Çağlar boyu süren barış artık bozuldu. Vampirlere karşı önlemler almalıyız. Sivil halktan uzak tutmalıyız. Kendi türlerimizi kendi ırklarımızı korumalıyız. Avcı heyeti insanları eğitmeli ve kendilerini korumalarını sağlamalı. Biz ise cepheyi sivil halktan uzağa taşımalıyız." Dedikten sonra çok büyük bir gürültü koptu ve yer yerinden oynadı. Bir muhafız yüksek sesle " Vampirler " diye bağırdı. Dedem bıyık altı gülüşle kapılara doğru yürüdü. " Gelin Vampir piçleri " Muhafızlar dedemin yanına saf oluşturdular ve hepsinin gözleri parlamaya başladı. Kapının dışında göründüler. Adeta bir selcesine yığın halinde geliyorlardı. Konsey üyeleri ayağa kalktı bir kısmı kaçtı, bir kısmı ise kılıçlarını çekti, kimisi tüfeği çıkardı. Vampirler hemen üzerlerine atladılar bense bu kadar çok olmalarının şokunu yaşıyordum. Bizim yüz küsür kişilik grubumuza karşılık onlar binlerceydi. Bir anda ortalık karıştı Vampirler ve konsey üyeleri savaşa girmişti. Ansızın damarlarım ısınmaya başladı ve gözlerim parlamaya başladı dönüşümüm başlamıştı. Vampirlerle savaşırken arkadan sağır edici bir kükreme ve uluma geldi. Vampirler bir anlık sersemlediler konsey üyeleri ve muhafızlar korku içinde bana bakıyorlardı. Vampirler beni gördüklerinde hiç benim gibi bir kurt adamlar karşılamayı beklemedikleri yüzlerinden belliydi. Bir hamle ile üzerlerine atladım ve iri pençelerim ile vampir ordusunun ortasında buldun kendimi etraf saçılan vampir parçaları hiç beklemediğim bir şekilde bana daha çok güç katıyordu. Etraf kan gölüne dönmüştü. Vampirler geri çekilmeye başladılar ama biri orada sert bir ifade ile bana ve dedeme bakıyordu. Bağırarak " Bir daha ki sefere görüşeceğiz yeğenlerim " diye seslendi ve karanlığın içinde kayboldu. Bense ağır ağır insan formuna dönüyordum. Muhafızlar ve konsey üyeleri daha da şaşırmış bir halde bana bakıyordu. Dedemle yüz yüze geldik ve bunlar nereden geldi diye sorduk birbirimize ve karanlığa doğru koşmaya başladık. Dedem " Mahzene " diye bağırdı bende onu takip ettim. Daha önce gelmediğim bir yer olmasına rağmen daha önce gelmiş gibiydim. Mahzene geldik ve mahzenin ortasında devasa bir yarık gördük. Sonra koşarak yukarı çıktık ve kaosa sürüklenen bir Londra görüyorduk. İnsanlar ne yapacağını bilmeden sağa sola koşturuyordu. Aklında bir soru vardı. O adam kimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Tarih
WerewolfHer şey genç bir çocuğun babasının çalışma odasında gizli arşiv yazan dosyaları karıştırmasıyla başlar. Dosyalarda Türklerin gerçek tarihleri yazar. Nereden geldikleri ne oldukları, başlarına ne geldi Asya'ya ayak bastılar nasıl geldiler. Koskoca ci...