16

3.3K 474 260
                                    

[Öncelikle iki bölüm birden yayımlayacağım bu yüzden diğerini de okumayı unutmayınn (・ัω・ั)]

Minho'nun ağzından

Delirecektim. Tam anlamıyla delirecektim. Evin önünde bir kaç polis bekliyordu ve ben kötü bir şeyler olmaya başladığını düşünmeden duramıyordum. Jisung'a bir şey olacak düşüncesi bile beni öldürürdü. Zaten kendimi yetersiz hissediyordum ona karşı.

O benim için her şeyi yapıyordu. Ama ben bu lanet evden dışarı adımımı bile atamıyordum.  Gerçekten onun için yetemiyordum, koruyamıyordum onu.

Dizlerimin üstüne çöktüm. Ben küçüğümü koruyamayacaksam ne diye insan olmuştum ki?

Tam o sırada kapı çaldı. Kaşlarımı çatıp kapıya doğru baktım. Açmakla açmamak arasında kalırken sonunda açtım. Simsiyah giyinmiş bir genç vardı. Elinde küçük kutu gibi bir şey vardı.

" Bu kargo Lee Minho'ya. "

Bir şey dememe izin vermeden hızla geri gitmişti siyah çocuk. Apartmanın önünde polisler vardı ve kimsenin girmesine izin vermiyorlardı. Bu çocuk nasıl girmişti?

Omzumu silkip kapıyı kapattım. Yine açıp açmamak arasında ikilemde kalırken sonuçta bana gelmiş diye açmıştım.

İçinden çıkan menekşelerle şaşırmıştım. Menekşelerin yanında iki tane kağıt vardı. İlkini alıp okumaya başladı.

" Merhaba evlat. Ben Büyükbabanız. Bu hayatta hiçbir şeye şaşırmamalısınız değil mi? Ahahah buraları geçiyorum. Normal olmadığımı hep biliyordunuz zaten. Umarım torunuma iyi bakıyorsundur minik kedi. Beyaz Kuğumu yediğin için hala kızgınım sana. En sevdiğim menekşemdi o benim. Ama biliyorum ki Jisung'a güzel bakıyorsundur. Sana güveniyorum. Jisung'u senden başkasına bırakamazdım. O çocuk herkese kolay güveniyordu başına bir iş alacağı belliydi. Çok konuştum yine. Sana artık dışarı çıkabileceğini haber vermek için geldim. Git ve sincabını koru minik kedi. Diğer notu da Jisung'a ver. Bu yaşlı adam artık sizinle uğraşmaktan bıktı uyumak istiyor. Umarım mutlu olursunuz. Git ve Jisung'u bul sana ihtiyacı var. Bu da son hediyem olsun. "

Gülerek bitirdim okumayı. Bu adam hiçbir zaman tontonluğundan bir şey kaybetmiyordu. Gözlerim yaşarmıştı. İçimden büyükbabaya teşekkür ederken ayağa kalktım.

Dışarı ilk adımımı atmıştım ve bir şey olmamıştı. Rahat bir nefes alırken apartmanın aşağısına indim. Tuhaf ve güzel hissediyordum. Artık her şey düzelecekti. Ama polislerden birisi yanıma gelip kolumdan tuttu.

" İçeride olmanız gerekiyor. "

Kollarımı adamdan kurtarmaya çalışıp kötü kötü baktım. Ama sustum yine de, adam iki katımdı yani sonuçta ne diyebilirim.

O sırada adamın telefonu çalmıştı. Kaşlarını çatıp bir bana bir de telefona baktı. Sonra kolumu bırakıp telefonu açtı.

" Buyrun Bay Seungmin. "

Bir süre karşı tarafı dinledikten sonra suratı birden ciddileşti.

" Vurulmuş mu?"

İçime korku saplanırken yerimde duramıyordum. Kim vurulmuştu?

" Hemen ekip gönderiyorum ve biz de yola çıkıyoruz efendim."

Sonunda dayanamayıp sordum.

" Ne olmuş? "

" Bay Jisung vurulmuş. Hastanedeymiş."

Beynim duyduğum şeyleri algılamaya çalışırken gözlerim aynı hızda dolmuştu. Adama baktım.

" Beni de götürün."

Nasıl gözüktüm bilmiyorum ama adam bana itiraz etmemişti. Şu an siktiğimin gururu umurumda değildi sadece ona bir şey olmasın yeterdi.

Hızla arka koltuğa bindiğimde hareket etmişti araç. Hastaneye vardığımızda kimseyi beklemeden hızla girdim hastaneye.

Sekretere miniğimin adını verirken gözlerim dolmuştu bir kez daha.

" beşinci kat no 21 "

Koşarak çıktım merdivenleri. Beş katı yorulmadan iki daikada çıkmıştım ama şu an umurumda değildi.

Koridora girdiğimde kahverengi saçlı genç bir polis odanın dışında bekliyordu. Kim olduğunu sonra düşünecektim. Ama o benden meraklı çıkmıştı.

" Sen kimsin? "

Onu takmadan sordum.

" Durumu nasıl? "

" İyi şuanlık ,ameliyattan yeni çıktı. Ciddi bir şey yok. "

Beni dikkatle süzerken tekrar konuştu.

" Tekrar soruyorum kimsin sen? "

" Seni ilgilendirmez. "

Sabırla nefesini içine çekti genç polis.

" Seni şuan buradan uzaklaştırmamam için konuş."

" Lanet olsun adım Minho tamam mı? Artık şu lanet sorularını kendine sakla Jisung orada yatarken seninle uğraşamam! "

Bir şey dememişti. En azından susmuştu. Sinir şey.

......

Kontrol için giren doktor odadan çıkarken onu durdurmuştum.

" Ne zaman uyanacak?"

" Siz yakınısınız sanırım. "

Yok mk yoldan geçiyordum sorayım dedim. Bugün her şey sinirime dokunuyordu zaten.

" Evet."

"Şanslıyız ki kurşun sadece sıyırmış. Yarım saate uyanır isterseniz ziyaret edebilirsiniz. "

Doktor giderken ben de kapıyı açıp içeri girdim. Miniğim yatakta bilinçsizce yatıyordu. Böyle bile fazla güzeldi.

Yanına bir sandalye çekip koluna başımı yasladım. Bu kadar süre sonra her şey düzelecekti , biz düzeltecektik.

_________________________________________________

Minhodan yazmadı da demezsiniz artık ehe

Off final oluyor ve ben ağlıcam sanırım(。•́︿•̀。)



cat [minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin