Salem Ilese - Made at Disney
5 yıl sonra
" Hah sen bu suratınla Hyunjin'i tavlayacağını mı düşünüyorsun cidden?"
" Ezik işte napsın. "
" Bırakın kendi dünyasında hayal kurmaya devam etsin."
" Ezik."
Genç çocuk kulaklarını kapattı. Bunları duymaya alışık olsa da gerçekler her defasında canını yakıyordu. Yeni taşındıkları yerde komşusu olan Hwang Hyunjin denilen çocuk ona yakın davranıyor diye kızlar kudurup tüm hıncını genç çocuktan alıyorlardı. Alışmıştı artık. Neredeyse her gün o kadar zorbalığa uğruyordu ki artık çantasına yedek kıyafet katmak alışkanlık haline gelmişti. Çocuk saçındaki yemek artıklarını temizleyip aynaya baktı. Minho'yu özlemişti. O an sadece kedisine sarılıp uyumak istedi genç olan. Çünkü kedisine sarıldığında hep şarkılar mırıldanırdı, sanki kedi de gence eşlik eder gibi mırıltılar çıkarırdı. Genç olan o an tüm yorgunluğunu unutup gülümser ve uykuya dalardı.
Elini yüzünü yıkayıp tuvaletten çıktı. İnsanların tuhaf bakışlarına alışmıştı. Ama onlar her seferinde tuhaf tuhaf bakmaktan bıkmıyorlardı. Sırasına geçip bir an önce dersin başlamasını diledi. Ne kadar erken başlarsa eve o kadar erken giderdi.
...
Genç çocuk yorgunlukla çantasını kanepesine koyup yatağındaki kedisinin yanına uzandı. Yorulmuş olmasına rağmen gözünü kapamış huzurla dolmuştu yine. Ağzını açıp yine bir şeyler mırıldanmaya başladı.
I'm mad at Disney, Disney
– Disney'e, Disney'e sinirliyim
They tricked me, tricked me
– Beni kandırdılar, kandırdılar
Had me wishing on a shooting star
– Kayan yıldıza bakarak dilek tutmamı sağladılar
But now I'm twenty-something
– Ama şimdi 20 yaşlarındayım
I still know nothing
– Ve hala hiçbir şey bilmiyorum
About who I am or what I'm not
– Kim olduğum veya kim olmadığımla ilgili.
So call me a pessimist
– Bu yüzden bana kötümser diyebilirsin
But I don't believe in it
– Ama buna inanmıyorum
Finding a true love's kiss is bullsh- (it)
– Gerçek aşk öpücüğünü bulmak tam bir saçmalık.
'Cause I felt sad love
– Çünkü hüzünlü aşkı hissettim
I felt bad love
– Kötü aşkı hissettimSometimes happy love (happy love)
– Bazen de mutlu aşkı hissetttim
Turns into giving up (giving up)
– Pes ettirebiliyor
I felt hurt love
– Acı veren aşkı hissettim
About the word love
– Aşk kelimesi hakkında,
What the hell is love supposed to feel like?
– Aşkın nasıl hissettirmesi gerekiyor?
What the hell is love? What the hell is love?
– Aşk nedir ki ? Aşk nedir ki ?Genç kedisine sarılırken konuştu.
" Aşk nasıl bir şey ki Minho? Ben hissedebilir miyim? Beni seven birisi var mıdır?"
Küçük kedi ben seviyorum demek istedi ama diyemedi. O sadece bir kediydi ve genç oğlansa bir insan.
---------------------------------------------------------------------------------------------
Gelecekten geliyorum şuan. İlk hikayem olduğu için çok fazla hatam olduğunu fark ettim :/ Neyse bu da bir deneyimdi.
Pişman değilim :')
Umarım severek okuyorsundur <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cat [minsung]
Short Story[tamamlandı] Han Jisung küçüklüğünden beri yanında olan kedisinin neden hiç yaşlanmadığını sorgulamazdı. Tek istediği yanından hiç ayrılmamasıydı... start [ 14.01.2021 ] finish [ 27.01.2021 ] #13 minsung [ 12.02.2021 ] #13 hanjisung #4 chanmin