Leave Me Behind|Choi Beomgyu

1.2

Kang Yeena...

"Woah saçların çok güzel kokuyor." Ashley unnie Chae Hee'nin at kuyruğu yaptığı saçından bir tutam alıp kokladığında gözlerinden neredeyse kalp fıçkıracak şekilde konuşmuştu.

"Seninde kokun çok güzel unnie! Çikolata kokusunu kim sevmez ki?"

Ashley unnie ilk bana sonra da Chae Hee'ye baktıktan sonra gülmüştü. Kaşlarım çatılırken neden güldüğünü düşünüyordum. Komik bir şey yoktu?

"Unnie neye güldün?" Dediğimde yine güldü ve başını iki yana sallayarak konuştu.

"Hiç." Son harfi uzatarak konuştuğunda yalan söylediğini anladım ama yine de sesini çıkarmadım. Er ya da geç ortaya çıkardı. Yani ben öyle umut ediyordum.

Şu an ki durumumuza gelirsek: sabah Chae Hee ile erkenden kalkıp, buluşmuştuk. Sonra beraber Ashley unnie ile Jinyoung sunbaenin odasına gitmiştik. Onu hiç dışarıda görmediğimiz için bizim gibi çok az arkadaşa sahip olduğunu düşünerek çağırmıştık. O da kabul etmişti hemen. Anlaşılan sıkılıyordu.

Sonra beraber dışarı çıkıp otele yakın bir kafeye gittik ve şu an burada kahvaltı ederken birbirimizin kokuları hakkında konuşuyorduk. Evet, garip bir konuydu ama biz normal miydik ki, konuştuklarımız noraml olsun?

"Unnie bize Yeonjun sunbae ile aşk hikayenizi anlatsana." Diyerek ısrarcı konuşan Chae Hee'ye ben de katıldım. Beraber "lütfen." Diyip dudak büzüyorduk. Sonunda gülerek kızaran yanakları ile bizi onayladığında ikimiz beşlik çaktık mutlulukla.

"Biz onunla kampüsü de tanıştık. Proje ödevi için eş seçildikten sonra yakın arkadaşlar olduk. Beni diğer çocuklarla tanıştırdı. Sonra hep arkadaş olarak takıldık ama ben..." Diyip sustuğunda yüzündeki kızarıklıkları fark ettim. Elleri ile yüzünü kapatıp küçük küçük çığlıklar attı. Ardından ellerini yüzünden çekip devam etti.

"Ondan... Etkilenliyordum. Asıl her şey beni davet ettiği partide oldu. İkimizde çok içmiştik. Her şeyin farkında olsakta, vücudumuzu kontrol edemiyorduk. İşte ne olduğunu anlamadan birbirinizi öptük."

Chae Hee ile can çekişen fan girl çığlıkları atarken o işaret parmağını dudaklarınae dayamış ve susmamızı ister gibi "shh" demişti. İkimizde susarken devam etti.

"Sonra birbirimize açılıp çıkmaya başladık ama abim... Bilirsiniz abilerin koruma içgüdüleri vardır ve Yeonjun'a güvenmiyor. Bu yüzden birbirimizi sevsekte, çıkıyor olsakta rahatça görüşemiyoruz."

Durumuna üzülerek dudak büzerken Chae Hee'de benden farksız değildi.

"Ya, çok üzüldüm. Jinyoung sunbae hiç öyle birine benzemiyor aslında. Sanırım sana çok düşkün olduğu için."

"Sanırım..."

Biraz sonra Chae Hee başka bir konu açmış ve beraber gülerek o konu hakkında konuşmuştuk.

"Merhaba kızlar!" Gelen ses ile, hâlen yüzümde hüküm süren gülümsememle arkamı döndüm. Ses arkamdan gelmişti.

Beomgyu, Soobin, Yeonjun sunbae, Taehyun ve Kai gelmişti. Konuşan kişi ise Beomgyu'dan başka kimse değildi. Beşi de masamıza geldi. Fakat boş olan tek bir sandalye olduğu için hepsinin gözü o sandalyeye takılmıştı. Sonuç olaraksa, oraya oturan Yeonjun sunbae olmuştu. Çünkü sevgilisinin yanıydı. Diğerleri ise kıyıdan kenardan aldıkları sandalyeleri masaya getirmişti.