Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yerimde oturmuş müzik dinliyor ve arabanın içinin dolmasını bekliyordum. Bugün geri dönüyorduk ve az önce Chae Hee ile aşağıya inmiştik. Bavullarımız hazırdı. Chae kendi bavulunu getirmiş, ben Beomgyu'ya bırakmıştım bacağımdan dolayı. Gerçi artık arada topallıyordum ama Beomgyu ısrar etmişti. Şimdi ise Chae ile arabada bizim gibi hazır olan birkaç öğrenciyle oturmuştuk. O annesiyle görüntülü konuşurken ben müzik dinliyordum. Chae arada beni dürtüp annesiyle zorla konuştururken cidden uslu bir kız olduğunu benim aracılığım ile kanıtlamaya çalışıyordu ama annesi ikimizin de birbirimizden beter olduğunu bildiğinden inanıyor gibi görünüp inanmıyordu.
Yaklaşık yarım saat sonra tüm otobüs dolarken Chae telefonu, ben de müziği kapattım. Çünkü birazdan yoklama alınacaktı. Görevli öğretmen otobüse binerken yanımda bir hareketlilik hissettim ve gözlerimi ondan çekip yanıma çevirdim. Chae ve Beomgyu fısıldayarak kavga ediyordu. "Ne oluyor be?"
"Yeena şuna bir şey de. Yanında oturmak istiyorum ama kalkmıyor." Chae gözlerini devirdi ve kollarını önünde birleştirdi. "Kalkmam tabii. Eğer kalkarsam Soobin ineğiyle oturmak zorunda kalırım."
"Ben sanki sana çok meraklıydım, sümüklü böcek!" Diye arkamdan somurtarak konuşan Soobin ile Chae omuz silkti. "Yanına oturmamı istiyorsun değil mi? Bana şişman demeden önce düşünecektin!" Ağzım hafifçe aralandı şaşkınlıkla. Chae çatık kaşlarla kimseye bakmıyor önüne bakıyorken Beomgyu onu kucağına aldığı gibi arka koltuğa oturttu ve hızla yanıma oturdu. "Oh be! Kurtuldum!"
"Yah! Choi Beomgyu!" Diye bağırarak hızını alamayan Chae ayağa kalkmıştı ki görevli öğretmenin uyarısıyla susmak ve mecburen yerine oturmak zorunda kaldı. İçinden sinir krizlerini geçirdiğini biliyordum. Zaten bunu kanıtlayacak şekilde sürekli Beomgyu'yu cimcikliyor, Soobin'e laf atıp duruyordu. Tüm öğrencilerin bakışları Beomgyu ve Chae Hee'nin kavgamsı tartışmasından sonra bize dönmüştü fakat öğretmen bizi önemsemeyerek yoklamaya başladığı için hepsi yavaşça gözlerini bizden çekebildiler.
Yokalama bittikten hemen sonra öğretmen indi ve diğer görevli öğretmenin olduğu otobüse binip muhtemelen onun yoklamasınında tam olup olmadığını öğrendi ve geri gelip gidebileceğimizi söyleyerek en öne oturdu.
Beomgyu başımı omzuna yaslarken hiçbir şey demedim. Çok garipti. Buraya gelirken ki ben olsaydı onu camdan aşağıya atmış olurdum fakat şu an umursamıyordum. Aksine rahat hissettiriyordu. Gözlerimi kapatmadan önce müziği tekrar açtım ve birini kendi kulağıma diğerini de onun kulağına koyduktan sonra gözlerimi kapattım. Neden böyle bir yaptığımı bilmiyordum ama tek bildiğim ikimizinde yorgun olduğuydu. Kulağımda müzik, yanımda o, uyumuştum.
Ta ki arabanın durduğunu hissedene kadar. Arabanın durmasıyla çoğalan gürültüyle gözlerimi açtım yavaşça. Tüm yol boyunca uyumuştum ve biraz sersem hissediyordum. Yanımdaki Beomgyu ise çoktan uyanmıştı. "Uyandın mı?" Başımı salladıktan sonra geri çekildim ve tutulmuş boynumu ovuşturarak ayağa kalktım. Benimle beraber o da ayağa kalkmıştı. Etrafıma baktığımda tüm otobüsün boş olduğunu gördüm. Demekki araba ilk durduğunda uyanmıştım fakat gözlerimi açmam uzun sürmüştü. Hayatımın en güzel uykusu olabilirdi. Aslında yolculuğumuz o kadar da uzun değildi. İki saate yakındı fakat biz çeşitli uzun molalar vererek ve gezerek gidiyorduk. Bir nevi dolanıyorduk. Bu yüzden uzun sürmüştü.
