1.9

770 68 37
                                    

Playist:

Eleanor Rigby-The Beatles...

(Beom'un olduğu aesthetic fotolar çıkmıyo çıldırcam hep aynı şeyler)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Beom'un olduğu aesthetic fotolar çıkmıyo çıldırcam hep aynı şeyler)

"Of anaaaaam!" Diye bilmem kaç milyonuncu kez sızlanan Chae ile gözlerimi devirdim. "Yeter, Chae. Alttarafı bie iki oyun oynadık orada. Sen de benim gibi ilk oyundan yenildin zaten. Ondan sonra da bir şey yapmadın. Bu neyin yorgunluğu?"

Kamptan geldiklerinden beri her yerinin ağrdığını söylüyor ve geleli bir gün olsa dahi dünden beri üç kez banyoya girip sıcak suda beklemişti. Fazla Drama Queen bir arkadaşım vardı. Bunun taa başından beri farkındaydım ama gördükçe bıkıyordu insan.

"Elenenler topladı her yeri! Her yeri ya! Tabii bizimkiler elenmediği için hiçbir şey yapmadan iki gün önce rahat rahat buraya döndüler ama biz? Biz elenmiş garibanlar? Bir sürü çadır topladık, ateş yakılan yerlerdeki külleri tamamen söndürüp topladık ve aklına gelemeyecek kadar iş yaptık. Koca okul ya! Tatil diye geldim hamal diye çıktım!"

Dediklerine büyük bir kahkaha atarken sonurtarak yanıma geldi ve kolumu cimcikledi. Ağrı ile bağırırken ona kızıyordum. Cidden acıtmıştı. "Oh olsun!" Dedi ve tekrardan eşyalarını bavuluna yerleştirmeye devam etti. Yarın ya da sonraki gün buradan gidiyorduk. Yeniden derslere bu kadar arayla girmem zor olacaktı ama yapacak bir şey yoktu. Dayanmalıydık. Hayallerimize giden yol her ne kadar taşlı ve zorluklar ile dolursa olsun yürümeli hatta koşmalıydık.

Sessizce oturmuş bunları düşünürken düşüncelerimi bölen kapı tıklatma sesiyle başımı kaldırdım. "Girin!" Dedi Chae ve bir saniye sürmeden kapı açılıp içeri Soobin girdi. "Aferin köle, kapı çalınmadan içeri girilmeyeceğini öğrenmişsiniz beyefendi." Soobin'in göz devirdiğini görünce kıkırdadım. Anlaşılan artık Chae'nin "köle" söylemlerinden bıkmıştı ve artık cevap bile vermiyordu. Chae çoğu zaman laf dalaşında kazanırdı. Yeni yeni üstüne basabildiğim, tek başıma yürüyebildiğim halde hala topalladığım ayağımla ayağa kalkarak konuştum. "Ben de gideyim. Toplanacak çok eşyam var. İyi akşamlar size."

"Seni odaya bırakayım mı?" Dedi Soobin, Chae Hee'den önce davranarak. Başımı iki yana salladım. "Hayır, teşekkürler. Oda zaten hemen yanımızda. Oraya kadarda gidebilirim herhalde." İstemediğini belli edercesine baktıktan sonra istemeye istemeye başını salladı. Ben de kapıya ilerleyip çıktım ve hemen yandaki odama girdim. Beomgyu ortalıkta yok gibi görünüyordu.

O yemek yiyişimizin üzerinden üç-dört gün geçmişti sanırım ve üç dört gündür aramız eskiye dönüyor gibi oluyordu. Bu beni mutlu etsede Beomgyu'ya yardım etmek istiyordum. Bana tekrar gülümsemeye, çapkınlık yapmaya ve hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam etsede içinde bir yerlerde hala acısını yaşıyordu. Onu o karanlıktan çekip çıkarmak istiyordum.

Leave Me Behind|Choi BeomgyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin