Hermione'nin çift yumurta ikiziydin. Dördünüz hep beraber takılırdınız. Bir gün Slytherin ve Gryffindor quidditch maçını izlerken kardeşinin bakışları dikkatini çekti. Sahada Harry de vardı ancak onun gözleri Draco'dan başkasında değildi. Belki göz yanılsamasıdır demene rağmen birkaç kez daha denk gelince ona doğru eğildin.
-Bakışların yanlış takımda ve yanlış kişideymiş gibi hissediyorum.
-Anlamadım Y/N,ne saçmalıyorsun? Ron duymasın diye fısıldadın.
-Bakışların Draco'nun fazla üzerinde diyorum.
-Gerçekten saçmalıyormuşsun. Kimse onun gibi (Gözleri tekrar Draco'yu bulur) birini sevemez diye devam eder. Bu bir nevi intihar olmaz mı?
Sessiz kalmıştın.
Maçı Gryffindor kazanmıştı. Binanın kazanmasının mutluluğuyla Hermoine'ye sarıldın. Ron'da bir tuhaflık olduğunu hissediyordun baktığı yöne baktığında Draco ile göz göze geldin. İfadesini bozmadan arkasını dönüp gitti. Hermoine Harry'i karşılamaya doğru giderken Ron'a doğru bir adım attın.
-O da neydi öyle.
-Bilmiyorum ama hoşuma gitmiyor.
Sırıtmıştın
-Ne? diye çıkıştı Ron
-Onu seviyorsun.
Ron göz devirip Harry ve Hermione'nin yanına gitti. Onlara doğru yönelmiştin ki ismini duyup arkanı döndün. Kimse yoktu ancak birinin seni çağırdığına yemin edebilirdin. Adımlarını hızlandırıp arkadaşlarına yetiştin. Sohbet ediyorlardı. Aralarına katıldın ve odalarınıza doğru ilerlemeye başladınız. Odana geldiğinde Hermione duşa girdi sen ise etrafı topluyordun. Yerde bulduğun kağıt parçası dikkatini çekti.
" Ne zaman konuşmaya çalışsam, anlatmaya çalışsam olmuyor. Muhtemelen olmayacak da... Ama en azından bana bir şans ver ve saat 23.00'te bahçede buluşalım. Umarım gelirsin... "
Bu isimsiz buruşturulmuş kağıt anlaşılan bir mektupmuş,aklındaki tek soruysa "Bunu kim gönderdi?" Belki de Ron'dur diye düşündün. Hermione'den hoşlanıyor olabilirdi. Harry mektup yazma işinde pek iyi olmadığı için onu elemiştin. Bunu öğrenmen gerekiyordu. Mektubu yerine bırakıp hızlıca Harry ve Ron'un odasına gittin.
-Harry!
-Y/N,iyi misin?
-İyiyim de bir şey isteyecektim.
-Keşke bir kere de ödümü koparmadan istesen.
Gerçekten her seferinde onu korkuttuğunu düşünüp kıkırdadın.
-Ee ne istiyorsun bakalım? diyip arkasındaki masaya yaslandı.
Ona doğru eğilip fısıldadın.
-Çapulcu Haritasına ihtiyacım var.
-Nedenini söylersen neden vermiyim ama değil mi ?
-Umm, şey...(sabırla seni bskliyordu)
Hermione'ye bir mektup gelmiş,isimsiz. Yani kim olduğunu bulmak için kullanacağım sonra da geri veririm. Olmaz mı?
- Hmm tek kaşı kalkıktı
-Lütfeeen.
-Off yine aynı yavru köpek bakışları. Gidip çekmecesinden haritayı çıkardı ve sana uzattı.
- Nasıl kullanacağını zaten biliyorsun. Dikkatli ol. Göz kırptı
Gidecekken geri döndün
- Harry? (Sana döndü ) Aramızda kalsa olur mu?
Harry gülümseyerek ağzının hayali fermuarını çekti.
-Teşekkür ederim. Her ikisi için de. Koşarak aşağı indin. Tek yapman gereken saat 23.00'e kadar beklemekti.
Zor geçen birkaç saatin ardından sonunda vakit yaklaştı diye düşünüp saate baktın. 5 dakika gecikmiştin,lanetler savurup haritayı aldın.
-İşte,diye mırıldandın. Hermione burada. Hızlıca kalkıp merdivenlere yöneldin. Asanın loş ışığıyla ilerliyordun. Hermoine bahçeye çıkıyordu. Etrafta Ron'u göremiyordun. Bahçe kapısına geldiğin sırada Draco'nun arkanda olduğunu görüp asanı ona doğru tehditkârca uzattın.
-Hey,sakin ol.
Hermione,Draco ile mi buluşacaktı. Bunun şokunu atlatman birkaç saniyeni aldı. Asanı indirdin.
-Bu saatte ne arıyorsunuz Bayan Granger ? Gülümsedin
-Keşke aradığın şeyi bilmesem de ben de sorabilsem. Bahçede. Yanından geçerken kolundan tuttu
-Kim bahçede?
-Hermione. Sen,onun için gelmedin mi?
-Hayır,bunu da nereden çıkardın?
-Ben,şey... Sana doğru bir adım attı
-Sen ney?
-Yanlış anlamışım sanırım. Saat çok geç oldu,gitsem iyi olur. Sana doğru bir adım daha atar.
-Beni çok yanlış anladığın doğru.
-Ne yapıyorsun? O adım attıkça geriledin,taa ki sırtın soğuk duvara deyene kadar.
-Kaçma artık benden.
- Draco ne yapmaya çalışıyorsun?
Elini kaldırıp saçını kulağının arkasına koydu,elinin kulağına hafifçe deymesi bile kalbinin hızlıca atmasına sebep olmuştu.
- Dayanılmaz bir kızsın biliyorsun değil mi?
Gözlerini onunkilere dikmiştin. Bu sessizlik onu rahatsız etmiş olacak ki tekrar söze girdi.
-Hermione'yi sevdiğimi nereden çıkardın?
-Sürekli onu sana,seni ona bakarken görüyordum.
-Yaa,demek ona bakarken.
-Evet,en sonki quidditch maçından sonra Ron'la o tuhaf bakışmanızın ardından ben de böyle bi şey var sandım işte.
Tavırları seni o kadar tedirgin ediyordu ki her şeyi dökülüyordun. Bunu biliyordu,belli ki hoşuna da gidiyordu.
-Hermione ile sürekli yan yanasınız. Muhtemelen göz yanılması.
-O da ne demek?
-Evet,birinize bakıyordum. Ama o Hermione değildi.
Anlık kaşlarını çatıp anlamaya çalıştın.
-Ben...
-Birinin sana ilgi duyması seni neden bu kadar şaşırtıyor? Hele ki bu kadar mükemmelken.
-Bu yanlış Draco.
Onu hafifçe ittirdin.Gözlerine bakıyordu.
-Sorun ne?
-Draco, anlamıyor musun? Yapamam.
-Y/N görmüyor musun? Sana aşığım ben.
Draco'nun söylediklerinin şokunda iken kenarda sizi dinleyen bir adet kırık kalp görmüştün. Evet,oydu.
- H-Hermione?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Imagine with Harry Potter ❄️
FanfictionHayal kurmak seni farklı dünyalara ışınlar derler. Harry Potter dünyasına ışınlanmaya ne dersiniz?