5 people sometimes make 6 hearts/2

876 32 46
                                    

Draco'nun çekilmesini fırsat bilip Hermione'ye yöneldin.
-Açıklayabilirim.
Hermione hayal kırıklığıyla gülümsedi. Kalbinin sızladığını hissediyordun.
-Uğraşma bile. Yanından geçip gitti. Arkasından öylece bakıyordun. Gözlerin dolmuştu. Draco sana doğru bir adım attı
-Y/N (sözünü kestin)
-Draco,lütfen. Sonra konuşalım.
Draco başıyla onaylayıp yanından ayrıldı. Haritadan hiçbir öğretmenin olmadığına emin olduktan sonra bahçeye hava almaya çıktın. Ağacın altında Ron'u görmeyi hiç beklemiyordun. Ki Ron uykuyu bu kadar çok severken. Yoksa... Yoksa Hermione ile o mu buluşmuştu. Ona yaklaştın dolmuş gözlerinle. Geldiğini görünce hafif dikeldi. Sense umursamazca kendini yanına bıraktın. Bi süre aranızdaki sessizliği korudunuz. Ron'a döndün
-Hermione ile miydin?
Başıyla onaylar.
-Onu sen çağırdın yani?
-Hayır,beni o çağırdı. Konuştuk işte, sen niye buradasın?
Ona anlatman bir sorun oluşturur muydu? Hayır. Kendini onaylayıp hafifçe dikeldin.
- Bir mektup buldum odada. Bu saatte buraya davet ediyordu birini ama ne yazan belli ne yazılan. Haritayı gösterdin Harry'e uğradım ve geldim ben de. Sonra Draco ile karşılaştık. Sonra Hermione bizi görünce...
Artık göz yaşlarını tutmuyordun.
Sana döndü.
-Anladığım kadarıyla fazla yakındınız Hermione geldiğinde. Draco'nun seni sevdiğini zaten biliyordum.
-Biliyor muydun?
-Hadi ama,bi salak bile onun seni sevdiğini anlardı.
Derin bir nefes verdin. Devam etti
- Sana bunu söylememeliyim ama kardeşin iyi ve kötü iki kişi arasında kalmış durumda. İyi haber kötü olan sana yönelmiş, kötü haber ise iyi olan onu seviyor mu anlayamayacak kadar aptal. Derin bi nefes verdi.
Üstüne gitmemeye karar verdin. Karanlık iyice çökmüştü. Ron ayağa kalktı ve sana elini uzattı
-Yakalanmadan gitsek iyi olur.
Başınla onaylayıp elini tuttun. Odalarınıza gittiniz. Hermione sessizdi,uyuduğunu düşünüp yatağına uzandın. O gece hiç uyuyamadın, dönüp durdun. Draco'nun seni sevmesi şoku, Hermione'yi incitmenin acısı ve tabii Ron'un söyledikleri. Kafanı yiyip bitiriyordu hepsi. Ron sanırım kendini kastediyordu diye geçirdin içinden. O derin nefes fazla içliydi,zaten Hermione'yi sevdiğini biliyordun,hissetmiştin. Sabah vakit gelince Hermione her zamanki gibi tam zamanında kalktı. Uyanık olduğunu görünce bir duraksadı,sen son dakikaya kadar uyuyup öyle hazırlanan kısımdandın. Bütün çabalarına rağmen ne sabah ne derslerde ne aralarda ne de yemekte seninle tek kelime konuşmadı. Odanıza geçtiğiniz anda oda arkadaşlarınızın gelmemiş olmasını fırsat bilip kardeşine yaklaştın.
-Hermione, lütfen konuşalım biraz.
Sana döndü.
-Ne konuşacağız ki Y/N. Ne yapacağını asla kestiremiyorum. Sabah "onu mu seviyorsun?"diyorsun. Akşam yasak saatlerde gizlice onunla buluşmuş şekilde buluyorum seni. Bir de dip dibe.
-Hermione öyle değil
-Nasıl o zaman? Sesi biraz yükselmişti
Derin bi nefes alıp söze girdin.
-Mektubu buldum. Birinin sana yazdığını düşündüm bu yüzden Harry'den haritayı aldım ve (sözünü kesti)
- Mektubumu gizlice okudun ve bana söylemeden peşime düştün öyle mi?
-İkimiz de biliyoruz ki sorsam bir şey anlatmayacaktın. (Sessiz kalmıştı,sen de devam ettin.) Bahçeye gittiğini gördüm peşinden gelecektim ki Draco belirdi birden. Ne olduğunu anlayamadım bile. Sonra da sen geldin zaten.
- Her şeyi o kadar yanlış anlamışsın ki.
Sesler yükselmeye başlamıştı.
- Anlat o zaman. (Kapı açıldı ve içeri Ron girdi ama ikinizin de umurunda değildi.) O mektubu kim yazdı Hermione?
Kapıdan çıkacakken soruna ve ses tonuna karşılık sana dönüp onda ses tonunu yükseltti.
- Ben yazdım. Mutlu musun? Ben yazdım o mektubu. Harry'e gönderecektim. Draco ile konuşma fırsatı bulduğumda aslında onu sevmediğimi anladım. Harry'e bu mektubu gönderecektim ama cesaret edemedim. Cho var, benden çok daha güzel bir kız. Başka bir mektup yazıp Ron'a gönderdim ondan yardım istemek için. Ben Draco'ya aşık falan değilim Y/N. Ben umutsuzca Harry'i seviyorum. Gözleri doluydu. Arkasını döndü ancak odadan çıkacağı sırada Harry kapıda belirdi. Birden Hermione'ye sarıldı.
-Cho senden güzel falan değil, biliyorsun değil mi?
Hermione ağlıyordu. Harry saçlarını okşadı.
- Ağlama Hermione,lütfen. Ron'un deyimiyle ben duygularını anlayamayacak kadar aptalım. Ama çok düşündüm. (Hermione'yi yavaşça kendinen ayırıp yüzünü avuçları arasına alır.)Ben seni seviyorum Hermione.
Hermione de ona sarılmıştı. Birkaç dakika içinde Hermione daha sakindi. Bana döndü
-Hala kızgınım sana,bir daha özel eşyalarıma dokunmayacağına söz ver.
-Söz.
-Bir şey olduğunda da bana sor.
Başınla onayladın. Sana yaklaştı
-Gel buraya. Sımsıkı sarılmıştınız. Her şey iyi gidiyordu şimdilik. Bu iyiydi.

Olaysız birkaç gün geçirmiştiniz. Bu şaşırtıcıydı. Harry ve Hermione şimdiden favori çiftindi. Draco ile durumlar biraz karışıktı.Senden kaçıyordu ve sabrın taşmaya başlamıştı.Görmezden gelinmekten nefret ediyordun. En sonunda seni çileden çıkarmıştı.Binasına giderken seslendin.
-Malfoy!
Olduğu yerde durunca ona yetiştin.
- Neler oluyor Malfoy?
-Ben de aynı soruyu sana soracaktım.
-İlk ben sordum.
- Bi şey olduğu yok Bayan Granger.
-Neden benden kaçıyorsun?
Derin bi nefes alıp sonunda yüzüne bakmıştı. Gözlerine odaklanmıştı. Bu kalbini hızlandırmaya yetiyordu.
-O gece seni gördüm Y/N. Benim yüzümden ağlamanı gördüm. Ron'dan destek almaya çalışmanı da. Haklıydın,bu yanlıştı. Üzgünüm.
Öylece kalmıştın. Kendini toparladığında kalbindeki ağır yük, boşluk ve acıyla kardeşin, Harry ve Ron'un yanına kütüphaneye gittin. Ron'un seninle pek konuşmaması dikkatini çekti. Herkese ne halt oluyor,diye geçirdin içinden.Ron'a doğru eğildin.
-İyi misin? Başıyla onaylar
-Ron,seni tanıyorum.Ne oldu?
Kitabı kapatıp kalktı ve kütüphaneden ayrıldı. Hermoine ile göz göze geldiniz. Harry sana döndü
-Gitsene peşinden. Hermione destek çıktı
-Hadi,ne duruyorsun?
Hızlıca kalkıp peşine gittin. Koşarak yakaladın bileğinden.
-Ron diyebildin nefes nefese.
Sana döndü.
-Y/N yine Draco ile konuşmanı vs. anlatacaksan lütfen sonraya sakla.
-Sadece seni merak etmiştim. Madem öyle istiyorsun. İyi!
Arkanı dönüp ilerlemeye başladın. Herkes sana patlıyormuş gibi geliyordu.
Ron peşinden gelip kolunu yakaladı.
- Üzgünüm,sana kızmıştım biraz.
- Yine ne yapmışım da haberim yok acaba?
- Y/N,Draco ile ne konuştun?
- Senin bu Draco takıntın da nereden çıktı Ron?
-Cevap vermekten kaçıyorsun şu an.
- Çünkü bu konuyu konuşmak istemiyorum.
- Y/N (sözünü kestin)
- Hayır Ron,ciddiyim. Bu konuyu gerçekten konuşmak istemiyorum.
- Y/N yeter artık! Ben çok yoruldum anlamıyor musun?
Tuhaf tuhaf bakıyordun. Ne diyordu bu böyle. Artık arkadaşın olmak istemiyor muydu? Ne olmuştu ki birden?
- Artık arkadaşım olmak istemiyor musun?
-Evet! Bıktım artık, özellikle Draco'dan.
-Ben, bunu bilmiyordum.
-Bilmediğin daha neler var.
- Ron,ciddi misin? Gerçekten arkadaşım olmak istemiyor musun?
- Seni seviyorum.
- N-ne?
- Duydun işte. (Derin bir nefes alır.) İçimde tutmaktan çok yoruldum Y/N. Biliyorum Draco'ya ilgi duymaya başladın ama ben daha fazla içimde tutmak istemiyorum.
Öylece kalmıştın.
-O sana yaklaşabiliyor Y/N. Seni tanımıyor bile.
Sana doğru bir adım atar. Draco ile yaşadığın olayın aynısını yaşıyorsun aslında. Ancak duygular daha değişik,daha karmaşık.
- O senin ne sevdiğini bilmiyor Y/N.
Bir adım daha atar
-Neye üzüldüğünü,neyi kafana taktığını...
Bir adım daha atar
-Neye düşkün olduğunu, alerjilerini...
Sırtın duvardadır ve Ron sana cok yakındır.
-O bilmiyor Y/N ama ben biliyorum.
-Çek ellerini kızımdan Weasley! Sesin sahibine doğru döndün. Draco Malfoy... Bir dakika kızım mı demişti o?

Imagine with Harry Potter ❄️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin