Imagine with Harry Potter ❄️

is this another joke too?

Fred,George ve sen üçüzdünüz. Hayatın bu iki fırlamaya ayak uydurmakla geçiyordu ancak şikayetçi fln da değildin.
  Yemek için salondaydınız. Fred yavaşça sana doğru eğildi.
-Diggory'nin çatalına büyü yaptık. Kıkırdadı. George devam etti
- Çatalı eline alınca çatal kendi kendine hareket edecek ve elini nereye isterse oraya götürecek.
Kıkırdadın.
- Gerçekten kötü olsanız şeytan sizi hayretle izliyor olurdu.
Şeytani tuhaf gülüşler yaptılar ve üçünüz gülmeye başladınız. Yemeğinizi yerken bir gözünüz Cedric'teydi. Harry bunu fark etmiş olacak ki size doğru eğilip fısıldadı
- Asla durmayacaksınız değil mi?
Üçünüz sırıtarak aynı anda cevap verdiniz.
- Asla.
Cedric oturdu ve çatalına uzandı. Solunda George sağında Fred vardı. George sana doğru yaklaştı
- Gösteri başlıyor.
Cedric çatalını eline aldığı anda çatal bir o yana bir bu yana hareket etmeye başladı. Bu birkaç dakika sürdü. İlk başlarda komik görünse de sonradan üçünüz de durmanız gerektiğini anlamıştınız. Asanı eline alıp çatalı durdurdun. Cedric sinirle üçünüzün önüne geldi
- Hanginizin fikriydi?
Üçünüz de "Biz mi,ne alakası var?" tarzında şeyler mırıldandı.
- Böyle bir şey ancak üçünüzün başının altından çıkar.
Size bakıyordu ama üçünüzde de tık yoktu.
- Lütfen beni şakalarınıza alet etmeyin.
O gider gitmez George size döndü
- Bence özür diler gibi bir şaka yapmalıyız.
-O nasıl olacak? diye atıldın.
George planını anlattı. Senin üstüne düşen kısım Cedric odasında değilken kıyafetlerine büyü yapmaktı. Kıyafetler özür dileriz şeklinde havaya yazı yazacak sonra da etrafta uçacaktı. George seni binaya sokacak, Fred ise alacaktı.

İçeri girdin. Cedric içeride değildi,bunu zaten biliyordun ama ne kadar vaktin olduğunu bilmiyordun. Hızlı olman gerektiğinin farkına varıp dolabını açtın. Asanı çıkarıp elbiselere doğrulttuğun anda bir kuvvet tarafından dolaba itildin. Büyü yapıldığını duydun ancak bu büyüyü bilmiyordun. Arkadan bir ses duydun
- Georgelandın kardeşim.
- George, seni küçük hayin. Çabuk buraya gel!
Kapı kapanmıştı bile. Ne yapacaktın? Cedric dolabı açınca ne diyecektin?
Biri hızla odaya girdi.
- Nerede bu,nerede bu?
Bu sesi bilmiyordun ama kim olduğunu öğrenmeyi çok istiyordun.
- Buldum diye bir ses geldi ve kapı kapandı.
Biri onun bir şeyini mi çalmıştı? Tekrar kapı sesi duyuldu. Cedric'in sesiydi bu kendi kendine şarkı söylüyordu ve sesi gerçekten güzeldi.

( Videoyu 1.00'dan başlatıp dinleseniz daha iyi olur :) )

Sesinin bu kadar güzel olacağını tahmin edememiştin. Dolaba doğru elini attığı sırada senin hareketlenmelerini duymuş olacak ki birden ses kesildi. Dolap yavaşça açıldı. Seni görünce şoka girdi.
- Y-Y/N ! Sen ne yapıyorsun burada?
- Şey,ben çok özür dilerim.Ben de tam gidiyordum.
Belinden yakalayıp hafifçe kendine doğru çekti.
- Bu da başka bir şaka mı?
- Öyle olması gerekiyordu ama şaka bana yapıldı.
Güldü. Gerçekten çok güzel gülüyordu. Cedric'i inceledikçe onun eşsiz olduğunu fark ediyordun ve açıkçası ona şaka yaptığın için biraz üzülüyor ama daha çok utanıyordun. Sanırım kardeşlerinle arandaki fark buydu, onlar utanmaz ama sevimli iki fırlamaydı. 
Bir süre öyle kaldıktan sonra Cedric yavaşça seni bıraktı.
- Madem şaka sana yapıldı ve hoşuna gitmedi, sanırım bir daha bana yapmazsın. Değil mi?
Sana baktı.
- Umarım.
Kıkırdadın. O da gülümseyerek karşılık verdi.
-Ben artık gideyim. Dövmem gereken bir George var. Hoşçakal.
- Çıkarken dikkat et,görüşürüz.

   George'u quidditch sahasının etrafında 5 turdur kovalıyordun ve yorulup Fred'e yaslandın. George da yorulup durduğunda ayakkabını kafasına fırlattın. Kafasını tutup sana baktı.
- Hey,canım yandı.
- Hayin Kostok.
- Ama ben canını yakmadım.
- Kes sesini seni küçük iblis.
Diğer ayakkabına uzandığın sırada ellerini kaldırıp teslim oldu. Fred'in kahkaha atmaktan karnı ağrımıştı.
- George
- Efendim Y/N hazretleri
- Ayakkabım nerede?
- En son kafamdan sekmişti.
- Taş kafa ayakkabım kayboldu.
Etrafa bakınmaya başladınız. Cho'yu tanıdığından beri sevmiyor,hatta nefret ediyordun. Seni eziklemeye çalışan aptalın biriydi gözünde. Seni gördü.Konuşmalarınızı da duymuş olacak ki yanında duran Cedric'e doğru dönüp sinir hücrelerinin üstünde dans etmeye başladı
- Ayakkabı tutamayanların asa kullanmaya çalışması ne acı
Diğer ayakkabını çıkarıp Cho'nun kafasına fırlattın. Cedric gülmemek için zor dururken George ve Fred çoktan kopmuşlardı.
- Afedersin Cho,ayakkabı büyüsü işte.
Cho derin bir nefes aldı.
- Yüzüne de büyü yapmaya çalıştın herhalde.
Yüzüne laf eden kişi de Cho'ydu yani. Tabii seni bu raddeden sonra kimse tutamazdı.
- Sen de çirkinlik büyüsü falan mı buldun ne yaptın? Aa,dur bakayım. Ay pardon doğal halinmiş.
Cho sinirle Cedric'e döndü
- Cedric bir şey der misin? Sevgiline neler diyor.
Gülmemek için zor duran Cedric ikinize de sırayla baktı.
- Sakin olun kızlar.
Fred araya girdi
- Cho bence de geri çekil
George devam ettirdi
- Y/N gözünü kırpmadan alt eder seni.
Cho gerçekten sinirliydi. Tam karşına geldi.
- Madem seni başka bir şey ile yenemem ben de konuşurum.
- Konuşarak beni yenebileceğini mi sanıyorsun? Dene o halde.
Fazlasıyla hazır cevaptın zaten. Sen George ve Fred'in kardeşiydin bir kere. İstediği kadar denesin yine de yenecektin.
- Kolyeni anlatmak ister misin Y/N?
Bir duraksamıştın,yalan yok. Demek kolyeni biliyordu. Ama elindeki kozdan haberi yoktu bile.
- Sabah Cedric'in odasından ne ödünÇALDIĞINI söylemek ister misin Cho?
Sesini duyman o olduğunu anlamana yetmişti zaten. O çatallı cırtlak sesi her yerde ve her zaman tanırdın.
Cedric kaşlarını çattı
- Cho? Y/N neyden bahsediyor?
- Şey ben...
Zafer sırıtışıyla George ve Fred'e baktın.
- Ben sadece sana verdiğim kolye hala orada mı diye baktım.
- Hadi ama Cho bir şey arıyordun ve "buldum"dedin. Diye atıldın.
- Sen bunları nereden biliyorsun?
( Cedric'e döner. ) Cedric?
- Saçmalama Cho! Sence seni aldatır mıyım?
Cho başını hayır anlamında sallayınca sarılırlar. Ne yani, kapandı mı? Ama daha ne aldığını söylemedi. Cedric'in bugını bulmuş bu pislik.
George ve Fred'e döndün
- Biraz daha durursak ciddiyim döveceğim.
Seni bildikleri için hızlıca uzaklaştınız.