i will keep my promise darling

982 44 12
                                    

Odada bir ileri bir geri geliyordun. Kocanın gelip gelemeyeceği konusunda çok tereddütlüydün. "Umarım bir şey olmamıştır"diye geçirdin içinden. Vakit geçtikçe tereddütlerin artıyordu. Siyah bir köpek bahçeye girip senin beklediğin barakaya yönelince derin bir nefes aldın. Köpek içeri girdiği an Sirius'a dönüştü ve sımsıkı sarıldın. Onu fazlasıyla özlemiştin. Azkaban'dan kaçtığından beri ancak bu şekilde görüşebiliyordunuz. Sana Harry'i anlatıyordu birkaç seferdir. Kaçışına nasıl yardım ettiği,babasına benzeyişi... Aklından çıkmıyordu belli ki. Sirius,James'e karşı hep böyleydi diye düşündün. Kocan biraz daha sıkı sarıldı sana.
- Gittikçe daha zorlaşıyor sanki.
Başınla onayladın
- Seni çok özledim
Saçlarına minik öpücükler bırakıp
-Ben de güzelim. Diyebildi sadece.
  Hasret gidermek adına bir saat geçirmiştiniz. Gitmesi gerektiğini biliyordun ama hiç gitsin istemiyordun. Sana sarılıp hep yaptığından biraz daha farklı bi konuşma yaptı.
- Olur ya,geri dönemezsem. (Yüzünü avuçları arasına aldı) Seni çok seviyorum aşkım.
- Deme öyle. Tekrar sarıldın.
- Y/N, biliyorsun Voldemort bir şeyler planlıyor. Harry'i korumak zorundayım. O bizim vaftiz oğlumuz.
- Ama sen hiç dikkat etmiyorsun Sirius. Lütfen,benim için kendine de dikkat et. Bizim için...
Elini karnına koydun. Sirius hayretle sana baktı
- Ciddi olamazsın.
Gülümsedin
- Ben de dün öğrendim. Tabii daha çok küçük.
Sirius göz yaşlarını tutamayıp sana sarıldı. Gülümsedin
- Günden güne sulugözleşiyorsun patiayak. Yaşlanıyor musun acaba?
- Baba oluyorum Y/N!
Seni kaldırıp döndürdü. İndirdiğinde son kez sarılıp yanağına bir öpücük kondurdun. Sana el sallayıp ilerlemeye başladı. Barakaya yaslanıp gidişini izlemeye başladın. Tekrar yanına gelip bir kez daha sarılıp öptü seni. Sonra da hızlı bi şekilde gitti. Geleceği zamanı beklemek zulüm gibiydi.

Birkaç hafta sonra

Remus'la birlikte okula gidiyordun. Acın çok yeniydi ama o minik kalbin de bu acıyla cayır cayır yandığını biliyordun. Harry,sana sadece James ve Lily'nin emaneti değildi artık. Sirius'un da emanetiydi. Okula iyice yaklaşınca Remus durup sana sarıldı.
- Sanırım bunu tek başına yapman gerekiyor ha Bayan Black?
Gülümsedi.
- Harry'i ilk birlikte göreceğimize söz vermiştik.
-Şhh,geçecek. (Elini tutar) Döndüğünde burada olacağım dostum,söz veriyorum.
Ona son kez sarılıp içeri girdin. Dumbledore görse seni tanırdı,evet. Ancak karşı çıkma ihtimaline karşın kendini gizleyerek gidiyordun. Harry'nin odasına doğru ilerledin. Sirius hep anlatırdı,Harry'nin ona söylediği her detayı. İçeri girip etrafa bakındın. Harry'nin baş ucunda duran resme baktın sonra...Lily ve James. Gülümseyerek fotoğrafa baktın. O fotoğrafı sen çekmiştin.

Flashback

-Hadi buraya bakın kumrular
James gülümsedi
- Asla bıkmayacaksın değil mi?
Lily araya girdi
- Siriusla nişanlan da bak bakalım ben nasıl dalga geçeceğim. Kıkırdadı
- Ne o Y/N, patiayağı benden çalacak mısın? dedi James
Üçünüz de kahkaha atıyordunuz.
- Hadi, Harry'e güzel bir anı hediye etmek istiyorum.

Dışarıdan gelen bir ses düşüncelerini durdurdu.
-Çabuk o fotoğrafı yere bırak!
Kapıya doğru döndün. Harry asasını sana doğrultmuştu. Bu hali gözlerinin dolmasına yetmişti. Hiç kimseye güvenemeyecek kadar yorgun bir çocuk vardı önünde,her çıtırtıdan korkacak kadar ürkek bir çocuk.
- James'e ne kadar benziyorsun.
Gülümsedin. Harry pozisyonunu hiç bozmadan vücudunu dikleştirdi.
- Kimsin,ne istiyorsun?
- Y/N Black. Seni görmeye geldim Harry.
- Black diye tekrar etti Harry.
Durgunluğundan ne düşündüğünü anlayıp ona doğru bir adım attın ancak Harry asasını tekrar tehditkârca doğrulttu
- Nesi oluyorsun?
Yüzüğünü gösterirsin. Harry duraksar ve asasını indirir. Fotoğrafı işaret edersin.
- Sana anı kalması için çekmek istemiştim.Amacına ulaşmış.
Harry hala olayın şokundadır. Ona doğru yaklaşırsın.
-  Onu kurtaramadım,diye fısıldar
Onu suçlayacağını zannediyordu. "Keşke daha erken burada olsaydım" demeden edemiyordun. Küçücük bi çocuğa yüklenilen sorumluluk onu içinde koskoca bir adama dönüştürmüştü.
- Harry,ben (sözünü kesti)
- Hesap sormak için buradaysan (Asasını yere atıp ellerini kaldırır), yap hadi.
Gözlerini kapatan Harry'e bakarsın. O böyle yaptıkça canın daha fazla yanıyordur. Sessizce yanına yaklaşıp ona sarılırsın. Göz yaşlarını tutamadığın için lanetler savururken Harry'e bakarsın.
- Baban kadar kalın kafalısın biliyorsun değil mi?
Burukça gülümser. Kafasını yavaşça kaldırıp gözlerine bakar
- Eğer Sirius vaftiz babamsa (durur)
- Evet Harry. Erken gelemediğim için üzgünüm. Sirius Azkaban'dayken seni görmeye gelemedim. Biliyorsun suçlanıyordu ve buraya gelsem hemen öldürülürdüm.
- Sirius hiç bahsetmemişti.
- Varlığımdan çok kişi haberdar değil. Beni böyle korumaya çalışıyordu.
-Onu görebildin mi?
- Evet,bir hafta önce gelmişti. Veda eder gibiydi zaten. Hamile olduğumu söylediğim için bu kadar duygulandı sanırım. Belki de biliyordu.
Harry üzgünce sana baktı.
- Bir çocuk daha babasız büyüyecek.
Elini Harry'nin omzuna koydun.
- Ama abisi ve annesi var,gülümsedin
Gülümseyerek karşılık verdi.
  İkiniz de ne diyeceğinizi bilemiyordunuz. Harry yüzünü yerden ayırıp sana çevirdi
- Ölmeden önce. Lucius ve bir adamla savaşıyorduk. Bir atış yapmıştım ve (durdu)
Elini onunkinin üstüne koydun. Senden güç alarak devam etti
- "İyi atış James"
Ağlamaya başladı. Ona sarıldın ve sen de ağlamaya başladın.
Birkaç dakika içinde Dumbledore girdi. Sen hızlı bir şekilde büyüyle kendini gizledin. Dumbledore etrafa bakındı.
- Buraya geleceğini biliyordum Y/N. Senin vicdanın hiçbir duygun kadar güçlü değil. Ama merak etme,seni kovmayacağım. Harry ile birbirinize iyi gelirsiniz. Dimi Harry?
- E-Evet efendim.
Harry bir yandan göz yaşlarını siliyordu.
Dumbledore'un tam karşısında belirdin.
- Göndermeyeceksiniz, değil mi?
- Aslında seni öğretmen olarak atamayı düşünüyordum. Savaşta kurtulanların çoğu senin sayendeydi.
Gülümsedin. Bu Harry'e daha yakın olmak demekti.
- Çok isterim Profesör.
- Bakanlıkla konuşacağım Y/N. Harry'i çok fazla ağlatmamaya çalış. Gülümser, sen de gülümseyerek karşılık verirsin. Harry'e döndüğün anda sana sarılır.
- Gerçekten ihtiyacım vardı Y/N. İyi ki buradasın.
Sarılmasına karşılık verdin.
- İkimizin de ihtiyacı vardı.
O sıra içeri Ron ve Hermione girdi. Seni görünce duraksadılar.
Hermoine lafa girdi
- Rahatsız etmiyoruz umarım.
Ron sana bakıyordu, çıkaramadığı bariz ama doğaldı.
- Harry,bu kim?
-Ronald! Hermione'nin kızışına gülümsedin.
- Y/N Black.
Black soyadını duyunca Hermione gerginleşmişti. Ona doğru birkaç adım attın. Herkes gergindi. Hermione'nin eli asasındaydı. Boşta kalan elini tuttun.
- Hiçbir Black ile alakam yok Hermione. Ben Sirius'un karısıyım.
Hermione derin bir nefes almasına rağmen şimdi de şoka girmişti. Kendine gelmesi birkaç dakika sürdü ardından
- Muggle doğumlu olduğumu nasıl anladın?
- Vaftiz oğlumun arkadaşlarını biraz araştırdım(Harry'e bakıp gülümsersin). Ayrıca soyadımı duyduğundaki tepkin her şeyi açık ediyordu zaten.
Başıyla onayladı. Ron söze atıldı.
- Harry'nin vaftiz annesinden çok Hermione'nin annesi gibisin.
Harry'e doğru fısıldadın
- Belki onun da annesi olurum
Harry gözlerini büyüterek sana baktı ve hepiniz Harry'nin tepkisine gülmeye başladınız.
- İşte bu tam annenin tepkisiydi Harry.
Gülümseyerek saçlarını karıştırdın.
Oturup sohbet etmeye başladınız. Soru-cevap şeklinde ilerlemesine karşın bu üç arkadaşla sohbet etmek fazlasıyla zevk veriyordu sana.
Hermione lafa girdi.
- Her şeyinizi kaybedip sonra Sirius'u buldunuz yani. Çok romantik.
Gülümsedin.
- Sonrasında Çapulcular ile tanıştım ve çok yakın dost olduk.
Ron merakla sana baktı
- Peki şimdi ne yapacaksın? Kimsen kalmadı değil mi?
Hermione bu sefer gerçekten kızmıştı
- Ronald!
- Ne yani,soru soruyorum.
-Düzgün sorular sor !
Aralarındaki çatışmayı gülümseyerek izledin. Sana dostlarını hatırlatıyordu.
- Sirius benim bu hayattaki her şeyimdi. Annem,babam,abim... Annem Muggle yani Black ailesi aslında bana karşıydı. Ama  Sirius evden kaçtı
Hermione atıldı
- Nereye?
Harry ile aynı anda söylediniz
- Babama / - James'e
Harry'e bakıp gülümsedin ve devam ettin.
- James ve Sirius fazla yakınlardı. Ve Potterların evi bize her zaman açıktı. James ve Lily ilk çiftimizdi (Gülümsedin). Sirius,Harry'nin olacağını öğrendiği ilk zaman Lily'i kucağına alıp uzun bi süre döndürmüştü. Biraz daha döndürse muhtemelen kusardı.
Hermione merakla araya girdi
- Profesör Lupin'i tanıyor musunuz?
Başınla onayladın. Üç arkadaşa yaklaşarak fısıldadın
- Hatta buraya birlikte geldik. Sizi götürmek isterdim ama Dördünüzü de tehlikeye sokmak istemiyorum.
Hermione başıyla onayladı.
Bu sefer araya Ron girdi
- Severus Snape'i de tanıyorsunuz değil mi?
Başınla onayladın. Ron devam etti
- Her gördüğümde tüylerimi diken diken ediyor. Çok korkunç bir adam.
- Snape mi korkunç?
- Değil mi? Diye atladı Harry.
- Snape fazla yumuşaktır, nasıl korkunç olabilir ki?
- Snape mi yumuşak? Belki de farklı Snapelerden bahsediyoruz. Hermione'nin söylediklerine kıkırdadın. Hava kararıyordu.
- Artık gitmem gerek çocuklar,bu akşam dolunay var.
Gülümseyerek göz kırptın.
Ron ve Hermione sana veda edip aşağı inerken Harry durdu. Gözleri dolmuştu,dikkatlice ona bakıyordun. Sana sarıldı
- Lütfen kendine dikkat et olur mu? Seni de kaybetmek istemiyorum.

Flashback

- Hiç dikkat etmiyorsun Y/N
- Sirius'u seviyorum Lily,biliyorsun.
- Biliyorum,biliyorum. Ama Y/N lütfen kendine dikkat et olur mu? Seni de kaybetmek istemiyorum.
Lily'i kendine çekip sarılmıştın.
- Beni asla kaybetmeyeceksin kızıl kafa.

Harry nin saçlarının arasına bir öpücük kondurdun.
- Annen de aynen bunu söylemişti ben de ona döndüm ve ne dedim biliyor musun?
Harry meraklı gözlerle bakıyordu
-Beni asla kaybetmeyeceksin kızıl kafa. 
- Kızıl kafa mı diyordun? Kıkırdadı.
- Evet,babana da sinirlenince geyik beyinli diyordum. Çok kızıyordu. Lily ile favori aktivitemiz Sirius ve James ile uğraşmaktı. Remus da destekçimiz olurdu.
Harry gülümsedi. Saçlarını karıştırıp ona baktın
- Bundan sonra asla yalnız hissetmeyeceksiniz küçük bey. Ya öğretmen olarak ya gizlice. Bir şekilde geleceğim.
- Sirius gibi konuştun.
- Onun karısıyım(Gülümsersin). Ve senin vaftiz annenim. Sen bana en yakınlarımın emanetisin Harry. Ne olursa olsun buradayım,en ufak kötü hissedişinde bir mektup uzağındayım. Yalnız değilsin Harry.
Tekrar sarıldı. İkiniz de ağlayıp duruyordunuz.

Flashback

- Hey bir yazı okudum, bebekler dediklerinizi anlayabiliyormuş.
James hızla ayağa kalktı
- Y/N ciddi misin?
- Ne dedin çocuğa geyik beyinli?
Söylediğim şeyle gerilmiş olsa da devam etti
- Sadece ağladığında ona kızıp süt çocuğu dedim.
Remus kahkahayı basmıştı.
- James çocuğumdan uzak dur.
Lily'nin tepkisiyle ona dönen James birden bacaklarının üstüne oturup gıdıklamaya başladı
- Demek senin çocuğun ha?
- Yapma... Tamam tamam... James...
Kahkahalarının arasında Lily zor konuşuyordu. Sirius onlara kahkaha atmakla meşguldü. Remus ise herkesi gülümseyerek inceliyordu. Kıkırdayarak Harry'e döndün
- Seni seviyorum ufaklık. Sen hepimizin gülümseme sebebisin.

Harry'i kendinden ayırdın.
- Seni seviyorum ufaklık, sen hepimizin gülümseme sebebisin.
Harry gülümsedi.
- Geleceksin değil mi?
- Söz veriyorum.
Cisimlenip Remus'un seni bıraktığı yere gittin. Hala oradaydı.
- Onu gördün değil mi?
Gözlerin doluydu, tekrardan ağlamaya başladın.
- Şhh,her şey iyi olacak.
Remus sıkıca sarıldı sana
- Anne ve babasına o kadar benziyor ki
- Dimi,hem onlar kadar güçlü. Biz yanında olduğumuz sürece daha güçlü olacak. Hadi,biraz yürümek sana iyi gelir.
Remus'a gülümsedin
- İyi ki varsın dostum.
- Sen de öyle sulugöz.

Flashback

- Yani evlilik teklifi planı Remus'a aitti öyle mi?
Sirius gözlerini kaçırdı
- Şeyy...
- Patiayak!
- Off,yardım etti sadece.
Kıkırdadın
- Her şeyi planlayarak mı?
Bir vakit tatlı tatlı atışıp konuyu kapattığınızı hatırladın. O zaman da Remus'un yanına gitmiştin
- Remus
- Hm
- İyi ki varsın dostum,diyip ağlamaya başlamıştın.
-Sen de sulugöz,sen de.Diyip kıkırdayarak sarılmıştı.

Hogwarts'a gitmeden bir kez daha baktın. "Umarım bakanlık beni kabul eder" diye geçirdin içinden. En son Sirius Azkaban'dan kaçtıktan sonra buraya gelmiştiniz.

Flashback

-Sirius yakalanacağız
- Sakin ol sevgilim. Bak!
Hogwarts'ı gösterir.
Gülümsersin. Sana döner.
- Harry'i bulacağım ve sizi ben tanıştıracağım.James ve Lily'e verdiğimiz sözü tutacağız ve hep ona destek çıkacağız Y/N. Söz veriyorum.
Sarıldınız.

O bu söz uğruna can vermişti. Şimdi sıra sendeydi.
- Sözümü tutacağım ailem.
Birkaç adımın ardından tekrar Hogwarts'a döndün. Hogwarts senin için bir nevi Lily demekti,James demekti... Ve daha önemlisi Sirius demekti.
- Sözümü tutacağım sevgilim. Harry bundan sonra tamamen bana emanet.
Gülümseyerek Remus'un yanına gittin.

Imagine with Harry Potter ❄️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin