23-) "Feda.''

1.9K 159 61
                                    

Bölüm Yirmi Üç 

''Feda.''

.

.

''O gece...'' diye mırıldandı Eren fakat duraksadı birkaç saniyeliğine. Derin bir nefes aldı önce. ''Asem'i o şekilde görünce... Çektiğim acılar bir hiç oldu. O ana kadar yaşadığım hiçbir şey canımı bu denli acıtmamıştı. Kalp krizinden öleceğimi düşünmüştüm. Nefes alamıyordum, mantıklı düşünemiyordum, sadece ağlıyordum. Keşke, bir şekilde kendimi feda edip o çocukları kurtarabilseydim Eylül. Bunu bir an olsun düşünmeden yapardım. O andan sonra aklıma gelen tek şey bu olmaya başlamıştı.'' Yeniden sessizleşti. Aklından kim bilir neler geçiyor, neler neler anlatmak istiyordu fakat sıkışmış gibiydi, sanki şimdi anlatırken her şeyi en baştan yaşıyordu. 

''Asem...'' diye mırıldandım merakla. ''Öldü mü peki orada?"

Acı bir gülme sesi duydum, neredeyse hıçkırıyor zannetmiştim. ''Biliyor musun? Keşke orada ölseydi Eylül. Keşke bütün acılarına hemen orada son verselerdi. Ama ölmedi. Bekçi Asya'yı çekip çıkardı, beni de gelen bir diğer adama, o zamanki yetimhanenin bahçıvanına verdi. Bizi sürükleyip götürdüler oradan. Asem'in yüzünü hatırlıyorum. Bir hiç gibi, insan değilmiş gibi nasıl da saçından tutup sürüklediklerini hatırlıyorum. Yüzü kanlar içindeydi, birkaç dişi kırılmıştı, kafatasında ezilmeler vardı büyük ihtimalle ve bilinci yerinde değildi. Elbette öldüğünü düşünmüştüm ama Asem sandığımdan çok daha güçlü biriydi. Bizi arkasında bırakıp kolay kolay ölemezdi.''

''Sonra ne oldu?''

''Bizi ayırdılar, azarladılar ve sabaha kadar hücrede kalmakla cezalandırdılar. Asem ise... Bütün suç ona kalmıştı. Çocukları galeyana getirmekle, organize edip manipüle etmekle suçlandı. Herkes ona güveniyordu; onun güçlü olduğunu, zeki olduğunu biliyordu fakat buna rağmen başarısızlığını görenler korkmuşlar, onu savunmamışlar, ondan yana olmamışlardı. Sadece ben, Kartal, Gece ve Taylan gerçekleri biliyor, onu ölümüne savunmaya çalışıyorduk fakat işler çok kötü ilerledi. Sanki bir hainmiş gibi, küçücük çocuğu ibret olsun diye yaraladılar. Yüzü gözü görünmeyecek bir hale soktular ve yarı çıplak bir halde neredeyse 2 gece boyunca dışarıda bağlı bir şekilde bıraktılar. Ne su verildi ne yemek. Bizden camdan bakmamızı istediler hep. Böylece arka bahçedeki ağaca bağlanmış, dayaktan yarı bilinçsiz bir halde, kukla gibi yığılı kalmış olan Asem'i izledik. Gözleri açık olduğu zamanlarda yukarıya baksın, camdan onu izlediğimizi, ne olursa olsun onun yanında olacağımızı bilmesi için bizi görsün istemiştik ama daima bir kere olsun kırpmadığı gözlerle yere bakardı cansız bir şekilde. Hiçbir şeye hali yoktu. Ruhu sökülüp alınmış, geriye de etten bir beden bırakılmıştı sanki. Bu olaydan ötürü ziyaretçilerin geleceği gün ise 1 gün sonrasına ertelenmişti. Asem'in cezasının bittiği gecenin ertesi sabahına yani.''

...

Eren ve Kartal ne yapacaklarını bilemez bir halde yatakhanede dolaşıp duruyorlardı. Akıllarına hiçbir çözüm gelmemekle beraber, yaralarını doğru düzgün tedavi etmedikleri abileri hakkında da endişe duyuyorlar, iyice stres oluyorlardı. Bir de üstüne, o korktukları an gelmişti. Dadı, Asya'yı almak üzere yatakhaneye girmişti. Öğlene doğru dakikalar hızla ilerlerken dışarıda kapalı bir hava vardı insanın içini karartacak cinsten. Tam da yaşananları temsil ediyordu sanki kederle renksizleşen bulutlar.

Dadı, yatakta oturan Asya'ya baktığı vakit iki kardeş geçmişti hemen karşısına. ''Asya'yı alamazsın! İzin vermeyiz!'' diyerek bağırmışlar ve kadını ittirmeye yeltenmişlerdi fakat içeriye giren bekçi, çocukların geri çekilip iyice Asya'ya yakınlaşmalarına sebebiyet vermişti. Eren keskin bir cisim çok aramıştı gün boyu fakat hiçbir şey yoktu bu yetimhanede silah niyetine kullanabilecekleri. Çıplak elle de bu dev adamı yenmenin imkansız olduğunu biliyorlardı artık. En güçlüleri olan Asem bile bu adama hiçbir şey yapamamıştı. 

Masum CinayetlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin