64-) "Saklı Kalanlar."

1.2K 116 71
                                    


Bölüm Altmış Dört

"Saklı Kalanlar."

Ж

Akın ile olan bağlantım lise yıllarına dayanıyordu. O zamanlar liseye yeni geçmiş, henüz çevresine istediği kaosu salmaya vakit bulamamış bir kız çocuğuydum; uğraşılmaya değecek ruhlar arayışındaydım. Sonra Akın'ın oğluyla, yani Kağan ile tanıştım. Oldukça sıkı bir disiplinle onu büyüten babasından sıkılmış, yaşı ve parasının getirdiği şımarıklığıyla beraber asiliğin doruklarını yaşadığından babasına karşı çıkmak, onu sinsi bir oyunla alt etmek, ona kendince gününü göstermek istiyordu. O zamanlar yalnızca diğer çocuklarla uğraşan, sürekli kendisinin haksız olduğu kavgalara girişen, asla akıllanmayan, budala, kibirli ve çokbilmiş bir çocuktu. Bana babasını öldürmek istediğini söylediğinde ilgimi çekmişti ilk olarak. Aklıma gelen şey ise, güzel bir planla babasını ona öldürtmek, sonrasında da tek suçlu olarak Kağan'ı gösterip kendime bir eğlence bulmak olmuştu.

İşler istediğim gibi gitmişti. Kağan, babasını yalnızca öldürmek değil, bunu olabildiğince görkemli bir şekilde yapmak, babasını düşmanlarının dilinde komik bir duruma düşürmek üzere, bir fare gibi kapana kıstırmak istiyordu. Ona bu planı verdim. Memnuniyetle istediğim her şeyi yapmıştı küçük prens, fakat çoğu hatanın sebebi budalalıktır, bu yüzden benim neredeyse kusursuz olan planımı mahvedecek küçük sorunlarla baş edememişti. Kafası da pek basmadığından doğaçlama takılmaya, direkt olarak babasına yakalandı. Akın ise oğlunun bu tarz uzun vadeli bir plan oluşturup bunu takip edemeyecek kadar budala olduğunu bildiği için, ikinci bir kişinin varlığından emin olmuştu. Kağan da zaten sonrasında her şeyi itiraf etmiş, bütün bir suçu bana yıkmıştı.

Ertesi gün, okul çıkışı yabancı bir araba yanaştı bulunduğum kaldırıma. Kağan'ın adamları olduklarını söyleyerek onlarla gitmemi istemişlerdi, kabul ettim. Kağan'ın işi mahvettiğini ve yakalandığını, bu yüzden de babasının beni öldürmeyi planladığını düşünmüştüm. Beni karşısına götürdüklerinde de Akın'ın yüzündeki o ciddi ifadesinden hoş anlamlar çıkarmamaktaydım.

Lakin Akın zeki insanları severdi. Onu öldürmek için oğlunu daha da ileriye gitmesi üzerine manipüle etmem, ona resmen hazır bir suikast planı vermem önemli değildi Akın için. Bu yaşta bütün bunları düşünebilmeme ve soğukkanlı bir şekilde uygulamama hayran kalmıştı. İnsanları kandırmak ve yönetmek bir sanattır, demişti o gün. Sonrasında da ilk iş teklifimi almış oldum. 14 yaşında bir kız çocuğu olarak görmüyordu beni, onun gözünde bir silahtım.

Onun bu gücünü kullanabileceğim gerekçesiyle teklifini kabul etmeyi düşündüm, ne de olsa para ve adamları vardı. Bana çok geniş bir oyun alanı sağlayabilecek kadar hem de! Fakat benden istediği işi duymak hoşuma gitmedi. Psikolojisi zayıf çocukları iyice yoldan çıkararak maddi yatırımda bulunduğu, desteklediği, iş birliği içerisinde olduğu örgüte teslim etmemi istiyordu. O zamanlar çocuklar da, bunun yanlış bir şey olması da umurumda değildi aslında, beni rahatsız eden etik duygular olmamıştı hiç, zaten bu tarz endişelere sahip olduğumu da söyleyemem, fakat sistematik bir çalışma biçimi istiyordu. Kısacası uzun süreli bir bağlılık ve çalışma disiplini gerekliydi. Bağımsız yaşamayı tercih ettiğimden ve insan satmakla ilgilenmediğimden teklifini kabul etmedim.

Fakat Akın'a göre mükemmel bir silahtım. Çocukları kandırmak için bir çocuktan daha iyi ne olabilirdi ki sonuçta? Hiçbir yetişkinin suç atamayacağı, şüpheli olarak bile göremeyeceği bir konumdaydım; maskemi takınca melek gibiydim edata! Bu yüzden Akın beni rahat bırakmadı, sürekli olarak onunla çalışmam üzerine baskı yaptı. Para teklif etti, geleceğim için garanti bir iş, kariyer teklif etti fakat benim gözüm hiçbir zaman bu kadar dünyevi meselelerde olmamıştı. Bu da olmayınca tehdit etmeye başlamış, ailemi öldüreceğini söylemişti. Her ne kadar iyi insanlar olsalar da, hiçbir duygu hissedemediğim, benim için yoldan geçen insanlardan farksız olan bu iki insanı da umursayamadım. Bir noktada gerçekten denedim oysa; empati kurmak istedim, en azından saygımdan ötürü samimiyet beslemek istedim ama olmadı. Eksik bir parçanın yerini yalnızca istemekle dolduramazdım.

Masum CinayetlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin