YİNE BERABERİZ

54 6 0
                                    

Bugün için Derin ve Duru ile sözleşmiştik. Okullar açılmadan biraz kafa dağıtmak bize iyi gelecekti . Zil çaldığında koşarak kapıya gittim . Duru

-'' Veda hazır değilmisin hala '' diye kükreyerek içeri girdi.

-Derin ''  Sen ona bakma tam 1.5 saat boyunca hazırlanmasını bekledim '' diyip göz kırparak Durunun peşinden içeri girdi.

-'' Üzgünüm Duru çok halsizdim inan yataktan zor kalktım '' . Cidden çok halsizdim yataktan kalkmak bana tam bir işkence gibiydi ama işin ucunda Derin varsa gerisi teferruattı .

Duru kalçasına kadar dar , etek uçları kabarık mini elbisesiyle oldukça güzel duruyordu. Derin ise düşük bel kotunun üstüne hardal rengi tişörtünü giymiş üzerinede deri ceketini almıştı ve zaten o her haliyle benim için mükemmeldi. Odamdan gidip çiçekli elbisemi üzerime geçirdim . Saçlarıma tepede bir topuz yaptım , salık saç Durunun aksine beni oldukça rahatsız ediyordu. Salona geçtiğimde Durunun gözleri yerinden çıkacaktı yanıma yaklaşıp kulağıma - ''Seni bu şekilde yanımda gezdirebileceğimi hiç sanmıyorum '' dedi . Kolumdan tutup odama sürükledi , dolabımın kapağını açtıp ''-Veda inanamıyorum üniversiteye başlıyoruz ve dolabının haline bak bir an önce alışverişe gitmemiz gerekiyor '' . Duru haklıydı artık liseli bir ergen değildik yaşımız genç kızlığa çoktan girmişti ama dolabım hala ergenliğe çekeliyordu beni. -'' Tamam canım haklısın tamammm '' .

Dolabımdaki siyah dar elbiseyi üzerime giydirip , saçlarımı açıp belime dökülmesine izin verdi. Ve birazda makyaj yapıp aynanın karşısına geçirdi beni.

'' Veda şimdi kendine bak daha iyi görünmüyormusunn ''  . Haklıydı kendime özen göstermeyeli bir hayli zaman oldu. Benim yataktan kalkmamı engelleyen halsizliğim son bulsaydı zaten bende bir alışverişe çıkacaktım. 

Derinin yanına döndüğümüzde '' Kızlar tamam anlayışlı bir erkek olabilirim ama bu kadar bekletilmeyi ben bile haketmiyorumm .'' Derinin sitemi üçümüzüde kahkahalara boğdu.

Eylülün ortalarına gelmiştik fakat hava hala yazdan nameler taşıyordu. Ilık bir rüzgar bedenlerimizi yalayıp geçiyordu. Hep beraber sitenin garajına gittik . Derinin son model üniversite hediyesi arabasına atladık. Bir barın önünde duran arabadan indik . Derin anahtarı valeye teslim edip yanımıza geldi.

-''Buyrun hanımlarr '' Derin ikimizin ortasına geçip ellerini belimize yerleştirdi. İçim kıpır kıpırdı. Derinin eli belimdeydi .... 

Bar oldukça güzeldi insanın için bayan bir havası yoktu . Boş bir masanın etrafına geçtik , en sevdiğim şarkılardan biri çalıyordu . David Guetta ft Akon Sex Bitch .

Yes I Can See Her .... 

Duru ikimizin ellerini tutup ortaya çekti. Dans etmek güzeldi hele en sevdiklerinle dans etmek paha biçilemez. 

Hiç durmadan dans etmek istiyordum ama sanki günlerdir inşaatta çalışmışım gibi üzerimde olan yorgunluk, halsizlik buna pek izin verecek gibi durmuyordu. 3. şarkıda başlamıştı  , Basshunter - Now your Gone . Tempoya dayanamayarak izin istedim masamıza geçtim , oturduğum yerden Derin ve Duruyu izlemekte dans etmek kadar eğlenceliydi. Derin Durunun elini tutmuş kendi etrafında döndürüyordu. Öyle tatlılar ki canlarım onlar benim hatta Derin canımdan öte canımın sahibi .. 

 Boğazımdaki kaşıntı artık iyice artmıştı. Öksürmek başıma ağrılar sokmuştu yerimden kalkıp lavayo doğru ilerledim . Elimi yüzümü yıkayıp kendime glmeyi umuyordum . Suyun soğuk tarafını açıp yüzüme çarptım . Ellerimle yüzümdeki suyu arındırdım. Lavabodaki kırmızılığı farkettiğimde ellerime baktım kan vardı. Endişeyle aynaya baktığımda ağzımın kenarında da kan vardı. Tekrar tekrar yüzümü yıkadım .

-'' Veda nerdesin canım sen ya görmeyince merak ettik.''  Durunun sesiyle kendime geldim şimdi onlara bişey deyip canlarını sıkmak istemiyordum. Bu geceyi mahvedemezdim.

-'' Duru lavaboya gitmek için izin almam gerektiğini bilmiyordum doğal ihtiyaç'' diyip tebessüm ettim . -'' Vedaaa uyuzmusun '' Durunun tepsikine şöyle güzel bir kahkaha patlatmak istiyordum ama ona bile halim yoktu . Boğazımdaki yanma oldukça canımı yakıyordu onların huzurunu kaçırmadan eve gitsem daha iyi olacaktı nasıl olsa günler bizim artık istediğimiz zaman gelirdik yine.

Bara döndüğümüzde Derin nerdesin sen bakışlarına maruz kaldım . 

-'' Allah Allah lavabodaydım , özür dilerim küçük bey bir dahakine izin alırım '' diyip tüm içten gülücüklerimi ona gönderdim . Derin anlayışla başını sallayıp sorun yok mesajı gönderdi. Bu çocuğun anlayışı , yardımseverliği , iyi niyeti beni ona mühürleyen sebeplerdi. Şimdi onlara bişey belli etmeden eve gitmek gerekiyordu. 

-'' Uzun zamandır bara gelmiyordum sanırım bu ses çarptı beni eve gidip biraz kestirsem fena olmaz ''  dedim masum yüzümü takınıp.

-'' Neyin var Veda hastaneye gidelim mi '' Tamam Derinin yardımseverliğini düşünceli olmasını seviyorum ama birde inat huyu vardı ki buda onun  belkide tek kötü huyu buydu.

- '' Saçmalama Derin ufak bir baş ağrısı için hastaneye gidilir mi ben biraz uyuyayım geçer.''
-'' Ufak birşeyse bir ağrı kesici alalım bizi bırakıp gitme şimdi '' . Derin ya inatçı Derin uyuz Derin anlayışsız Derin of Derin offff . Duru beni parçalayacakmış gibi bakarken birşey dememesi içimi biraz olsun rahat ettiriyordu. Sanki ben Derini bırakıp gitmeyi istiyordum da. 

-'' İnan bana yalnız kalıp yatağıma sarmalanmak çok iyi gelecektir. '' Birşey demelerine fırsat vermeden '' Görüşürüz '' diyip kaçtım. 

Biraz daha orada kalmam hiç iyi olmayacaktı ciğerlerim kaşınıyordu üstelik ağzımdan kan geldiğini görseler büyük ihtimal hastaneye götürmek konusunda beni hayli bunaltacaklardı. Ben hayatım boyunca toplasan 3 kere hastaneye gitmiş değildim. Nefret ederdim hastanelerden , hastalansam bil en fazla eve doktor gelirdi. İçimde anlayamadığım bir hastane fobisi vardı. Aslında ailecek hastaneden nefret ederdik.

Taksiden inip eve girdim yol boyunca öksürüklerim kesilmedi bir şu ağzımdan gelen kan vardı tabi. Beslenmemin eksikliğinden kaynaklandığını düşündüyordum . Aklıma geldide en son sabah kahvaltıda bir tane börek yemiştim. Bu aralar iştahsızlık ve halsizlik yakamı bırakmıyordu. 

 Çok geçmeden odamın kapısı tıklatıldı annem içeri girdi endişeli gözlerle bana baktı . Bu kadının içine mi doğuyordu bilemiyordum hastalanacak olsam daha hastalanmadan anlayıp beni ilaçlara ve bitki çaylarına boğuyordu.

-''Neden erken geldin canım bi sorun mu oldu ?''

-''Hayır annecim biraz başım ağrıdı eve gelmek istedim.''

-'' Yüzün çok solgun tatlım bi sıkıntı yok ya''
-'' Uyursam hiç bi sıkıntım kalmayacak ''

-'' Tamam canım sana bir ağrı kesici tabiki birde arı poleni çayından getireyim içip yat.''

Anneme itiraz etmenin hiç bi faydası olmuyordu bunu daha önce defalarca denemiştim. Grip dahi olsam o arı poleni çayını içmem için zorluyordu.

-'' Tamam annecim olur''

Annemin getirdiği ağrı kesici ve çayı içip yatağa uzandım öksürmekten ciğerlerim ağrımaya başladı birde annemler duymasın diye kendimi sıkmak oldukça sıkıntılıydı. Annem öksürmemi ve ağzımdan kan geldiğini duysa hastane konusunda ısrar edecekti ve bu fikir benim için oldukça korkunçtu . Hastanenin kokusunu bile hayal etmek midemi ağzıma getiriyordu.

Ciğerlerimi yumuşata çay biraz olsa rahatlatmıştı artık tatlı br uyku çekebilirdim ..

VEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin