Taksiden indiğimde annem kapıda bekliyordu , endişesini gözlerinden okunuyordu. Ne vardı bu kadar büyütecek sanki ?
-'' Kızım iyimisin ''
-'' Evet annecim iyiyim sadece biraz soğuk algınlığı ''
-'' Kolay kolay hastaneye gelmezdin ''
-'' Derslerimden geri kalmak istemiyorum anne ''
-''Pekala''
Hastane koridorlarından geçerken anneme yalan söylemenin vicdan azabıyla cebelleşiyordum. Dersler umurumda değildi ki tek umurumda olan Legolasımdı. Bana endişeli gözlerle bakması , kırılacak vazo gibi davranması benim açımdan oldukça sinir bozucuydu. Evet bir çok kız ilgiden hoşlanırdı fakat aşık olduğunuz adamın gözlerinde sevgiden çok acıma hissini görmek gerçekten onur kırıcıydı . Ne olursa olsun beni güçlü görmeliydi.
Hastanenin kokusunun burnuma değmesiyle mideme sancıların girmesi bir olmuştu. Gözlerim kararmış , kabuslarımdaki kesitler perdelenen gözlerime inmişti.
Derin nefes alıp annemi takibe koyuldum geniş koridorlardan geçip üzerinde PROF. DR. MEHMET CAN yazan kapıda durduk.
-'' Tatlım Mehmet benim çocukluk arkadaşım işinin ehlidir mızmızlık etmeden dediklerini yaparsan çabucak burdan çıkmamıza yardımcı olacaktır. ''
Cevap verecek gücü bulamayıp olur anlamında kafamı sallamakla yetindim. Kapıyı çalıp içeri girerken annem beklemem için işaret yaptı. Kapı kapanıp annem içeri girdiğinde koridorda bulunan koltuklara oturdum ayakta durmak helede hastane kokusu içersinde ayakta durmak oldukça güçtü benim için.
Yaklaşık on dakika sonra annem kapıda beliriverdi . Doktorun beni beklediğii söyledi ve alnıma bir öpücük kondurup içeri iteleyiverdi. Oda bana oldukça tanıdık geldi hele kokusu burnuma o kadar aşinaydı ki.
Doktor çiçek bahçesini andıran kokuyu sıyırıp yanıma geldi yanaklarıma minik öpücükler kondurdu.
-'' Vedacım ne kadar da büyümüşsün böyle, biliyormusun annene daha sen küçükken ne kadar güzel bir kız olacağından bahsederken benimle dalga geçmişti .''
İlginç doktor beni tanıyordu hemde çok iyi tanıyordu fakat ben onun ismini dahi duymamıştım evde söz konusu olmadığına göre pekte sevilen biri değil anlaşılan.
Aynı samimetle cevap verip teşekkür ederken deri koltuklara kuruldum.
-'' Şimdi vedacım şikayetlerin nelerdir .''
-'' Son günlerde oldukça halsizim , iştah sorunum var ve birde öksürüklerimin arasında ağzımdan kan geliyor, bu aralar kendime dikkat etmedim çok fazla soğuk aldım sanıyorum , üniversiteyede yeni başladım şimdiden geri kalmak istemiyorum .''
Bir çırpıda tüm hayat hikayemi anlattığıma inanamıyordum. Normalde konuşkan biri değilimdir ama buradan kurtulmak için olabildiğince açık ve çok konuştum.
-'' Anlıyorum canım.''
Sıkıntıyla yüzünü buruşturan doktor masasının üzerinde bulunan kağıda birkaç not aldı. Hemen arkasındaki kitaplığından bir ansiklopedi alıp biraz karıştırdı.
-'' Rahatsızlanmanın birkaç nedeni olabilir , dediğin gibi gerçekten iyi bir soğuk algınlığı da olabilir ama birkaç tahlil yaptırmak faydalı olacaktır.''
-'' Bakın doktor bey inanın burada fazladan bir dakika bile durmak istemiyorum , burası sanki daha fazla hasta ediyor beni.''
-'' Biliyorum Vedacım , çok iyi biliyorum bu durumunun nedeni 15 sene önce yaşadıklarına dayanıyor bunun içinde seni bir psikoloğa yönlendireceğim tabiki, geç kalınmış bir tedavi fakat öncesinde tahlilleri yaptırmalısın ''
-'' 15 sene öncesi ?''
15 sene öncesinde ne olmuştuki , 3 yaşındaki bir çocuk hastaneden neden nefret eder .
-'' Bunu tahlillerin sonrasında konuşuruz canım ''
Elime yaptırmam gereken tahlillerin yazılı olduğu kağıdı verip kapıyı işaret etti . Dışarı çıktığımda annem soran gözlerle bakıyordu anneme durumu özet geçip tahlilleri yaptırmaya doğru yola koyulduk.
Tahlilleri yaptırıp hastanenin bahçesindeki kafetaryaya geçtik çaylarımızı içerken bi yandan yapılan anonsları dinliyordum . Çok geçmeden beklenen anons geldi VEDA ÖZ TAHLİLLERİNİZ ÇIKMIŞTIR DANIŞMADAN SONUÇLARI ALABİLİRSİNİZ . Annem benden daha sabırsız bir şekilde neredeyse koşar adımlarla danışmaya ilerledi.
Tahlilleri alıp tekrar annemin çocukluk arkadaşı sevgili doktorumun kapısına dayandık. Kapıyı tıklatıp gelebilirsiniz yanıtını alıp içeriye adeta daldık. Tahlilleri doktora uzatıp koltuklara kurulduk. Yaklaşık on dakika kadar uzun süren açıklama kısmına nihayet gelebildik. Doktor gözlüklelerini saçlarının arasına geçirip anneme baktı , anneme derin derin baktı, birşeyler açıklamak istermiş gibi.
-'' Veda kızım sen dışarıya çık.''
-'' Neden daha ne olduğunu bile öğrenmedim''
-'' Kızım çık dışarıya'' annemin ağlamaklı sesinden birşeyler olduğunu sezmiştim . Kalbime oturan ağırlıkta cabası..
-'' Anne çocuk değilim ben artık, öğrenmek istiyorum.''
-'' Veda haklı Sinem , bunca zaman saklamanız bile hata öğrenmeliydi ona göre tedbir almalıydı'' sevgili doktorum hiç değilse benim tarafımdaydı.
-'' Mehmet yapma sus '' annem artık gizlemeden ağlıyordu.
-'' Tamam ne olduğunu bana artık söylermisiniz''
-'' Vedacım önclikle sakinliğini koru telaş edilecek bir durum yok daha önce atlattın tekrar başarabilirsin.''
-'' Daha önce atlattım öyle mi , peki neyi atlattım , neden hiç bi fikrim yok ''
-'' Henüz 2 yaşlarındayken akciğer kanserine yakalanmıştın, oldukça uzun bir süre hastanemizde kaldın ve senin o minicik cesaret dolu kalbin yenilmedi , sinsi hastalığı yendin ve tüm hastaneye umut ışığı oldun . Evet şimdi hastalık tekrar etti ama şimdi daha güçlüsün daha hızlı atlatacaksın biliyorum.''
Duyduklarım karşısında şok olurken kalbim bin parçaya ayrılmıştı. Bir yanım hastalığımın ağırlığı altında ezilirken bir yanım ailemin bana ihanetini kaldıramıyordu , bedenimin çöküntüsünün yanına birde ruhumun çöküntüsü yerleşmişti. Bağrımda hissettiğim ıslaklıkla ellerimi yanaklarıma götürdüm . Gözlerimden akan sicim gibi yaşlar düşüncelerimden uyanmaya yetmişti. Hiç birşey demeden kapıdan çıktım . Biran önce hastanenin hastalıklı kokusundan kurtulmak istiyordum .
****
Bir banka uzanıp denizi izledim saatlerce . Meğer hayatı , yaşamayı ne kadar seviyormuşum , ailemi , Duru'yu , Derin'i , evimi , sitedeki komşumuzun köpeğini , caddemizin üzerinde taş biton binaların arasına sıkışıp kalmış çocukluk hatıramız bakkal Turgut amcayı , yatağımı süsleyen ayımı , hayallerimi ...
Hayallerim artık geçmişten bir kesit olacaktı hayatımda, ne mesleğimizi elimize alıp Duruyla aynı eve çıkacaktık nede Derin ile evlenip mutlu mesut yaşayabilecektik hatta yaz gelipte babamın eve hergün çilek alıp gelmesini bile göremeyecektim .Önümde kalan vaktimde tek hayalim acı çekmeden ölmek mi olacaktı .
Ben Derin'in gördüğü gibiyim kırılacak bir vazo , bin parçaya ayrılıp bütünleşemeyecek seramik bir vazo , ben KANSERİM ...
Evet arkadaşlar nihayet yeni bölüm atabildim . Biraz sıkıntılı bir dönem geçirdim bu sebepten uzun sürdü ama temamızı artık tam anlamıyla öğrendiniz. Hikayemizin geri kalan kısmında temamız KANSER , DERİN , DURU VE VEDA döngüsü içersinde ileryecek belki hoşlanmayacağımız olaylara şahit olacağız ama unutmayın bu yaşantımızdan bir kesit . Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum teşekkürler..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA
Teen FictionHayatınızın ellerinizden kayıp gitmesi ne demek ? Daha kötüsü de ya sevdiğinizin ?