Bekleme salonunda oturmuş sıramın gelmesini beklerken bir elim telefonda Derin'e yazdığım mesajı göndermekle göndermemek arasında gidip geliyordum. Belki kurcalamamalı hiç birşey öğrenmeden sessiz sedasız ayrılmalıydım bu dünyadan . Odadan çıkan sekreter sıramın geldiğini haber verirken mesajı taslağa kaydedip içeri girdim.
-Hoşgeldin Vedacım nasılsın bakalım bugün?
-' İyiyim Mert Bey siz nasılsınız?
-Bende iyiyim teşekkürler. Öncelikli olacak aramızdaki resmiyeti kaldıralım aramızda yaş farkı çok bulunmadığından bana Mert diye hitap etmen her ikimiz içinde oldukça rahatlatıcı olacaktır.
Sevgili psikoloğuma minik bir tebessüm yollayıp olur anlamında başımı salladım.
-Anlaştığımıza göre rahat rahat konuşabiliriz artık. Vedacım öncelikli olarak aramızda gizli saklı bulunmasını istemiyorum ki burada konuştuğumuz herşey burada kalacağından emin olabilirsin. Annen ile görüştüm şuan sağlığındaki problemlerden haberim var bu çok olağan bi durum fakat neden bunu kabullenip üstesinden gelmek istemediğini anlayabilmiş değilim.
-Mert henüz hayatımın en güzel dönemlerinin başındayım ve biliyorum ki bu hastalıktan kurtulmam imkansıza yakın. Bu günlerimi hastanelerde geçirmek istemiyorum ben yaşayarak ölmek istiyorum.
-Hayır veda hayır, ölümden bahsetme bile . Sen oldukça gençsin ve bünyen oldukça sağlam evet biraz hastanede vakit geçirmek zorunda kalacaksın fakat sonucunda zaferle o hastaneden ayrılıp hayatına kaldığın yerden devam edebilirsin.
-Ya edemezsem. Edemezsem kaybettiğim günlerin telafisi var mı yok. Eğer ki şu kısacık vaktimden bir gün hatta bir saat dahi çalsam bana biçilen ömüre ihanet etmiş sayılmazmıyım.
-Biliyormusun Veda bu tarz hastalıklarda umut iyileşebilmek için en büyük araçtır kendine inanmazsan başaramazsın.
Umut en büyük araçtır. umut en büyük araç falan değildir . Senelerdir umut ediyorum ve zafere giden yolda en ufak bir işaret alamamıştım . Demekki umut etmek sadece vakit kaybı bunu sen bilemezsin ki Mert. Senelerce umutsuz umudumu sen anlayamazsın ki....
-Mert bana yardımcı olmak istediğini biliyorum ve teşekkür ediyorum ama ben gerçekleri kabullendim artık boş bi hayal dünyasında yaşamak istemiyorum.
-Yarın saat 11de müsaitmisin Veda
-Evet müsaitim fakat neden ?
-Seninle bi yere gitmek istiyorum.
-Pekala.
******
Saat 9 olmuştu sanırım artık yavaştan hazırlanmamın vakti gelmişti. Sıcak bir duş almanın verdiği huzurla bornozuma sarılıp tekrar yatağıma uzandım çocukluğumdan beri en büyük hobilerim arasında yer alıyordu bu . Bornozumla yatağa yatıp Derin hayal etmek paha biçilemez bir mutluluk..
Zorla ağzıma bişeyler tıkıştıran annemden kurtulup sitemizin karşında bulunan duraktan bir taksiye atladım. Mertle buluşacağımız yer şehir dışında kalıyordu ve epey bir yolumuz vardı. Sahi neden ona nereye gideceğimizi sormamıştım ki ?
Telefonuma Derine göndermek için taslağa atlmış mesaı açtım tekrar tekrar okudum '' Umutla yaşamak çok zor Derin , sevdiğini söylemezsen o umut kıvrılıp bir yılan gibi sıkar yüreği bekleme , söyle belki kaybedecek hiç birşeyin yoktur.''
Günler geçtikçe Derin ve Durunun bildirileri telefonumda gittikçe azalır olmuştu. Onlarda alışıyorlardı yokluğuma . Gün gelecekti hatırlamayacaklardı bile , ne kadar az hatıra o kadar az acı . Onları terketmeden yaptığım son iyilikte bu olsa gerek onlara .
![](https://img.wattpad.com/cover/32272395-288-k480195.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA
Teen FictionHayatınızın ellerinizden kayıp gitmesi ne demek ? Daha kötüsü de ya sevdiğinizin ?