Çaresizliğin çaresi var mı ? Varsa beni bulur mu ? Bulsa yanımda kalır mı ? Kalsa buna zamanım yeter mi ?
Hayatın kıymetli oluşunun ölüm müdür sebebi, ölümsüz olsaydık yaşam olurmuydu bu denli önemli , gerçekten sever mi insanoğlu nefesi , aslında yaşam ölümün ta kendisi ....
***
-'' Veda konuşabilirmiyiz kızım''
Yatağımda saatlerdir felsefe yapıyorum kendi dünyamda , ölümü düşünüyorum da buna hazırmıydım aslında o ana tema . Annemin seslenişe kulak vermiyorum saatlerdir ve oda benim kadar ısrarla sesleniyor kalın kapının arkasında. Sanırım inatçı özelliğimi annemden almışım. Artık kapının arkasında gözyaşlarına boğulunca sızlayan vicdanıma söz geçiremeyip kapıyı kilidini açtım. Annem hızla içeri girip sarıldı. Dakikalarca hiç birşey demeden öylece durduk , aslında o kadar istiyordum ki tüm bu yaşananların yalan olduğunu söylemesini ama o sadece ağladı yüzüme bile bakmadı, bakamadı.
-''Neden söylemediniz''
-'' Ne söylecektik Veda nasıl söyleyebilirdik ki çok zor zamanlar geçirdik , sen o illeti yenince yemin ettik babanla , bir daha bu konuyu asla konuşmamaya . Çok acı çektik hergün senin o küçük bedeninin baygın yatmanı izlemek tahmin edemezsin.'' dedi ve hıçkırıklara boğuldu.
Hayır bu geçerli bi sebep değildi , o toz konduramadığım ailemin beni yalanlarla büyütmesinin sebebi bu olamazdı.
-'' Sadece bu mu anne , sırf acılarınızı ört pas etmek için mi bana yalan söylediniz.''
-'' Kızım anlamaya çalış biraz bizi kolay değil katlanılabilecek bişey hiç değil sen yine iyileşeceksin atlatıcaz yine herşeyi geride bırakıcaz .''
-'' Siz bana olmayacak hayaller kurdurdunuz anne , ben hiç bi zaman yaşayamayacağım hayaller kurdum kendimi onlara adadım , öleceğimi bilsem belki hiç okula gitmezdim yada sizi hiç üzmezdim zamanımı uyuyarak değil her anını dolu dolu geçirerek yaşardım , sevdiğim adamla belki az ve öz zaman geçirirdim , siz benim hayatımı çaldınız anne.''
İkimizde gözyaşlarına boğulunca kelimeler düğümlendi boğazlarımızda söyleyecek ne bir söz nede duyulmak istenen teselli cümleleri vardı . Sadece acı vardı, hani ayağınız buz gibiyken sert bir yere çarparsınız ya işte tam onun on milyon katı ağırlığındaydı.
-'' Baban içeride bekliyor yanına gidelim mi''
Hiç bir şey demeden kafamı salladım. Salona doğru ilerlerken gözyaşlarımı temizledim bir kadın kadar duygusal olan babama karşı böyle görünmek istemiyordum. Salona girdiğimizde babam şöminenin başında oturuyordu ellerini saçlarına daldırmış düşnüyordu.Kafasını kaldırdığında ağlamaktan kızarmış gözleri hala damlalarını süzüyordu yanaklarından aşağıya.Birşey demeden annemle koltuğa kurulduk ne denebilirdi ki.
-'' Kız kardeşim henüz bebekken bu vefat etti , o öldüğünde ben 5 yaşlarımdaydım olan biteni anlamayacak ve kaldıramayacak yaşta. O ölünce annem kendini kaybetti gülmeyi unutan insan olur mu işte tam olarak öyleydi. Babam ilgisizleşti hayata sadece çalışıyordu . Büyümeye başladığımda merak ettim kardeşimi ne olmuştu ona , anneme cesaret edip hiç bir zaman soramadım , babamsa cevap vermeyecek kadar kopmuştu bizden . Bir gün halamdan öğrendim ben o cennete gitmişti giderken annemin gülümsemesini babamın yaşam sevincini beraberinde götürmüştü. O akciğer kanserinden ölmüştü.''
Babam göz yaşlarını silip ayağa kalktı cam kenarındaki yemek masasına doğru ilerledi , masanın üzerinde bulunan cam sürahiden bardağa su doldurdu ve belkide on , yirmi hamlede zor bitirdi. Ellerini ceplerine koyup arkasını döndü , manzaraya daldırdı gözlerini.
-'' Bir gün anneni gördüm onun çekimine dayanamadım arkadaşlık teklif ettim . Oda kabul ederek hayatıma anlam kattı, okullarımızı bitirip çok sürmeden evlendik , o benim herşeyimdi taki sen doğuncaya kadar , sevdiğim kadından bir parçam , ikimize ait olan bir bebek. Sen doğunca tüm herşeyimizi bir kenara bıraktık saksıdaki çiçekleri bile sevmek istemedik bizim tüm sevgimiz sana aitti. Ve birgün lanet hastalığın senide bulduğunu öğrendik , aklıma kardeşimin ölmesi ve anne babamın geldiği hal geldi ,sevgisiz ilgisiz büyüdüm ben ve korktum seni kaybetme düşüncesi bizi deliye çevirmişti ve yemin ettim sana birşey olursa asla bir bebek daha yapmayacaktık , aslında hayır biz seni kaybetmecektik . O korku dolu aylar ne yaşadığımızı bilemedik ve sen minik kalbinle direndin atlattın ve yeniden hayat oldun bize , bizde söz verdik birbirimize ne olursa olsun bu yaşananları asla ağzımı almamaya.''
Babamın anlattıkları kalbime , ciğerlerime işlemişti ne çok acı çekmişlerdi öyle. Ölümün bağrından kopup gelmiştim bugünlere.Aklım karma karışık yatağıma gitmek istedim.
-'' Çok yorgunum uyumam gerek , ve birde hastalığımı kimsenin bilmesini istemiyorum''
İkiside tamam diyince odama ilerledim
Yatağıma girince düşünmeye başladım iyiden iyiye. Hastalığımı kimsenin bilmemesi daha iyi olacaktı kimsenin bana acımasını , sırf hastayım diye fazladan fazladan ilgili davranmasını istemiyordum , son günlerimi acısınası bir şekilde geçirmek istemiyordum.
**
Derinn öleceğimi bilse ne yapardı , tabiki bana acırdı , bana acıyan gözlerle bakması... Düşüncesi bile kalbime kramplar sokuyordu . Ölürsem Derin ve Duru ne yapardı , gördüğüm rüya gözümün önünde belirince kalbim acıdı öldüğümde Derin ve Duru tarifsiz bir acı çekiyorlardı. Onlara bu acıyı yaşatmamalıydım . Onlardan uzak durup unutturmalıydım kendimi , unuturlarsa daha az acı çekerlerdi daha az ağlarlardı belki hayatlarına kaldıkları yerden hiç olmamış gibi devam edebilirlerdi . Evet onlardan uzak durmalıydım bunu hakediyorlardı.
Ölüm iyidir, bizi ölüm düşüncesinden kurtarır.
Jules Renard
Heyyy sesiniz çıksın biraz ama dimi.. Ben sabahın 5lerine kadar bölüm yazayım ama siz bir beğeniyi yorumu çok görün alınıyorumm amaa :) Zor değil hikayemi beğendiyseniz ufacık bir beğeni size birşey kaybettirmez yada beğenmediyseniz eksik yada abartı bulduysanız bunu dile getirmek benim içinde siz okuyanlarım içinda daha faydalı olacaktır lütfenn :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA
Teen FictionHayatınızın ellerinizden kayıp gitmesi ne demek ? Daha kötüsü de ya sevdiğinizin ?