Sonsuza Dek |10|

1.1K 75 3
                                    

"Peki Sima! Sen iyi misin?"

"Doğruyu söylemek gerekirse; iyi değilim."

"Neyin var?" Endişe ile sordu Umut.

"Çatışmada sırasında kurşun bana da sıyırdı, hafif yaralandım."

Umut, Sima'nın kolundaki yarayı incelemeye başladı. Yara pek ciddi bir şey değildi ama dikiş gerektiryordu ve neyse ki Umut'un çantasında iğne, iplik vardı. Onları çantasından çıkardı ve Sima'nın yanına oturarak koluna dikiş atmaya başladı. Sima bir kıza göre oldukça dirençli olduğu için oldukça sakin davrandı ve her zamanki soğuk kanlılığını korudu. Sima'nın dikiş işlemi bittikten sonra Umut, Ahmet'e yönedi ve omuzundaki yarayı dikkatli bir şekilde incelemeye başladı. Bu yarada hafifti ama kurşun daha derin bir şekilde sıyırdığı için yara daha derindi. Umut, Ahmet'in yarasınada dikiş atmaya başladı ve Ahmet suratını buruşturmaya başladı, oldukça canı yanıyordu ve onun için daha tehlike henüz bitmemişti. Ahmet'in yarası enfeksyon kapa bilen cinstendi ve bir an önce tıbbi müdahale uygulanması gerekiyordu ama tıbbi malzemeleri bitmişti ve yeni malzemeler gerekiyordu. Umut, Ahmet'e attığı dikişten sonra ondan endişelenmeye başlamıştı, yarası enfeksyon kaparsa neler olacağını tahmin edebiliyordu.

Uzun bir süre sonra hava kararmaya başladı ve bir an önce bu şehirden gitmeleri gerekiyordu ama her yerde aylaklar vardı. Plan yapmaya başladılar ama hiç bir plan uygun değildi. Kapana kısılmışlardı. Bir kurtuluş yolu yoktu. Ama onlar pes etmiş değillerdi ve düşünmeye, kafa yormaya devam ettiler. Umut'un aklına bir ana şu tanker geldi. O tankeri patlata bilirlerse aylakların dikkatini çekebilir ve şehirden rahatlık ile çıka bilirlerdi. Tankeri patlatmak o kadarda kolay değildi ve bunun bazı sorunlarıda vardı; bu onların buldukları tek benzin kaynaklarıydı ve bunuda patlatırlarsa nerden benzin bulacaklarını bilemiyordular. Umut planını anlatmaya başladı ama bu tankeri nasıl patlatabileceklerini bilemiyordular. Herkes çaresiz bir şekilde dururken Sima atlayı verdi.

"Buldum! Bu tankeri ben patlatırım," diyerek ayağa sıçradı Sima.

"Bunu nasıl yapacaksın Sima?" Diye sordu Umut.

"Aylakların arkasından sessizce dolaşarak tankere ulaşa bilirim ve sonrada tankeri patlatırım."

"Bunu nasıl yapacaksın ki? Sen bir ninja mısın?" Alylı bir ses tonu ile konuştu Ahmet.

Sima, Ahmet'e hafifçe gülümsedi ve kafasını sallayarak konuştu:

"Ben uzak doğu okullarında okudum ve ben pek çok dövüş sanatı dersleri aldım."

"Yani sen bir ninja mısın?" Zeynep gözlerini büyüttüp Sima'ya baktı.

"Öyle denebilinir."

Sima'nın bir ninja olması onların oldukça işine gelmişti. Ama bu görevi Sima'ya veririken Umut tereddüt etti, Sima'ya bir şey olmasından korktu. Daha henüz ona yeni kavuşmuştu, yeniden ondan ayrılmaya hiç niyeti yoktu. Binanın arkasındaki çıkışa doğru ilerleyen Sima'yı son anda Umut durdu ve onu kolundan tutarak kendisine döndürdü.

"Sima! Bunu yapmak istediğinden emin misin? Sana daha yeni kavuştum ve ye-" Sima, Umut'un sözünü keserek...

"Şhh... Bunu yapmam gerekiyor Umut. Unutma ki artık biz ayrılmayacağız, sonsuza dek!"

Umut bu sözleri duyunca derin bir nefes aldı ve sakinleşti. Kafasını aşağıya, yukarıya sallayarak bunu onayladı. Gitmesi için Sima'nın kolunu bıraktı ve Sima arka kapıdan çıktı. Diğer herkes kapının dibinde bekliyordu; Sima'nın tankeri patlatmasını. Sima arka kapıdan çıktığında pek fazla aylak yoktu, en fazla bir kaç tane. Üstüne gelen bir kaç aylağı bıçağı ile beyinlerini dağıtarak yoluna devam etti. Yolunu oldukça uzatarak tankerin arkasına sonunda vardı. Tankerde bulunan çeşmeyi açtı ve şişesine biraz benzin doldurduktan sonra onu düz bir çizgi halinde döktü. Çeşmeyi açık bıraktı ve yere düşen benzinnin çıkardığı sese meraklanan aylaklar, orada ne olduğuna bakmaya giderken Sima'yı gördüler ve ona doğru koşmaya başladılar. Sima, tankere 20 metre kadar uzaktaydı ve ona doğru yaklaşan aylaklar tankerin yanından geçiyorlardı. Sima elindeki kibriti yaktı ve yerdeki benzine attı. Sima kibriti benzin birikintisine düşmesi ile son hızı ile tankerden uzaklaştı. Kibritin düşmesi ile alevlenen benzin tankere doğru yaklaşıyordu. Alevlerin tankere ulaşması uzun sürmedi ve alevler tankere ulaştı, büyük bir patlama ile her yerde büyük bir patlama sesi yankılandı. Alevler her yeri sarmaya başladı.

Sima'ya bir şey olmamıştı ve patlamadan sağ kurtulmuştu. Ayğa kalktı ve etrafına bakmaya başladı. Alevler pek çok yeri sarmıştı. Her yerde yanan cesetler vardı. Sima patlama ile kafasında bir çınlama oluşmuştu. Kafasını hafif okşayarak bu çınlamayı yatıştırmaya çalıştı. Patlama ile Umut, Zeynep ve Ahmet binadan çıkmıştı, Umut etrafına bakıp Sima'yı arıyordu ve dumanlararasında bir gölge gördü. O gölgeye doğru koştu. Dumanların dağılması ile o gölgenin Sima olduğunu anladı. Dumanların dağılması ile Sima'nın yere düşmek üzere olduğunu aynanda fark etti. Hemen ona doğru koştu ve onu yere düşmekten son onda kurtarak kucağına aldı. Sima gözlerini açtığında gök yüzünü gördü ve etrafına bakmaya başladı. Umut'un kucağındaydı ve Ahmet ile Zeynep'le beraber bir yere doğru gidiyorlardı. Sima uyandığı zaman...

"Kendim yürüye bilirim."

Diyerek Umut'un kucağından indi ve yürümeye başladı. Umut ona gülümsedi ve...

"Seni taşımamı istemiyor musun?"

"Hmm... Bir düşüneyim. Tamam olur."

Diyerek kendini yeniden Umut'un kucağına attı. Oldukça yorgundu. Umut'un kucağında hem gök yüzünü izlemeye başladı ve bir süre sonra kafasını, Umut'un göğsüne gömdü, yeniden bayıldı daha doğrusu yorgunluktan uykuya daldı. Umut ise bir yandan uyuyan Sima'yı bir yandan da etrafı kolaçan ediyordu.


Multimedia'da Ahmet var. Ünlü birisi olabilir. Görsellerden onu buldum.

SALGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin