1.Bölüm Giriş

136 41 10
                                    

Evet o lanet olası ses ayrı ayrı bir çok ismi de olsa benim yeşil kıyamet böceği demeyi seçtiğim böceğin sesi gibi sürekli ötüyor başımda. Sanırım geceden kalmayım hiç bir şekilde hatırlamıyorum kolumu kaldırıp yatağın yanındaki komodinin üzerinde duran telefonumdan bangır bangır bağıran uyanmam için elinden geleni yapan o lanet olası alarmımı kapatmaya gücüm yoktu.

Sol kolumu kaldırıp telefona ulaşamıyordum gözlerimi açıp telefonu bulup alarmı kapatmalıydım fakat göz kapaklarım birbirinden ayrılmayı reddediyordu. Adeta savaşın ortasında kalmış bir baba ve çocuğun birbirine sımsıkı sarılması gibi. Gözlerim kapalı bir şekilde halletmeliydim bu işi.

Telefona ulaşmak için sol elimi komodine atıp üstünde elimi gezdirip telefonu bulmalıydım fikir çok güzeldi ama bir saniye sol kolumun olmadığı hissiyle irkiliyorum bütün vücudumun tüyleri diken diken olurken sol kolum hala yoktu tüyleri de dahil olmak üzere yoktular.

Artık baba ve oğul ayrılmalıydı gözlerimi hafiften açtığımda ilk başta bakamadım sol tarafıma alarmda susmuştu hiç bir şey olmamış gibi uyuyup kabus gördüğümü düşünüp uyanacaktım.

Cesaretimi toplayıp soluma baktığımda kolumda genç, alımlı ve bakımlı bir kızın yattığını görüyorum fakat gece makyajla uyuduğu için yüzü aynı bir palyaçoyu andırıyordu ruju öpüşmekten silinmiş olmalı ki ruj lekesi yoktu yastıkta ama fondötenden yastığın rengi değişmişti.

Zaten böyle bir kızla yatmam için ya çok sarhoş olmam gerekiyor yada makyajlı olması gerekiyordu neye kandığımı hatırlamaya çalışırken gözüm uyandığım yere takıldı burası benim evimdi ama bir sıkıntı vardı sevgilisiyle aynı evde yaşayan biriyim.

Sıkıntıda buydu kız arkadaşım nerede ve ben bu hale nasıl geldim biraz duraksadıktan sonra kafamda bir ampul yandı bütün gecenin sebebi komple oydu bu kadar sarhoş olmamın sebebi. 

Bir dakika bütün gece bana teselli veren sana kız mı yok elini sallasan ellisi bak arkandaki kız seni kesiyor şimdiden kısmetin açıldı o kız seni hak etmiyordu gibi klasik yalanları söyleyen sıkı dostum emir ortalıkta yoktu onunda evin başka köşesinde sızdığını düşünüyor olurken o lanet olası alarm tekrardan çalmaya başladı.

Yataktan kalkmaya çalışırken kız uyandı umarım bir şey söylemez kapıyı açar çıkar giderim diye düşünürken çok hafif hareketlerle çalan alarmı kapattı ve o ses duyuldu ayaz.

Bir kaç saniye durakladıktan sonra efendim dedim fakat bilmediğim bir dil konuşuyordu çok hızlı ve akıcı bir şekilde konuşuyor olması ana dili olduğunu gösteriyordu kafamdaki tek soru nasıl anlaştık da iş bu raddeye geldi ben bunu düşünürken.

Özür dileyip nereye gittiğimi sordu yapım gereği kızları üzmeyi sevmem bir kaç kelimenin cızırtılı çıkmasının ardından sesimi düzeltip sana kahvaltı hazırlamaya gidiyorum diyebildim.

Yavaş adımlarla mutfağa yürürken dün geceyi hatırlıyorum ne kadar çok içtiğimi küçük bir kız çocuğu gibi ağladığımı. Mutfağa geçerken salondaki yemek masasının üstündeki not gözüme çarpıyor aynı anda beynimde de şimşekler çakmaya başlıyor evet evet her şeyi hatırlıyorum.

Sevdiğim kadın lisenin başından itibaren bana her şey olan gülüşüyle bütün içkilere meydan okuyup beni sarhoş eden, onu görmeyi beklediğim anlar küçük bir çocuğun akşamları babasının gelmesini beklemesi gibi gördüğüm her an ise eve gelen babanın cebinden çıkarttığı çikolatanın çocuğa verdiği mutluluk gibiydi saf ve çıkarsız duyguların üzerine kurulu bir bina gibiydi ilişkimiz.

Salona geçip notu elime aldım tamda hatırladığım gibi o güzel yazısıyla bana bir kelimeyi laik görmüştü elveda altta küçük bir yazıyla ışığın yazıyordu en kötü dönemlerimde onun gülüşü ışık olurdu bana ve en çaresiz zamanımda kimseye güvenmiyorken karanlık dünyama ışık olmuştu o yüzden ışığım derdim ona.

Notu katlayıp cebime koymayı planlarken üstümde sadece boxer olduğunu farkına vardım ama odaya gidip tekrar adını bile hatırlamadığım bir kızla karşılaşmak istemiyorum.

Salondan çıkarken karşılaşmamak için odama bile gitmediğim kız koridor da gözükmeye başladı üstünde sadece iç çamaşırları ve benim gömleğim klasik baştan çıkartma kız taktiği umursamaz bir tavırla mutfağa yöneldim ayaz elindeki kağıt ne diye sordu.

Açıklayabilir miydim her şeyimin hiç bir şey söylemeden bir anda beni terk edişini. Telefonumu uzattı 2-3 kere çaldı çaldı kapandı arayan samet ti  aklıma emir geldi hala ortalıkta yoktu ilk önce emiri aramayı düşünürken biraz beklemesi gerektiğini düşündüm banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeliydim önce.

Banyoya doğru adım atmaya başlamıştım ki sadece soru sormaya yarayan kızımız nereye gittiğimi tekrar sordu o ara artık ismini sormam gerektiğini düşünüp 

-beni yanlış anlama lütfen adını öğrenebilir miyim dün gece çok sarhoş olmalıyım ki hatırlamıyorum üzgünüm.

-adım sakura anlamı ise kiraz çiçeği o yüzden buralarda bana kiraz derler.

Artık sakura'nın buralardaki ismiyle kirazın en azından ismini öğrenmiştim banyonun önüne geldiğimde kapının açılmadığını fark ettim güç uygulamama rağmen kapı çok az açılıyor sonrasında da geri kapanıyordu aman Allah'ım düşündüğüm şey olabilir mi bu.

Şimdi kapı bir anda açılıp içerden korkunç bir yaratık beni korkutacak ve yatağımda kan ter içinde uyanıp soluma baktığımda aşkımı görüp rahatlayacaktım oda hafiften gerilip ne olduğunu sorup iyi olup olmadığımı soracaktı.

Ne yazık ki bu olay sadece saçma korku filmlerinde olur ben bunları düşünürken kirazda yanıma gelmişti ve olayı çözmeye çalışıyordu o ara kapının gıcırtısı duyulmaya başladı.

İğrenç bir koku gelmeye başlamıştı sanırım evet evet bu bir kusmuk kokusuydu ve içerden o iri cüssesiyle emir çıktı. 

Şu zamana kadar alkollü hiç bir içecekle ilgisi olmayan adama ne içtiğimizi bile bilmediğimiz şeyleri karıştırıp içirtmiştik. Ve o iri cüssenin içinde kocaman bir çocuk olduğunu o korku dolu gözlerle bana bakarken anlamıştım elimi yüzümü yıkayıp çıktıktan sonra emir kendine gelmek için banyoya girdi sanırım girmesi de gerekiyordu o kokuyla kahvaltı yapamazdık.

Bugün daha yeni başlamıştı fakat hiç bitmeyecek gibi geliyordu. kiraz ve emirle mutfaktaki cevizden yapılma kütük masada kahvaltıya oturduk sırf gece istiyor diye baya para baymıştım bu masaya ilk defa onsuz kahvaltı yapıyorum bu masada.

Emir hala dün gece olanları içtiklerini hararetli bir şekilde anlatıyor aynı anda da ağzına özenle üstüne reçel sürdüğü ekmeği tıkmaya çalışıyordu. Oysaki benim aklımda hala o vardı.

SİYAH MELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin