Hani bazen yok olmak istersiniz ya olduğunuz yerden uzaklaşmayı gerekirse uzayın o sonsuz boşluğunda savrulmayı şu an tam da o noktadayım neden mi? Çünkü okulda olan parti hiç de beklediğim gibi kafa dağıtmalık değildi bir tarafta içip içip kafayı bulmuş bir tarafta erkeklerin o iğrenç altında türlü manâlar yatan bakışları ve bunların üstüne de Evan'ın tuhaf ve anlam veremediğim hareketleri beni fazlasıyla germişti. Dikkatimi başka yere verip etrafa göz attım ahh tanrım gerçekten burası lanet olası bir cehennemden farksızdı kime neden yaptığımı fark etmediğim bir şekilde gözlerimi baydım sanki etrafı düzeltebilecekmişim gibi.
Dışarı hava almak için çıkmaya yeltendiğimde Evan kolumu tutup beni kendine çevirdi.
- NEREYE GİDİYORSUN?
- SANA NE ZAMANDAN BERİ HESAP VERİYORUM?
- DIŞARI MI ÇIKIYORSUN_
- EVET YA DA HAYIR BU SENİ İLGİLENDİRİR Mİ?
- MELANY!! SORUMA CEVAP VER.
- EĞER BABAMI ARAYIP HER DAKİKA DURUM RAPORU VERİYORSAN ŞUNU BİLMENİ İSTERİM Kİ TAM BİR ZAVALLISIN EVAN!
- BAK UMURUMDA DAHİ DEĞİLSİN SADECE NEREYE GİTTİĞİNİ BİLMEM GEREKİYOR.
- BENİMLE UĞRAŞMAK YERİNE NEDEN İKİ SAATTİR SENİ SÜZEN SARIŞINLA TAKILMIYORSUN?
Son söylediğim sözümle Evan'dan kurtulmuş ama onun öldürücü bakışlarından kaçamamıştım. Neyse ki sonunda dışarıya çıktığımda burnuma dolan oksijenden az önce çıktığım yerde ciğerlerimin iflas etmeye başladığını anlamıştım etrafında içeriden pek de farksız olmayan insanlar olduğunu fark ettiğimde yavaş ve sakin adımlarımla yolun sonundaki ormanlık alana doğru yürümeye başladım parti yerinden az da olsa uzaklaştığımda arkamdan kavga sesleri geldiğini duydum kafamı arkaya doğru çevirdim ve bir süre orayı izledim kısacık giyinmiş bir sürtük tahminimce iki gün sonra ayrılacağı sevgilisine sarkan bir kızı saçından tutup yerde sürüklüyordu ve etraftakiler sanki tribündeki taraftarlar gibi onları büyük bir keyifle izleyip destekliyordu gerçekten aptalca göründüklerinin farkındalar mıydı acaba? Hiç sanmıyorum.
Kafamı tekrardan gideceğim yola doğru çevirdim sırada karşı taraftaki ağaçların arasında simsiyah giyimli bir siluet gördüm nefesim kesiliyordu rüzgarın şiddeti arttığında uğuldamalarla birlikte fısıltılar duymaya başladım. Bir ses çok yakınımda bana alamadığım dilde bir şeyler söylüyordu etrafım kapkara toz bulutlarıyla toplanıp yer ve zaman algımı yok etmişti ellerimle kulaklarımı tıkayıp sesimin çıktığı kadar bağırdım ama nafileydi ve o an ilk görüyle tanıştım.
Gözlerimi açtığımda bilmediğim eski püskü ve yıkılmak için bekleyen harabe bir evdeydim. Nasıl ne zaman buraya geldiğimi bilmiyordum ama bundan daha tuhaf bir şey daha varsa o da sanki buraya aitmişim gibi içimde bir tutam bile korku ya da endişe olmamasıydı etrafı zamanla kaplamış olan küf ve nem kokusu midemi bulandırmıştı.
Ağır adımlarla odaları dolaşmaya başladım her adım attığımda gıcırdayan parke sesleri etrafın kasvetli havasına katkıda bulunuyordu. Bir elimle burnumu tıkayıp diğer elimle de en yakınımdaki odanın kapısını yavaşça ittirdim. Odada kimse yoktu bir küçük pencere ve ufak bir dolaptan başka hiçbir şey yoktu. Hemen adımlarımı hızlandırarak pencereye koştum nerede olduğumu öğrenme umuduyla pencerenin yanına gelip umut dolu gözlerle bakarken hiçbir şey olmadığını zifiri karanlıktan ibaret olduğunu gördüm bu durum olmayan korkumun yerine gelmesini sağladı kalp atışlarım hızlanmıştı. Hemen koşar adımlarla odadan çıkıp dışarı çıkmamı sağlayacak kapıya yöneldim elimi açmak için kulpa yönlendirdiğimde onu tutamadığımı elimin kayıp gittiğini gördüm dehşet içinde iki elimi de havaya kaldırıp görüş açıma girmesini sağladım ellerim normal görünüyordu ama ben herhangi bir cisme temas edemiyordum. Korkudan bayılacağım sırada az önce çıkmak için açmaya çalıştığım kapı açıldı ve içeri bir çocuk girdi daha önünden çekilmek için vaktim kalmadan kız resmen içimden geçmişti dehşetle karnıma elimi tuttuğumda hala vücudumun aynı olduğunu gördüm kıza doğru baktığımda merdivenden yukarı doğru çıktığını gördüm.
Hemen onun gittiği yere yöneldim merdivenlere attığım her adımda korkum bir kat daha artıyordu ama oraya gitmemi söyleyen bir şey vardı içimde son merdiven basamağına da geldiğimde tüm cesaretimi toplayıp o adımı attım kafamı kaldırıp küçük kız çocuğunun nereye gittiğine baktım. Yaklaşık aramızda 15 ya da 20 adım vardı bana kocaman gözlerle bakıyordu bir an beni gördüğünü düşünüp sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK DAVET
FantasyKaderin elleri Ayın kanına bulandı o gün Çaresiz bir karanlığı okşadı , sevgiye muhtaç bir bebek gibi. Onu büyüttü , Bir lanetin başlangıcı olması için Ve şimdi geliyor Hakkını aramaya,geçmişte bağışladığı canı geri almaya