7🍼

5K 250 48
                                    


Keyifli okumalar ~
-
-
-

Jungkook sıcaktı. Çok sıcak. Uyandı, cildi yandı, Jin'in giydirdiği kalın pamuklu pijamadan terledi. Çok sıcak hissetti. Ama titremeyi neden durduramıyordu? Beşiğine oturdu, midesi bir kez daha bulandı. Oh hayır.

Sızlanmaya başladı, yatağından birkaç adım uzaklıkta olan adamlardan birini uyandırmayı umdu. Başka bir bulantı dalgası vücudundan geçerken gözlerini sıkıca yumdu. Hafifçe sallanıyordu, dik duracak kadar güçlü değil.

Elleri beşiğinin yanını kavradı, o kadar sıkmıştı ki eklemleri beyaza dönmüştü. Vücudu öne çıkmaya başlamadan önce yüksek desibelli bir sızlanma çıkardı. Sonunda midesini boşaltmadan önce birkaç kez öğürdü. Her yere ulaşmıştı. Beşiğinde, yerde, yüzünde ve kıyafetlerinde, ama neredeyse hiç fark etmemişti. Tek düşünebildiği ne kadar kötü hissettiğiydi.

Öğürmeyi bitirdikten hemen sonra ağlamaya başladı, tek bir harfin ağzından çıkması bile o kadar kötü hissediyordu ki. "Puh-lütfen!" adamlardan biri ona yardım etmeliydi.

Sonunda bir hareket hissetti ve biri ona doğru koştu.

"Ah bebeğim, hastalandın mı?" Namjoon, ya da baba, onu çağırması beklendiği gibi.

Siktir. Jungkook anlatmak istedi ama bir kez daha aniden öğürdüğü için güçsüzce başını sallayabildi sadece. Sadece öğürdü, midesi boş olduğu için başka kusacak bir şey yoktu. "Ah bebeğim, çok üzgünüm. Hadi gidip seni temizleyelim, evet?"

Beşikten kalktı, hala ağlıyordu. Bu anda, Seokjin kalktı ve koşa koşa bebeğiyle kocasının yanına koştu. "Zavallı küçüğüm, ne oldu?"

"Hasta uyandı ve sadece öğürdü. Daha önce kusmuş." Namjoon kısaca açıkladı.

"İyi mi?" Ellerini endişeyle küçüğün saçlarının içinden geçirdi.

"İyi Seokkie. Sanırım vücudunun değişikliklere cevap verme şekli bu. Gidip onu yıkayacağım."

Namjoon küçüğü banyoya götürdü. Küvetin fişini itti ve suyu çalıştırdı, bazen sıcaklığı kontrol etti ve gerektiği gibi ayarladı. Jungkook'u tuvalete koyup kirli pijamasından çıkardı. Çocuk bezini belinden çıkarmaya yeltendiğinde yüksek bir itiraz sızlanması ve bileklerini iten zayıf, küçük ellerle karşılaşmıştı.

"Küçüğüm, bezini almama izin izin vermezsen, baba sana banyo yaptırabilir mi?"

"H-hayır." Jungkook'un söyleyebileceği tek şey buydu.

Namjoon iç çekti. "Baba bakmayacak, tamam mı meleğim? Temizlenmen için bunu çıkarmam gerekiyor."

Jungkook pes ederek, adam onu soyarken başka bir tarafa bakmaya başladı. Namjoon'un kuru bezi çöp kutusuna atarken kaşlarını çattığında kızarmamak için elinden geleni yaptı, ama kulaklarının yandığını da hissetti.

Namjoon musluğu kapatmadan ve Jungkook'u suya koymadan önce suyun sıcaklığını son bir kez kontrol etti. Sıcaklık vücudunu sararken Jungkook iç çekti. Böyle bir şeyin tadını çıkarmayalı uzun zaman olmuştu.

Önündeki suya bir şey düştüğünde biraz ürküyor. Namjoon neden suya bir top atmıştı ki? Namjoon'a baktı, ama Namjoon gülümsedi ve suyu işaret etti.

Jungkook'un gördüğü şeyle nefesi kesilirken, top suda dönmeye ve parlamaya başladı, etrafında büyüyen yeşil bulut suyun rengini değiştirmişti.

Hızla buluttan uzaklaştı, büyümeye devam ettiğinde ve ona yaklaştıkça nefesinin altından mırıldandı. Namjoon kıkırdadı, elini doğrudan tehlikeli görünümlü suyun ortasına soktu.

"Bu banyo bombasıdır tatlım. Onu banyomuza koyuyoruz ve suyumuzu eğlenceli renklere dönüştürüyor. Ayrıca hoş kokuyor. Güzel değil mi?" Namjoon, elini yeşil renklendiriciyi yaymak amacıyla suda salladı. Aynı zamanda Jungkook'a banyo bombasının ona zarar vermeyeceğini gösterdi.

Jungkook tereddütle kendi elini uzattı ve rengin en güçlü olduğu yerin hemen yanına koydu. Zarar vermedi.

Banyo bombası tarafından o kadar rahatsız olmuştu ki, Namjoon göğsünü yumuşak bir lifle nazikçe yıkadığını fark etmiyordu neredeyse. Kendini mükemmel bir şekilde yıkayabilirdi, ama kendini kötü hissettiği için onu yıkamasına izin verdi. En azından öyle düşünüyordu.

Namjoon kusmuğun tüm kalıntılarından kurtulmak için çocuğun başını hafifçe geriye doğru eğdi. Küçüğün vücudunu olabildiğince hızlı temizledi. Ama Jungkook'u aldıklarından beri düzgün bir şekilde yıkamadığı için Namjoon, olabildiğince temiz olup her yeri iki kez temizlediğinden emin oldu.

Küvetin çıkıntısından maşrafa aldı ve suyla doldurmak için musluğu açtı. "Başını geriye doğru yatır küçük bebeğim." Nazikçe talimat verdi.

Düşünmeden itaat etti ve Namjoon suyu başına döktü. 'Gözyaşı yok' yazan bebek şampuanını kullanarak saçlarını mümkün olduğu kadar çabuk yıkadı. Jungkook'un saçlarının uzun olduğunu, ki sevimliydi, ve rahatlık uğruna düzeltilmesi gerekildiğini fark etti.

Jungkook'u tamamen yıkadıktan sonra bir havlu getirdi ve duruladı. Jungkook için kapşonluyla tamamlanan bir dinazor temalı bir bornozdu.

Jungkook utancını gizlemeye çalıştı, ama böyle şeyleri olduğunu bile bilmiyordu! Namjoon ona kendi kurulanmak için 'çok küçük olduğunu' söyledi. Sadece adama başını iki yana sallayabildi.

"Koo, bakmayacağıma söz veriyorum, küvetten çıkmak zorundayız bebeğim. Ne kadar çabuk çıkarsak o kadar çok uyuyabilirsin."

Uyku kulağa hoş geldi, gerçekten hoş. Hasta olduğu zaman en sevdiği şey uyumaktı.

Kararsızca kollarını adama uzattı ve Namjoon gülümsedi, Jungkook'u küvetten çıkartırken başka yöne baktı. Onu havluya sardı, hatta Jungkook'a kapşonunu takarken dinazorların çıkardığı seslerden çıkarttı. Jungkook gülümsemesini bastırmaya çalıştı, Namjoon da görmemiş gibi yaptı zaten.

Küçük çocuğu kucağına aldı, elini çocuğun kalçasından geçirdi ve çocuğun odasına yürümeye başladı, son derece mutlu hissediyordu. Onu aldıklarından beri yapmayı en sevdiği şey buydu. Genellikle Seokjin ile takılan bebeğini kıskanmıyordu, ama onunla böyle zaman geçirmeyi çok seviyordu.

Çocuğun bezini çabucak giydirdi, rahatça uyuması için bacaksız bir zıbın giydirdi, Jungkook'un yanakları ve kulakları giydirildiğini görünce kıpkırmızı oldu, ama çokta kötü değildi, düşündüğünün aksine. İki adam onu aralarına aldılar, aralarında uykuya dalmıştı.

Bunu beğendiğini kendine itiraf edemiyordu, sadece hasta olduğu içindi. Evet, kesinlikle o yüzdendi.

***

Babyboy ఌ Namjinkook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin