X

339 44 22
                                    

Zayn günün ilk saatlerinde uyanmış ve Dorothea'nın beline sıkıca sardığı kolunu çekmişti.

Dorothea bu eksikliği anında hissetmiş ve gözlerini açmıştı. Zayn bunun üzerine belindeki kamasını ve kılıcını düzeltti ardından zaten sönmüş olan ateşlerinin üzerine basarak onu dağıttı. Dorothea bu sırada kalkmış ve Niall'ın yanına gitmişti.

Zayn uzaklaşıyordu bile. "Niall. Uyan. Gidiyor."

"Hm?" Niall gözlerini ovuşturdu ve Dorothea'ya baktı. "O gidiyor. Takip etmeyecek miydik?"

"Evet leydim. Pekala. Hadi gidelim."
Niall uykusunu alamamıştı, yine de neler olduğunu hatırlamış ve yattığı yerden kalkmıştı. Dorothea'nın kendi koluna girmesine izin verdi ve Zayn'i takip etmeye başladılar.
Birkaç saat daha devam etti bu. Niall'ın uykusu açılmıştı ve Dorothea'ya yaptığı veya söylediği hiçbir şeyin yanlış olmadığını söylüyordu. Cümlelerinin birinin arasında da ikisini çok sevdiğini ve gece uyumadan önce Tanrıya onlarla tanışmasına izin verdiği için teşekkür ettiğini söyledi.

Zayn'in ormanın içine saptığını gördüklerinde onu yine takip ettiler. Zayn adımlarını yavaşlattı ve çift ağızlı kamasını kınından çıkardı. Ağaca dikkatle bakarken Niall ve Dorothea'da yürümeyi bırakmıştı. Zayn kamayı ağaca doğru fırlattığında kama bir sincabı boynundan ağaca asmıştı sanki.

"Tebrikler güzel dostum! Tek attın." Zayn ağaca yaklaştı ve kamasını çıkarıp hayvanın kürküne sildi. Orada boş bir yer bulduğunda oturdu ve sincabın derisini soydu. Yenilebilecek hale getirdikten sonra aynı ağacın dallarından birkaç tanesini kopardı ve çakmak taşıyla bir ateş yaktı. Kalan dallara kestiği sincap etini taktı ve bunları Niall ile Dorothea'ya uzattı.
"Teşekkürler güzel dostum." Niall ikisini de alıp birini Dorothea'ya uzattı. "Sana olan borcum gün geçtikçe büyüyor."

"Bana hiçbir şey borçlu değilsin." Zayn sincap etini pişmesi için ateşe tutmaya devam etti. "Hayır dostum. Sana hayatımı borçluyum."
Zayn ona cevap vermedi ve etlerini yiyene kadar sessiz kaldılar. En sonunda Zayn kendisininkini yemiş ve kamasını temizleyerek oradan ayrılmıştı. Dorothea ve Niall'da onu takip etti.

Eve dönüş yolu uzun bir süre aynı tempoda devam etmişti.
Ne Zayn Dorothea ile ne de Dorothea Zayn ile konuşmuştu. Dorothea onun peşinden gidiyordu fakat Zayn evine vardığında ne olacaktı? O nereye gidecekti? Peki Niall nereye gidecekti? Bunların hiçbirinin cevabını bilmiyordu ve şimdilik düşünmek istemiyordu.

Zayn mağara bulduğundan geceyi orada geçirme kararı almıştı, ardından tabii ki Niall ve Dorothea'da gelmişti. Zayn buranın karsız ve dışarıya kıyasla sıcak olduğuna karar vermiş ve Dorothea'nın yanına bile gitmemişti.
Diğer gün yine gün doğduğunda yola koyulmuşlardı.

Zayn yemek için gördüğü hayvanı avlıyordu ve susadıklarında nehir sesini takip edip ona gidiyorlardı. Bir mataraları olsa her şey daha kolay olurdu fakat atlarıyla birlikte her şeyi kaybetmişlerdi. Zayn'in en çok da konyak içmeye ihtiyacı vardı.

Yine bir sincap etinden sonra yola devam etmişlerdi. Kilometreler sonra Zayn ormana saptı. Niall ve Dorothea hala onun yakın takipçisiydi.
"İşeyeceğim." diye bilgilendirdi Zayn onları. Niall buna güldüğünde Dorothea'da yalandan gülümsemişti.

Zayn işi bitmiş olmalı ki ormanın görünen kısmına çıktı ve adımlarına devam etti. Niall krallıkla ilgili sorularına başlamıştı yine. Genç kadının mutsuz olmasını da pek istemiyor gibiydi, onun aklını böylelikle dağıtıyordu.

Dorothea ile sohbet etmişler ve saatlerini böylelikle öldürmüşlerdi. Zayn gün batmaya başlarken tek bir geceyi daha dışarıda geçirmek istemediği için önlerinden geçtikleri hana girmişti fakat Niall ve Dorothea her zamankinin aksine onu takip etmemişti.

"İçeriye gelin." dedi Zayn onlara dönme gereği duymadan. Kendisi handa bir gece geçirirken onların dışarıda beklemesine göz yumacak bir insan değildi.
Niall ve Dorothea onu takip etti. Zayn elinde kalan son gümüşlerle iki oda tuttu. Niall'ı diğer odaya yönlendirdi ve Dorothea'yı kendi odasına aldı.

Önce yemek yemek Zayn'in tercihiydi. Önüne gelen kuzu etini yemiş ve günlerdir içemediği biradan birkaç bardak içmişti. Yaver dolduruyordu ve bitirmek Zayn'in birkaç saniyesini alıyordu. Buna bir süre devam etti. En sonunda odaya geçti.

Şanslı olmalılar ki han sahibi onlara iki güğüm suyu bedavaya vermişti. Her handa yaptıkları gibi Zayn arkası dönük bir şekilde otururken Dorothea kendisini temizlemişti. Ona yine biraz su ayırmıştı fakat bunu nasıl söyleyeceğini bilmiyordu.
Zayn şöminenin içine bir iki tane daha odun attı ve ateşi harladı.

"Sana su ayırdım." Zayn'in gözleri önce Dorothea'ya ardından küvete döndü. Elindeki odun parçasını bıraktı ve üzerindeki deri yeleği çıkardı. Dorothea bu sırada şöminenin önünde elleriyle saçlarını tarıyor ve gözlerini Zayn'den çekmiyordu.
Zayn, Dorothea'nın beklediğinin aksine küvete girmedi ve eğilerek sıcak suyu kafasına döktü. Bunu birkaç kez tekrarladıktan sonra saçlarının temizlendiğine karar verdi, gömleğinin kollarını sıvadı, ellerini ve yüzünü kendisini gevşetmek adına yıkadı.

En sonunda saçlarını geriye attı ve lastiğiyle bağladıktan sonra divana döndü.
"Bugün sen yatakta yat. Ben orada yatarım." Dorothea'nın sesiyle bakışları ona döndü.
"Gerek yok." divanın üzerindeki postları yere bıraktı ve divana uzandı.

Dorothea onu hiçbir şeye zorlamamak ve rahatsız etmemek adına şöminenin önünden kalktı, sessizce yatağa girdi. Uzun bir süre boyunca alevlerin izin verdiği kadarıyla Zayn'in yüzünü izledi.

Bu adam hayatından çıksın istemiyordu.

-

AT THE END OF THE DAYYY

#ZAYN

#DOROTHEA

#ZOROTHEA

#NIALL

gunpowder | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin