Güneş battı ve güneş doğdu.
Zayn hala Niall ve Dorothea için ne yapacağını düşünmemişti.
Onların belki de bir süre daha konakta kalmaları o an için yapılacak en mantıklı şeydi.Zayn gitmeden önce söz verdiği gibi Pica ve Lorve'yi merkeze götürecekti. Görmemeleri gereken ölü bedenler olacaktı belki ama bunlar hayatlarının bir gerçeğiydi. Niall'da merkezi görmek için onunla gitmek istedi. Niall bunu onaylayıp üzerine kürkünü atarken Zayn'de çocukların fötr şapkalarını takmalarına yardımcı oldu.
"Dorothea odadan çıkmasın. Tanımadığınız birisi gelirse onu aşağıya kilitleyin."
Dorothea sanki orada değilmiş gibi Zayn'in kendisi adına Doniya ile konuşmasını dinledi. Zayn Doniya'ya da Bianca'nın çocukları odaya kilitlemesine izin verdiği için kızmıştı. Kimsenin bu çocukları odalarına kilitlemeye veya buna göz yummaya hakkı yoktu.Meena atları ahırdan getiriyordu.
Onlar dışarı çıktıktan sonra Dorothea yine odasına döndü. Zayn Pica'yı Niall'da Lorve'yı at üstünde önüne aldıklarında çocuklar çok heyecanlıydı. Uzun süredir dışarı çıkamıyorlardı.Zayn gitmişken birkaç kişiyle şehrin ve krallığın son durumu ile ilgili bir şeyler öğrenecekti. Belki de kralın lordlarla işi bitmişti ve politikayla uğraşmak istiyordu.
Kim bilir?Zayn at sırtında Pica ile birlikte merkeze kadar geldiler. Niall'a atların veya çocukların yanından ayrılmamasını söyledi ve meyhaneye hızlı bir durum öğrenme için girdi. İçeride birkaç arkadaşı vardı. "Malik!" diye bağırdı arka masadan Louis Tomlinson. Elinde her zaman olduğu gibi büyük huni şeklindeki bardağı tutuyor ve bittikçe üzerini dolduruyordu. "Nerelerdeydin? Sizin konağa geldim. Kimseden ses yoktu. Eski şehire gittiğini bile düşündüm."
"Ufak bir işim vardı." Zayn etrafta göz gezdirdi. Louis onu masasına yönlendirdi. Zayn küçük tabureye oturdu. "Ne var ne yok?" dedi Louis arkadaşı Zayn'in omzuna elini koyup. "Yorgun görünüyorsun."
"Yorgunum. Krallıkta bir değişiklik var mı?"
Louis etrafta gözlerini gezdirdi ve masanın üzerine eğildi. "Birkaç gün doğumu öncesinde kralın soytarısı geldi. Elinde bir mektup vardı."
Zayn'in kaşları çatıldı."Öldürülecek lord kalmamış. Herkes diz çökmüş." Louis masalarının yanından geçen yaşlı adama başını eğerek selam verdi.
Zayn sordu. "Christopher Gale Tabitha'nın ailesi.""Kızı kaçmış." dedi Louis bundan eğlenerek. "Hiçbir siktiğim kadının bunu beceremeyeceğini düşünürdüm."
Zayn'de her ne kadar başta böyle düşünüp o kadın için mutlu olsa da şimdi onun zaten bunu beceremediğini düşünüyordu."Küçük oğlu ve karısının başı da asıldı girişe." Louis'in yüzündeki gülücük silindi. "En büyük oğlu, şövalye Tim, birkaç gün içinde idam edilecek."
"Siktir." dedi Zayn, bunu beklemiyordu işte.
"Şüphe yok ki korkunç, hain ve nankör kraliçelerine sadık olanlara tolerans göstermedim. Gerçek kralı ve gerçek kanını onlara gösterdim, göstermeye de devam edeceğim."
Louis kralın mektubunda yazan sözleri farklı bir ses tonuyla söyledi. "Bundan sonra karşı çıkanların idamı demirlerin altında yapılmayacakmış. Köpeklerin önünde parçalanıp yaban domuzları tarafından yenmesine karar verilmiş.""Orospu çocukları." Zayn sıkıntılı bir nefes verdi.
"Bir planın var mı?" dedi Louis, bu karanlıktan çıkmanın yolunun Zayn'in beyninden geçtiğini düşünüyordu.
"İstihbarat kuracağız." parmaklarını sakallarında gezdirdi ve masanın belirli bir noktasına gözlerini kilitleyip konuştu. "Bir şeyleri değiştirmek için çoğalmak zorundayız. Hepimizi öldüremez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gunpowder | zm
Fanfiction"Aşık olmak tehlikeli, Ama bu gece seninle yanmak istiyorum." •fire meet gasoline•