Defterini ve kalemini alıp üstüne de ceketini geçirip her zamanki yerlerine, Bokuto ile buluşmaya gitti Akaashi.
Bu sefer karanlıkta el yordamıyla defteri arayayım derken Suna'yı uyandırmıştı yanlışlıkla.
Birkaç saniye boyunca Akaashi'yi süzüp "Kabus mu?" diye sormuştu Suna. "Aynen," deyip geçiştirmişti Akaashi. "Hava almam lazım. Uyu sen." Ardından daha fazla kimseyi uyandırmadan hızlıca çıkmıştı barakadan.
Bu sefer önce gelen Bokuto'ydu. Akaashi'yi ona doğru gelirken görünce seslendi kollarını sallayarak. "Acele et, Keiji! Dondum burada!"
Çoğunlukla Bokuto'yu bekleyen Akaashi olduğu için gözlerini devirdi Akaashi ama pek takılmadı.
Bokuto'nun yanına oturdu.
"Göstermek istediğin şey nedir?" diye sordu merakla Bokuto. "Keiji yemin ederim sabahtan beri bunu düşünüyorum, öldüm meraktan. Lütfen daha fazla bekletme beni."
"Tamam tamam." diye onayladı Akaashi hızlıca. "Biraz can sıkıcı ama inan değecek."
Gürültüyle ofladı Bokuto. "Söylemeyi düşünüyor musun artık?"
Defterinden boş bir sayfa açıp kalem ile tutuşturdu Bokuto'nun eline. Başını yana yatırdı Bokuto. "Bana okuma yazma öğretmeyi mi planlıyorsun?" diye sordu alayla.
"Bak," diye karşısına geçti Bokuto'nun. Kendine bakmasını sağladı. "Benim geleceğimi geçmişte geçirmeye niyetim yok, senin var mı Koutarou?"
Bokuto tek kaşını kaldırıp başını iki yana sallayınca derin bir nefes alıp devam etti Akaashi.
"Benim kabuslarımın, seninse rüyalarının tek sebebi geçmişi atlatamamamız. Kaybettiklerimizin altında ezilmemiz." dedi Bokuto'nun tepkisini ölçerek temkinle. Bokuto ani bir çıkış yapmayınca biraz daha rahatladı Akaashi. "Bu yüzden... bu yüzden düşündüm ki belki içimizi tamamen bu deftere boşaltırsak yeniden önümüze odaklanabiliriz."
Çekinerek bekledi Bokuto'nun cevabını. Bokuto aniden bir kahkaha atınca irkildi Akaashi. "Senin için söylemesi kolay." dedi Bokuto. "Yazar olan sensin, ben değil."
"Çok özel şeyler olmasına gerek yok." diye açıklamaya başladı hemen. "Belki bir mektup-"
"Mektup mu?" diye sırıttı Bokuto. "Ölülere mi?"
Hayal kırıklığıyla çekti içini. Defteri Bokuto'dan geri almaya yeltendi. "Çabalıyorum Koutarou ama evet haklısın. Saçmaydı."
Elini havada tuttu Bokuto ve Akaashi'nin defteri almasına engel oldu. "Sadece şakalaşıyorum." dedi nazikçe gülümseyerek. "Fikrin gerçekten çok güzel. Yapalım hadi."
Minnettar olmuş bir şekilde gülümsedi Akaashi ve Bokuto'nun yanına sokulup Bokuto'nun kalemi boş defter sayfasının üzerinde bir şey yazmadan tutuşunu seyretti.
"Şey," dedi Bokuto biraz çekinerek. "Benim kelimelerle aram pek iyi değil. O yüzden biraz uzun sürebilir."
"Olsun." diye omuzlarını silkti Akaashi. "Şu anda yapılmayı bekleyen daha önemli bir işimiz yok ne de olsa."
Birkaç gün sonra hayatta olup olmayacaklarını bile bilemezken Bokuto ile geçirdiği her an zaten çok değerliydi Akaashi için.
"Peki o halde." diye mırıldandı Bokuto ve yazmaya başladı.
Neler yazdığını okumaya çalışmadı Akaashi. Orası Bokuto'yu ilgilendirirdi sadece. Bir an kağıdın yırtılma sesi gelse de aldırmadı.
O tamamen konsantre olmuş yazarken başını omzuna yasladı Bokuto'nun ve güven veren sıcaklığını hissetti yeniden. Tebessüm etti Akaashi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
querencia • bokuaka
FanfictionQuerencia~ • Kişinin kendini en güvende, evinde ve en güçlü hissettiği yer • • Bokuto Koutarou × Akaashi Keiji • Military AU 29.12.20 ~ 17.02.21 ! : Angst ! : Hikaye alternatif bir geçmişte yaşanmakta, gerçek olaylarla ilgisi bulunmamaktadır. Olası...