~

362 46 106
                                    

Akaashi Keiji

Keiji,

Eğer geri dönebilirsem defterin arasından geri alacağım bu kağıdı, yani bunu okuyorsan ölmüşüm demektir.

Ahh, ölmek çok tuhaf.

Nasıl öldüm acaba? Umarım cesurcadır. Sen nasıldı biliyor musun? Yanımda mıydın?

Özür dilerim, yine saçmalıyorum. Ama anla beni. Ölmek çok korkutucu.

Neden yazıyorum bunu? Çünkü söylemeyi çok isteyip de bir türlü cesaret edemediğim şeyler var. Eğer geri dönebilirsek artık söyleyeceğime dair kendime söz vermiştim ama olur da dönemezsem diye yazıyorum bu notu.

Bu şekilde öğrenmek zorunda kaldığın için üzgünüm. Eğer bana azıcık bile değer verdiysen canın yanacak.

Özür dilerim.

Ah Keiji. Nereden başlasam? Şu anda başın omzumda, bana yaslanmışsın. Nefesin boynuma vuruyor, gözlerin yarı kapalı.

Çok güzelsin Keiji.

Ellerin mesela. Parmakların çok zarif. Kalem tutmak yakışıyor sana. Yazarlığın dışına da vuruyor sanki.

Ya da gözlerin. İlk gördüğümde yeşil sanmıştım. Bana yıldızların çok güzel olduklarını söylediğin o gece fark ettim mavinin muazzam bir tonuna sahip olduklarını. Yıldızların soluk beyaz ışıkları altında nasıl da parlıyordu gözlerin. Bütün dünyayı gözlerinde saklıyordun sanki.

Benim bütün dünyam olmuştun.

Ve nasıl unuturum? Gülüşün.

İnsanların yanında gülmüyorsun, sen de fark ettin mi? Sıcak bir tebessümle yetiniyorsun. İlk benimleyken gülüşünü duyduğumda alev almışçasına yandı bütün bedenim. Gözlerimi alamadım senden.

Daha fazlasını görmek, hatta bizzat ben sebep olmak isterdim. Çok sık olmasa da benim yanımda gülerdin ya. Gülüşün bana özelmiş gibi hissederdim.

Şimdi düşününce. Seninle ilgili her şeyi seviyorum sanırım.

Yürüyüşünü seviyorum mesela. Siyah saçlarını seviyorum. Uzun ama benden kısa oluşunu seviyorum.

Seninle ilgili her şey neden bu kadar güzel geliyor Keiji?

Engel olamıyorum kendime. Seninle olmak buz gibi sular başımdan aşağı dökülüyormuş gibi hissettiriyor. Ama üşümüyorum. Bedenimin her tarafına iğneler batıyor. Ama yanmıyor canım.

Anlıyor musun Keiji?

Boşver. Ben de anlamıyorum.

Anlayabildiğim tek şey bir şekilde bana rüyalarımdan uyanmam için bir sebep verdiğin.

Minnettarım.

Ahh. Bunlar hiçbir şey. Hala sana söylemek istediğim tonlarca şey var. Ama dedim ya. Yazar olan sensin, ben değil. Kelimelerle sahiden aram yok. Bu kadarı geliyor ancak elimden. Affet.

Kahretsin. Daha seninle yapmak istediğim o kadar çok şey vardı ki.

Daha da çok, daha da sıkı tutmak isterdim ellerini. Saçlarına yüzümü gömüp kokusunu içime çekmeyi. Daha fazla gülüşüne tanık olabilmeyi.

querencia • bokuakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin