Demir'den geçmişte
Sabah Mine kendi sınıfına girdikten sonra uzaktan sınıfına göz attım. Mine'nin arkadaşı henüz gelmemişti bile.
Onu göremeyince pes edip kendi sınıfıma girmeye karar vermiştim, Mine benim kapıdan baktığımı fark ettiği anda yine binbir soru soracak, saçma imalarda bulunacaktı.
Zaten sürekli onun hakkında bir şeyler anlatıp duruyordu. Kızla iletişime geçmeden onun hakkındaki her şeyi öğrenmiştim sanırım. Mine'nin amacının da bu olduğuna emindim.
Mine benim etrafa bakınan biri olmadığımı biliyordu, şu sıralar sürekli etrafa bakındığımı da tabii ki fark etmişti. Kime baktığımı gördüğü anda ise Ecmel'den bahsetmediği bir gün bile olmamıştı.
Tam sınıftan içeri girecekken Ecmel'i koridorda görmemle birlikte kapıya yaslanıp öylece durmaya başlamıştım. Sanki etrafa bakınıyor gibi yaparken arada Ecmel'e bakıyordum. Muhtemelen ismimi bildiği bile yoktu.
Ne kadar Mine'ye bunu söylemesem de Ecmel'in ilgimi çektiğini inkar edemezdim. Başlarda dış görünüşü hoş gelse de bu tam olarak bir hoşlantı bile değildi ama Mine'nin anlattıklarıyla beraber arada onu izlememle onu iyice tanımış sayılırdım. İlgimi çektiği kesindi.
Ecmel sınıfından içeri girip Mine'nin yanına otururken Mine bir şey için ayağa kalkıp kapıya doğru yönelmişti.
Mine'nin beni görecek olması endişesiyle hızlıca sınıftan içeri gireyim derken sendelememle birlikte neredeyse yere düşüyordum. Son anda sıralardan birine tutunmamla birlikte ucuz kurtulmuştum.
"Gördüm." diyen Mine ile bakışlarımı ona çevirdiğimde bakışları Ecmel'in üzerindeydi ama sanki söylediği şey benim için gibi gelmişti. Ya da ikimize de söylemiş de olabilirdi.
Hiçbir şey olmamış gibi sırama geçip oturdum ve oyalanacak bir şeyler bulmaya çalıştım ama daha dersin başlamasına bile çok zaman vardı, teneffüsün gelmesi asırlar sürecek gibiydi.
"Demir, Demir. Bak şimdi sana bir şey diyeceğim sen de yapacaksın tamam mı?" diye konuşarak sınıfa giren Mine ile dikkatimi pna vermiştim.
"Yine ne istiyorsun benden?"
"Bak şimdi Ecmel ile aranı yapmanın yolunu buldum. Kıza kahve falan ısmarla, ben düşüyorum kesin o da düşer."
Dedikleriyle birlikte ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne baktım ama oldukça ciddi görünüyordu.
"Mine, şirkette çalışan otuzlu yaşlarda insanlar değiliz biz. Farkındasın değil mi?" dediğimde bozulmuş gibi bana bakmıştı.
"Bana ruhun yaşlanmış demek mi istedin sen şimdi?"
"Hayır, benlik bir şey değil demek istedim. Çok... sıkıcı sanki?"
"Arkasından ıslık çalıp ilgisini çekmeyi falan düşünmüyorsun ya herhalde? Nesin sen keko falan mı?"
Söyledikleriyle bakışlarımı Mine harici bir yerde sabitleyip düşündüm. Böyle bir şey yapsam ilgi çekme olasılığından çok yavşak gibi görünme olasılığım daha yüksekti sanırım.
Kimin umrunda?
"Sen bana Ecmel'in numarasını verebilir misin?" diye sorduğumda bu anı bekliyor gibi masadan kalemi alıp hemen defterimin kenarına numarayı yazmıştı.
"Neden Ecmel'in numarası senin ezberinde?"
"Belki istersin diye ezberledim. Kaç gündür numarayı istemeni bekliyorum ben haberin var mı?" dedi beni azarlar bir tonda.
"Ne bekliyorsun, numarayı istemediğim için özür dilememi falan mı?" dedim alaylı bir tavırla.
"Tam da öyle yapacaksın." dedikten sonra sınıftan çıkmıştı.
Kendime sormam gereken asıl soru, sadece ilgimi çeken biri için bunu yapmaya gerek var mıydı?
Sadece ilgimi çekse gerek olmayabilirdi sanırım.
Belki de ondan hoşlanıyordum.
~~~~~
Ve final...
Gelecek zamandan yazacak bir şey bulamayınca biraz geçmişten yazmak istedim. Final için belki yeterince güzel bir şey olmadı ama benim içime sindi sanırım.
Bitiyor, hikayenin başladığı anda.
Gerçekten yazmaktan keyif aldığım bir kitaptı, son bölümüne kadar da buraya severek bölüm yazdım bu yüzden diğer hikayelerime göre bu hikayemin bitmesi bende daha büyük bir boşluk hissi yaratacak. Sonunu bilerek ertelemeye çalıştım, fark ettiniz zaten son günlerde o kadar düzenli bölüm atmıyordum. İçten içe eğer geç bölüm atarsan hikaye daha uzun sürer gibi geliyordu.
Ama bitti...
Yeni bir kurgu yayınlayacağım ama ne zaman yayınlarım bilmiyorum. Taslakta belli bir bölüme ulaştıktan sonra yayınlarım sanırım. Bu pazartesi de olabilir, 2 hafta sonra da. Tam bir tarih veremiyorum.
Yayınladığım zaman profilden duyuru yaparım zaten.
Duygulandım, sanırım ağlayacağım...
Neyse, bu kitapta değil ama başka bir hikayede görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Islık | Texting
Storie brevibn: Böyle bir güzelliğin karşısında kayıtsız kalmak imkansızdı Ecmel: Kayıtsız kalsaydın keşke bn: Ne olmuş yani ıslık çaldıysam bn: İlgini çektim mi çektim bn: Sorun yok o zaman