Multide Demir var arkadşlr...
Ecmel'den
Demir'in evine vardığımda zili çalıp kapının açılmasını beklemiştim. Benim için uzun sayılabilecek bir süre bekledikten sonra zili tekrar çaldığımda kapı açılmıştı.
Kapıyı açan kişi Rüya olunca biraz strese girmiştim, Demir'le birlikte olan bir fotoğrafını görmüştüm bu yüzden onu tanıyordum ama onun beni ne olarak tanıdığından emin değildim.
"Ne için geldin?" dedi tekdüze bir sesle.
Sesi soğuk çıkmıyordu ama sevecen biri olduğunu da söylemek pek içimden gelmiyordu.
"Demir'i görmeye." dediğim gibi kaşları hemen çatılmış ama hemen sonrasında kaşlarını yukarı kaldırmıştı.
"Abimi görmeye geldin... sen kimsin?"
"Ecmel ben." dediğimde başıyla beni onaylamıştı. Beni sorguya çekecek gibi duruyordu.
"Ha sen Ecmel'sin, sonunda tanıştık ya seninle." derken sesindeki soğukluk gitmiş, bana yakın davranmaya başlamıştı.
Sanırım beni sevdiğini çıkarabilirdim buradan.
"Ben bir kere daha gelmiştim aslında da o gün evde yoktun." dediğimde düşünür gibi bakışlarını tavana çevirmişti.
"O zamanla abimle sevgili değildiniz daha, hadi gel içeri." diyerek sonunda içeri davet ettiğinde gülümseyip evin içine girmiştim.
"Abim odasında, sürpriz yapmak istersen diye fısıldıyorum. Duymaz bu şekilde."
"Teşekkür ederim." dedikten sonra gülümsemiş ve Demir'in odasının önünde durup yavaşça kapıyı aralamıştım. Beni fark etmemişti, kulaklıklarını takmış tavana bakarak yatağında uzanıyordu.
Kapıdan içeri girip kapıyı ardımdan kapattığımda hareketliliği fark edip bakışlarını bana çevirmişti. Beni gördüğü gibi telefonundan şarkıyı durdurmuş ve kulaklıklarını kulağından çıkarıp yatakta doğrulmuştu.
"Pek hasta görünmüyorsun." dedim yatağının kenarına otururken.
"Gözlerine baktır o zaman ne diyeyim." dedi dalga geçer gibi bir sesle. Burnu tıkalıydı, sesinden anlaşılıyordu.
"Şaka yapmıştım, zombi gibi duruyorsun." dediğimde kollarını kaldırıp başını hafifçe yana eğmişti.
"Beyin..." dedikten sonra duraksadı. "Sende var mıydı?"
"Olduğunu pek düşünmüyorum, güvendeyim." diye dalga geçtikten sonra Demir'in yüzünü daha dikkatli incelemeye başlamıştım.
Göz altları çökmüş gibiydi, gözleri de oldukça kızarmıştı ve gözlerini yarım açık tutuyordu.
"Biliyorum çok harika bir yüzüm var." dedi yüzünü işaret ederken.
"Şu an değil ama başka zamanlarda dediğin şey doğru olabilir." diye mırıldandıktan sonra elimi Demir'in alnına koymuştum. Ateşinin olup olmadığını anlamaya çalışıyordum.
"Dudaklarınla ölç daha iyi anlarsın." dedi yüzündeki muzip gülümsemeyle.
"Yüzüme hapşurma gibi bir risk var, hasta olmak istemiyorum." dedim elim hâlâ alnındayken.
"Ateşin var sanki biraz." dedim elini alnından çekyikten sonra.
"Hayır, gayet de turp gibiyim." dedi genzinden konuşarak.
"Burnun tıkanık olmasaydı seni ciddiye alabilirdim."
"Burnumun tıkalı olmasının ateşimin olup olmamasıyla ne alakası var?" dedi inanamıyormuş gibi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Islık | Texting
Historia Cortabn: Böyle bir güzelliğin karşısında kayıtsız kalmak imkansızdı Ecmel: Kayıtsız kalsaydın keşke bn: Ne olmuş yani ıslık çaldıysam bn: İlgini çektim mi çektim bn: Sorun yok o zaman