Multide Demir var arkadaşlar, her yorum bir maşallah ĞWNSĞWNDĞJWĞDMS
Demir: Kantinde değilsiniz
Demir: O zaman neredesiniz siz?
Ecmel: Mine bahçeye çıkardı zorla
Ecmel: Gürkan'ı gördü
Ecmel: Beni de peşinden sürükledi
Demir: Seni niye peşinden sürükledi?
Ecmel: Ay nereden bileyim Demir
Ecmel: Kendisi tek başına dışarı çıkmak istememiş
Ecmel: Herhalde tek başına çıkarsa Gürkan özellikle onun için çıktığını anlar diye beni de sürükledi peşinden
Ecmel: Bahçedeyiz işte
Ecmel: Gelmek için davetiye mi bekliyorsun?
Demir: Fena olmazdı aslında
Ecmel: Sen neredesin?
Demir: Tam da karşında
~~~~~
Telefondan başımı kaldırdığım gibi gördüğüm ilk şey bize doğru gelen Demir'di. Elleri cebinde yavaş adımlarla yürüyordu.
"Ne zaman Ecmel'i bir yerlere sürüklemeyi bırakacaksın Mine?" dedi adımlarını yanımda durdururken.
"Düşüneyim, tabii ki hiçbir zaman bırakmayacağım. Soruyu sorman başlı başına bir hata resmen Demir."
"Hatamı affet majesteleri ama şimdi bir hata daha yapacağım." dedikten hemen sonra kolunu omzuma atmış ve Minelerin yanından uzaklaşmamızı sağlamıştı.
"Bir de Mine'ye söylemeyeceğiz diyordun." dedim başımla omzumdaki kolunu işaret ederken. Bir yandan da bahçede dolaşıyorduk.
"Ben söylemeyeceğiz demiştim, belli etmeyeceğiz demedim. Ayrıca Mine'yi bu konuda sinir etmek çok eğlenceli, emin ol sevgili gibi davranıp biz kabul etmedikçe bayağı sinirlenecek."
"Yazık değil mi Mine'ye?" dedim dalga geçer bir ses tonuyla.
"Bunu sorun edeceğini asla düşünmüyorum, baksana şu an halinden de çok mutlu gibi." derken omzunun üstünden Mine ve Gürkan'a bakmıştı. Ben de onlara baktığımda cidden Mine'nin şu an hâlinden oldukça memnun olduğunu fark etmiştim.
"Başta Mine onu dışladığımızı söylüyordu ama bundan sonra o bizi dışlayacak gibi duruyor." diye mırıldandım bakışlarımı Mine'den çekip Demir'e çevirirken. O da yüzünde ufak bir gülümseme ile bana bakıyordu ama ona baktığım gibi bakışlarını benden çekip önüne bakmaya başlamıştı.
"Değişen bir şey olmuyor bence, her türlü beraber vakit geçireceğiz. Şikayetçi misin yoksa?" dedi bana bakmadan.
"Sen neden hep seninle vakit geçirmekten şikayetçi olup olmadığımı soruyorsun?" dediğimde gülüp bir anlığına bakışlarını bana çevirmiş ama sonra tekrar yürüdüğü yola, yere bakmaya devam etmişti.
"Çünkü bu soruyu sormam seni sinir ediyor."
"Tabii, unutmuşum senin sinir etmeyi sevdiğini."
"Unutkan numarasını çok iyi yapıyorsun, biliyor musun?"
"Biliyorum, tek ve en iyi yeteneğim."
"En iyisi bu muydu? Ben seni daha yetenekli sanmıştım."
Dedikten sonra gülmüştü, bakışlarımı çoktan önüme çevirmiştim ama sesinden güldüğünü anlayabiliyordum.
Bir şey demeyip sessiz kaldığımda söylediğine kırıldığımı düşünüp omzumdaki kolunu sıkılaştırıp beni biraz daha kendine çekmişti.
"Eğer fazla ileri gidip kalbini kırarsam söyle olur mu? Kalp kırmayı sevmiyorum ama farkında olmuyorum bazen."
Yere odaklanmış bir şekilde konuşurken sessizce onu dinlemiştim. Dediği gibi duygusal konuşmalar ona göre değildi, duygularını içinde yaşamayı tercih ediyordu ama şimdi açıkça ona göre duygusal olan bir şeyi söylemişti.
Zamanla duygularını içinde yaşamayı kesip her şeyini benimle paylaşacağını umuyordum...
~~~~~
Bölümü anca şimdi bitirdim yazmayı... ÇOK ÖDEV VAR AĞLAMAK İSTİYORUM
AYRICA LANET OLSUN Kİ HEPSİ YARINA AQ
ehehehe belki ben son güne bırakmış olabilirim ama bu hepsinin yarına olduğu gerçeğini değiştirmiyor :(
Yavaş yavaş Demir'i size açmaya çalışıyorum, şimdiye kadar onu hep dıştan gördük, okuduk. İç dünyasında neler döndüğünü bilmiyoruz, birkaç bölüme Demir'den bölüm gelecek demek bu, büyük ihtimal uzun olr.
Neyse, gidiyprum bne bb
Ödevler... yormayın be
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Islık | Texting
Storie brevibn: Böyle bir güzelliğin karşısında kayıtsız kalmak imkansızdı Ecmel: Kayıtsız kalsaydın keşke bn: Ne olmuş yani ıslık çaldıysam bn: İlgini çektim mi çektim bn: Sorun yok o zaman