Müzik sesi boğuk bir şekilde bar tuvaletinin duvarlarında yankılanırken Kim Haseul uzun kahverengi saçlarını geriye doğru attı. Arkadaşlarının ısrarı ile taktığı lensler onu o kadar çok rahatsız ediyordu ki kör olmak uğruna da olsa gözlerini kaşımak istiyordu. Arkasında müzik sesini bile bastıracak kadar yüksek sesle öğüren kadını görmezden gelmeye çalıştı ama pek de başarılı olduğu söylenemezdi. Yüzü memnuniyetsiz bir şekilde asıldı. Musluktan akan su ile ensesini ıslatırken bir taraftan söylendi.
"Hadi ama Haseul bir hafta sonra Kore'ye dönüyoruz. Üç aydır buradayız ve hiç bara gidemedik. Son günlerimizi eğlenceli bir şekilde geçirelim." Musluğu sertçe kapatarak devam etti. "Götümün eğlencesi."
O ana dilinde söylenmeye devam ederken arkasındaki kadın bir kez daha güçlü bir şekilde öğürdü. Haseul artık dayanamayarak ona döndü. "Madem kaldıramıyorsun neden içiyorsun aptal karı? Zaten lanet tuvaletin kliması çalışmıyor. İçeri senin yüzünden bok ile beraber kusmuk koktu."
"Sen bana aptal mı dedin?"
"Burada senden başka aptal mı var?" Kadın küfürler ederek yerinden kalkmaya çalıştığında ayağındaki ince topukluların azizliğine uğrayıp yere kapaklanmıştı. Zaten öylesine sarhoştu ki Haseul onun karşılık vermesini beklememişti bile. Kadına ortak parmak çekerek tuvaletten çıktı. Klimanın serinliği onu karşıladığında derin bir nefes aldı.
Dil eğitimi için bu cehenneme değil Kanada'ya gitmeliydim. En azından orası serindi.
Aslında ilk tercihi orasıydı ama diğer iki şapşal arkadaşı belki ünlü görürüz sevdası ile Eylül ayının ortasına geldikleri halde kavurucu bir şekilde sıcak olan Los Angeles'a gelmek istemişlerdi. Haseul onları dinlemeyip biletini direk Kanada'ya almalıydı.
Müziğin sesi beynini doldurmaya başladığında sinir katsayısının yükseldiğini hissetti. Barlardan kesinlikle hoşlanmıyordu. İnsanın başını ağrıtan müzik, kendini bir halt sanan sarhoş adamlar ve taşınması gereken kafası güzel arkadaşlar, onu rahatsız eden her şey burada toplanmıştı.
Arkadaşları ile oturduğu masaya geldiğinde şaşkınlıkla olduğu yerde kalakaldı çünkü ikisi de olmaları gereken masada yoklardı. Çapraz bir şekilde taktığı çantasından onlara mesaj atmak için telefonunu çıkardığında bundan anında vazgeçti. Çünkü ikisi de şu an kör kütük sarhoştu. Bu yüzden Haseul'a cevap veremezlerdi.
Kapıdaki görevliye onları sormak için hareketlendiğinde kolunda hissettiği baskı ile olduğu yerde kaldı. Önce kolundaki ele sonra da elin sahibine baktığında göz devirmemek için kendini tuttu.
