Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ekim - 2022
Haseul krizin ilk adımını başarılı bir şekilde atlatmıştı ya da o öyle düşünüyordu. Şimdi daha da zor olan ikinci adımdı. Hamile olduğunu ablasına söylemesi gerekti ve genç kadın delicesine korkuyordu. Sonuçta Haseul hala bir öğrenciydi. Önünde uzun bir yol vardı ve ablası yıllar boyu o yolun pürüzsüz olması için çok uğraşmıştı ama bebekle ne yapacağını çözmesi için ablasına ihtiyacı vardı.
Arkadaşları ile evlerinin kapısından içeri girdiğinde ablasının neşeli sesi kulaklarına doldu. Yunho'yu uyutmuş, eniştesi ile sohbet ediyordu olmalıydı. Eniştesi Beakhyun bir avukattı. Bu yüzden bazen başını kaşıyacak vakti olmazdı ama her zaman Haewon için vakti olurdu. Haseul onlarınki gibi bir aşk isterken tek gecelik bir ilişkiden hamile kaldığına hala inanamıyordu.
Başı eğik bir şekilde içeri girdiğinde ablası ve eniştesinin bakışları ona döndü. "Haseul kötü görünüyorsun. Seni bir hastaneye götürelim istersen." dedi ablası.
Haseul hızla başını salladı. Önüne düşen saçlarını arkaya atarak onlara baktı. "Benim size bir şey söylemem gerek." Ablası korku ile olduğu yerde dikleşti ama Haseul ağzını açamadı. Söylemesi gereken sadece iki kelimeydi ama şu an o iki kelime gözünde büyüyordu.
Eve sonunda dayanamadı. Genç kadının elindeki hamilelik testini alıp ablasına verdi. Haewon şaşkınlıkla bir teste bir de kardeşine baktı. "Haseul bu da ne demek oluyor?"
"İçki bütün kötülüklerin anasıdır?"
Haewon sakin olmaya çalışarak derin bir nefes aldı. "Haseul şaka yapılacak bir durum değil bu. Hemen konuş." Her ne kadar sakin kalmaya çalışsa da sonlara doğru sesi yükselmişti. Beakhyun her ihtimale karşılık onu belinden tuttu.
"Dönmemizden bir hafta önce benim gibi Koreli biri ile tanıştım. Lee Taeyong. Barda az kalsın bir kavgaya karışacakken bana yardım etmişti. Sonra iyi arkadaş olduk. Gitmemden bir gün önce kızlar ile beraber çalıştığı bara gittik. Nasıl olduysa sarhoş olmuşuz ve..."
Haseul devamını getiremedi. Dudaklarından istemsiz bir hıçkırık yükseldi. Haewon ayağı kalktı. Kız kardeşini kolları arasına alıp şefkatle sarıldı. Kardeşinin ona karşı mahcup olduğunu biliyordu. Dünyada Haseul'u herkesten daha iyi tanıyordu. Kardeşinin böyle sorumsuzca bir şey yapmayacağını biliyordu.
Yavaşça ondan ayrıldığında eli ile gözyaşlarını sildi. "Tamam, ağlama." Gülümsedi. "Bu konu hakkında ne yapmayı düşünüyorsun onu söyle."
"Bir tarafım aldırmamı söylüyor ama sonra aklıma Taeyong geliyor. Böyle bir şey yaşasak da kötü biri değildi. Bunu bilmeye hakkı var ama Amerika'ya okumaya geldiğini ve yakında Kore'ye döneceğini söylemişti. Şimdi nerede bilmiyorum."
"Ben biliyorum." Herkes sevinçle elinde telefonunu sallayan Eve'e döndü. "Lee Taeyong şu an Kore'de. Instagram hesabını buldum."
"Ama Kore'nin neresinde salak? Mesaj atalım diyeceğim ama ne diyeceğiz? Haseul hamile gel çocuğuna sahip çık mı?" dedi Asuka tek nefeste.
