protector baby

137 17 5
                                    

Ekim - 2022

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ekim - 2022

Haseul kampüsün yemyeşil bahçesine adım attığında mutlulukla gülümsedi. Birçok öğrenci gibi okula olan sevgisi ortalamaydı ama hamileliğinin belirsizliği yüzünden evde kaldığı süre boyunca oldukça sıkılmıştı.

"İyi olduğundan eminsin değil mi?"

Haseul, Eve'nin evden çıktıklarından beri düzenli olarak sorudan öylesine sıkılmıştı ki göz devirdi. "Eğer bir daha bunu sorarsan ağzın ile burnun yer değiştirecek."

Koluna girerek yürüyen Eve korku ile ondan ayrıldı ve genç kızın diğer yanındaki Asuka'nın yanına kaçtı. Asuka her zaman olduğu gibi onu kolunun altına alırken konuştu. "Kız ne yapsın?" dedi. "Ablan evden çıkarken seni bize emanet etti. Şuraya bayılıp kalırsan suçlusu biz olacağız yani."

"İki ucu bollu değnek yani." Eve kelime hatası yaptığını fark etmeden emin bir şekilde konuştuğunda Haseul gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Öncelikle bollu değil boklu," Arkadaşının alnına sert bir fiske attı. "Ve yıllardır Kore'de yaşıyorsun. Üstüne Dilbilimi okuyorsun. Hala düzgün konuşamıyorsun."

Eve acı ile alnını ovuşturdu. "Umurumda değil." dedi sinirle. "Ben yabancıyım. Benden akıcı bir şekilde Korece konuşmamı beklemeyin."

"Haseul?"

Haseul tanıdık ve kendisini bir o kadar gıcık eden sesi duyduğunda gözlerini hayır dercesine kapattı. Az önce okulu özlediğini ima etmişti değil mi? Unutun o imayı.

"Geldi seninki?" dedi Asuka.

"Tipine sıçtığımın yapışkan pezevenki ne olacak?" Haseul yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi ve sanki az önce hiç o küfürleri etmemiş gibi yanlarına gelen oğlana baktı. "Woojin, ne haber?"

Kızlar onun değişimlerine alışkan olduğu için sessizce ikisini izlemeye başladı. Woojin, Fizik bölümünün pisliği olarak biliniyordu. Her ne kadar hakkındaki dedikodular doğrulanmamış olsa da kadınlara saygısı olmayan, kafaya birini taktı mı takan biriydi ve şu sıralar Haseul'a takmış durumdaydı. Genç kadının ondan beklenildiği gibi şimdiye bahçenin ortasında leşini çıkarması gerekti ama özenli çalışma ile meydana getirdiği notları Woojin'den daha değerliydi.

Woojin yüzünde gelin suratımı dağıtın gülümsemesi ile Haseul'un yanındaki kızlara döndü. "Merhaba Eve. Merhaba Lisa."

Asuka sinirlerine hakim olmaya çalışsa da istemsiz bir şekilde yumruklarını sıktı. Üniversiteye başladığından beri insanlar onu Blackpink'ten Lisa'ya benzetiyordu. Evet yüz yapıları benziyordu bunu inkar etmiyordu ama bir süre sonra insanlar bunu o kadar abartmıştı ki okuldaki lakabı Japon Lisa olmuştu ve Asuka bu benzetmeden iyice nefret etmeye başlamıştı.

Gülümseye çalışarak, "Woojin ben Lisa'ya benzemiyorum." dedi. "Onun yüzünde ben yok mesela."

"Sen neden gelmiştin Woojin?" Haseul genç adamın bu konuşmayı sırf gıcıklığına uzatacağını bildiğinden araya girmeye karar vermişti.

"Kızlar hasta olduğunu söyledi. Geldiğine göre iyileşmişsin. Bunun şerefine akşam bir şeyler yapalım mı?"

"Hayır." Haseul'un cevabı öylesine netti ki Woojin bu soruyu her sorduğunda konuyu dağıtmasını bekleyen kızlar şaşkınlıkla kalakaldı. Woojin'in ise yüzü düşmüştü.

"Neden?"

"Çocuğumun babası ile akşam planlarımız var."

"Çocuğunun babası?"

Haseul kulaklarına varan bir gülümseme ile karnını tuttu. "Hamileyim ben. Çocuğumun babası da ders çıkışı beni almaya gelecek. Seni de tanıştırayım istersen?"

Woojin şaşkınlıktan sonuna kadar açılmış gözleri ile bir Haseul'un yüzüne bir de karnına baktı. "Yo-yok gerek yok. Tebrikler." Woojin tabanlara kuvvet dercesine yanlarından kaçtığında Eve arkasından kahkahalarla gülmeye başladı.

"Cidden söylediğine inanamıyorum." dedi Asuka.

Haseul umursamaz bir şekilde omuz silkti. "Saklamak istesem okula gelmezdim." Karnını yavaş okşayarak, "Yalnız ben bu hamilelik işini baya sevdim. Böcekleri senden uzak tutuyor." dedi.

Eve hala kahkahalar ile gülmeye devam ederken üç genç kız tekrar kol kola girdi ve yavaş adımlarla bahçenin içinde yürümeye devam ettiler.


Sooyoung telaşla oradan oraya koşuştururken kucağında skeç tahtası bir sonraki çiziminin hatlarını aklında belirlemeye çalışan Kun sıkıntı ile derin bir nefes verdi. "İşte hiç mi yorulmadın? Speedy Gonzalez gibi oradan oraya koşuyorsun."

Sooyung, Kun'un yanındaki yastığı aldı ve hızla kafasına geçirdi. "Asıl sen nasıl bu kadar sakinsin? Taeyong kızı bizimle tanıştırmaya getirecek."

Kun darbenin etkisi ile dağılan kahverengi saçlarını eli ile düzeltti. "Ama akşam yemeğe kalacak gibi davranıyorsun. Kız bir merhaba diyecek ve Taeyong ile yemeğe ailesinin evine gidecek."

Onun umursamazlığı genç kadını daha da sinir ederken -Kun'un yine etrafa saçtığı kalemlerin de bunda etkisi vardı- Sooyoung bu sefer onu yastık ile boğmak için hazırlandı ama kapıdan içeri giren Taeyong ve Haseul sayesinde kurtulmayı başarmıştı. Haseul onları görür görmez gülümseyerek eğildi. "Merhaba, ben Haseul."

Kun yerinden hızlıca kalkarken Sooyoung genç kadın gibi eğildi. "Ben de Sooyoung." Yanında hala sırık gibi dikilen Kun'u işaret etti. "Bu da Kun."

"Tıpkı Taeyong'un anlattığı gibisin." dedi Kun şaşkınlıkla.

"Efendim?" 

Taeyong ne yapıyorsun dercesine gözlerini açarak ona baktı. Sooyoung dirseği ile karnını sertçe vurduğunda acı ile eğildi. Neyse ki Haseul onu duymamıştı. Gerçi yalan söylemiyordu Taeyong bir yerde Haseul'dan ondan o kadar çok bahsetmişti ki görüntüsünü tahmin edecek kadar fikir edinmişti.

Taeyong hızlı durumu kontrol altına alırken tek tek arkadaşlarını gösterdi. "Kun bir çizer şu an yeni bir Webtoon tasarlıyor. Sooyoung ise peyzaj mimarı. Şu an bir şirkette stajyer."

Haseul tekrar eğilerek, "Memnun oldum. Kusura bakmayın böyle ayaküstü geldim. Keşke oturup düzgün sohbet edebilseydik." Sonra aklına gelen fikir ile duraksadı. "Hatta yemeğe siz de gelsenize."

Sooyoung ve Kun şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. "Ailene emrivaki olmasın?" dedi Kun çekinerek.

Haseul hızla başını salladı. "Hayır, olmaz." dedi. "Ablam ve eniştemin arkadaşları bizimle aynı binada yaşadığı için ablam hep fazladan yemek yapar. Sooyoung zaten hazır. Kun sen de hazırlan çıkalım."

Kun itiraz etmeden odasına gittiğinde Taeyong şaşkınlıkla olan biteni anlamaya çalıştı. Haseul'un ikinci ailesi olarak gördüğü arkadaşlarına böyle sıcak davranması çok hoşuna gitmişti. Kalp ritminin bir kez daha hızlandığını hissettiğinde derin bir nefes aldı. Haseul'un her yaptığı onu her seferinde böyle etkilerse işi çok zordu.


trouvaille ✸ taeyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin