Ekim - 2022
Seul akşamın çökmesi ile daha da serinlemişti. Taeyong Los Angeles'ın o sıcağından sonra biraz ürperse de havaya hemen alışmıştı. Taksi yeni evinin önünde durduğunda taksimetre de yazan meblağı şoföre uzattı.
"Lütfen inmeyen. Valizi ben alırım." Şoför buna karşılık hafif bir tebessüm etti. Taeyong arabadan indi. Açık bagajdan büyük siyah valizini aldıktan sonra kapağını kapattı ve şoföre gitmesine dair işaret verdi. Taksi yavaşça ıssız sokakta gözden kaybolurken Taeyong apartman kapısından içerdi. Bir haftadır eşyalarını buraya gönderdikten sonra arkadaşlarının şimdi onu kanlı canlı görünce ne tepki vereceğini merak ediyordu.
Demir gri kapının önüne geldiğinde heyecanla zile bastı. Arkadaşlarının o kavgacı sesleri ona doğru gelmeye başladığında yüzünde özlem dolu bir gülümseme oluştu.
"Kun şu kalemleri toplamazsan hepsini çöpe atacağım!"
"Öyle bir şey yap seni boyaya batırırım Soyooung ve gözlüğüm nerede?"
"Nereye koyduysan oradadır tek beyin hücreli."
Qian Kun öfkeli bir suratla kapıyı açtığında genç adamın dudaklarından ister istemez bir kahkaha yükseldi. Kun'un yüz ifadesi arkadaşını görmesi ile değişirken hala sinirli olan Park Sooyung ayaklarını vurarak onlara doğru geldi.
"Anladık çizersin ama bir rengin 50 farklı markasını hangi mal alır?" Sooyoung, Kun'un şaşkın yüzünü fark ettiğinde baktığı yöne döndü. Yüzündeki aptal sırıtışın hala durduğu arkadaşı Taeyong'u gördüğünde Kun'a olan öfkesini çıkartmak istercesine koluna sert bir şekilde vurdu.
Taeyong acı ile kolunu tutarken, "Neden yaptın bunu şimdi?" diye sordu. Sooyoung onu kolundan tuttuğu gibi içeri çekti. "Sözde bir haftadır eşyalarını buraya gönderiyorsun ama kendin ortada yoksun. Bu yüzden olabilir mi gerizekalı?"
Kun sonunda şaşkınlığını üstünden atmış olacak ki Taeyong'un kapıda kalmış bavulunu içeri aldı, kapıyı kapattı. Taeyong kolunu zor da olsa genç kadından kurtarırken ayağındaki siyah spor ayakkabıları çıkardı ve düzgünce rafa koydu.
"Geldim işte." Sooyoung hala ona ateş saçan gözlerle ona bakarken devam etti. "Sırf Kun'u dövemedin diye sinirini benden çıkarma."
"Okuldan Mayıs sonu mezun oldun. Amerika'nın tadını sanki hiç çıkarmamışsın gibi tüm yazı orada geçirdin. Sonra Eylül'de dönecekken birden dedin ki ben biraz daha buradayım. Ne zamandır seni beliyoruz. Sen düşün." Parmağını tehditkar bir şekilde ona doğrultarak "Ve istesem Kun'u çok güzel döverim. Zamanında donunuzu indirmiş insanım." Dedi.
Taeyong ilk kısım için arkadaşına hak vermeliydi. Üçü Kun'un mahallelerine taşınmaları ile bir gün parkta oynarlarken tanışmışlardı. O zamandan beri ayrılmaz üçlü haline gelmişlerdi. Taeyong üniversite için Amerika'ya gidene kadar. Gitmeden önce mezun olduklarında aynı evde yaşayacaklarına dair birbirlerine söz vermişlerdi. Seul'da okuyan Kun ve Sooyoung bu sözü yerine getirmişti. Taeyong ise okulun bitmesinin verdiği boşluk ile ne yapacağını bilemediği için biraz daha kalmak istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
trouvaille ✸ taeyong ✓
Fiksi PenggemarTrouvaille: Şans eseri, tesadüfen güzel bir şey keşfetmek. Lee Taeyong x FemOC for @naturatic