Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ekim - 2022
Seul, Güney Kore
Midesindeki her şeyi tuvalete döktükten sonra -aslında sabahtan beri o kadar çok kusmuştu ki midesinde bir şey kalmamıştı- ağzındaki o iğrenç tadın çıkmayacağını bildiği halde ağzını bir kez daha su ile çalkaladı.
Kim Haseul gerçek anlamda kusmaktan nefret ediyordu.
Tuvaletten çıktığında burnuna dolan ağır koku ile bıkmış bir şekilde nefesini verdi. "Bu iğrenç koku ne böyle?" Kendini yorgunlukla koltuğuna atarken ablası Kim Haewon mutfaktan salona açılan tezgahın arkasından cevap verdi.
"Yılan balığı kızartıyorum."
"Peki, neden?"
Haewon ocağın altını kıstıktan sonra koltukta sapsarı bir surat ile yatan kardeşine döndü. "Hani Minseok ve Chanyeol'un kardeşleri okulda yemek yerine öğle yemeği için arkadaşları ile bize geliyorlardı? Kusmaktan beynin mi eridi senin?"
Aslında sadece hasta olması yüzünden unutmuştu. "Bazen onları benden daha çok sevdiğini düşünüyorum."
"Eğer onları senden daha çok sevseydim yıllar önce kaçarken seni de yanımda götürmezdim."
Haseul hüzünle gülümsedi. Elbette ablasının onu çok sevdiğini biliyordu. Yaptığı her şey ile bunu fazlası ile kanıtlamıştı. İkisi de sevgi dolu bir ailede büyümüştü. Babaları bir yazılım şirketinde genel müdürdü. Bu yüzden de durumları gayet iyiydi. Kızlarının her zaman en iyisini almasını gerektiğini düşünerek onları uluslararası bir okula yazdırmıştı ama hayatın tokadı herkese vurduğu gibi onları da vurmuştu.
Babaları Haseul ortaokula yeni başladığı yıl kansere yakalanmıştı ve geç teşhis edildiği için gerekli tedaviyi göremeden ölmüştü. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki Haseul o anları hatırlamakta güçlük çekiyordu. Asıl olay ondan sonra başlamıştı. Bir yıl sonra anneleri Min Joon denilen adamı hayatlarını almıştı. Hala annesinin babalarından sonra öyle bir adam ile beraber olduğuna inanamıyordu.
Min Joon bir alkolikti. Bu görmezden gelinebilecek bir şeydi çünkü o küçük şişesi elinde olduğu sürece kızlara dokunmazdı bile ama bunun yanında kumarbaz olması işleri iyice zorlaştırıyordu. Çünkü bir yerden sonra Min Joon borçlarını ödemek için babalarının onlar için ayırdığı paraya göz dikmişti. Ablası bir yere kadar bunu engelleyebilmişti. Hatta devlet lisesine geçerek okul harcını ona vermişti ama o bununla da yetinmemişti.
Ablasının liseden mezuniyeti yaklaşırken Min Joon ikisinin üniversite için biriktirilmiş parasını almak gibi bir girişimde bulunmuştu. Anneleri ise öylesine kör olmuştu ki hiçbir şey yapmıyordu. Haewon için bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Kendisi bir şekilde çalışıp bunun altından kalkabilirdi ama o adamın kız kardeşine ait olanlara göz dikmesi tepesini gerçek anlamda arttırmıştı.
