paint me , jikook

4. kaygılar kahverengi sokuluyor

"yalnızlık sızıntısı zehirli yeşil
kaygılar kahverengi sokuluyor
bütün yüzler silinmiş
kim kimdir belli değil
büyük bir intihardan korkuluyor"
--Attila İlhan

—————————

Jungkook Namjoon'un stüdyosunda çalışmaya başladığında öyle mutluydu ki ayın sonunda ilk maaşını aldığında stüdyoda çalışan herkesi çağırarak içmeye gitmelerini önermişti. Şimdiki stüdyosuna göre daha fazla kişi çalışıyordu orada, Jungkook'la beraber beş kişi, ve onların da sevgililerini çağırdıkları düşünülürse, ki Jungkook grubun saplığını gururla üstlenmişti, yeni dolmuş olan cüzdanını epey hafifletecek miktarda bir hesap ödeyerek bitirmişti o geceyi. Namjoon'la beraber kasada durdukları sırada yeni patronu, ve yeni arkadaşının, yüzündeki onun için kendini kötü hisseden ifadeyi görebiliyordu küçük olan, ki o bunu hiç problem etmemişti aslında. Hayali olan işi, idolü olarak gördüğü birinin yanında yapıyordu ve orada tamamladığı ilk ayın gerçek olduğunu kabullenebilmek adına böyle bir şey yapması gerekiyordu sanki. Parayı ödeyip diğerlerinin beklediği yere gittiklerinde Namjoon bir dahaki ay hesabın ondan olduğunu söylemiş ve Jungkook'un maaşını bitirdikleri için diğerleri adına özür dileyerek saçlarını karıştırmıştı onun.

Bir sonraki ay yine aynı mekanda toplandıklarında ortam öncekine göre çok daha sıcaktı. Hem iş arkadaşlarıyla daha iyi kaynaşmıştı Jungkook hem de onların partnerleri hakkında şimdi daha fazla bilgi sahibi olduğundan onlarla konuşmaya daha rahat girişiyor, küçük bir ailenin parçasıymış gibi hissediyordu kendini. Ondan sonraki ay gelip çattığında kimse hesabı ödemek için gönüllü sayılmazdı. Aslına bakılırsa oldukça yoğun geçen bir gündü ve hepsi onların değil, onlara bir şey ısmarlanması gerektiğini düşünüyordu. Çözüm yolunu bulan kişi Namjoon olmuştu. Hepsine isimlerini bir kağıda yazıp katlamasını söylemişti, ardından bunları resepsiyondaki küçük süs eşyasının içine koymuş, en küçükleri Jungkook olduğu için de ondan aralarından bir kağıdı seçmesini istemişti. Küçük olan birkaç defa karıştırdığı kağıtlar arasından seçtiğini açıp yüzünde oluşan gülümsemeyle diğerlerinin göstermesi için çevirdiğinde Namjoon hariç hepsi küçük bir tezahüratta bulunmuştu.

Namjoon'un çıkması pek de şaşırtıcı olmamıştı Jungkook için, çünkü o kendi adını yazmak yerine patronunun adını yazmıştı ve bu da seçilme ihtimalini yüzde yirmiden yüzde kırka çıkarmıştı. Tek bir kişinin tüm isimleri kağıtlara yazmasındansa herkesin kendi isimlerini yazmasını söylediği için bu ihtimali düşünmeyen Namjoon'un suçuydu bu, veya arkadaşlarına bu kadar güvenmenin tatlı bir cezası.

İlginç bir şekilde ondan sonraki üç seferde de o kağıtların arasından Namjoon'un ismi çıkmaya devam etmişti. Yüzde kırkın azımsanmayacak bir ihtimal olduğu gerçekti ancak diğer yandan diğerlerinin isminin bir kere dahi çıkmaması da şüphe uyandırıyordu. Son defa yine kendi ismi çıktığında itiraz ederek Jungkook yerine başka birinin seçmesini söylemişti Namjoon, hatta hep kaybeden kendi olduğu için kağıdı o seçmeliydi ve cüzdanına bu işkenceyi yaşattığı için Jungkook'un adını bulmak için tüm enerjisini kağıtlara vereceğini söylüyordu müthiş bir ciddiyetle. Yine de sonuç değişmemişti, Namjoon yazısı onunla alay eder gibi duruyordu gözlerinin önünde.

Ve birden "Bekleyin," demişti Namjoon kaşlarını çatarak. "Bu benim yazım değil."

Jungkook bir an yakalandığını düşünerek yerinde dikleşirken etrafındakilere bir göz gezdirmiş, onların da aynı şeyi yapmakta olduğu gördüğündeyse kaşları biraz daha çatılmıştı. Kendi özellikle Namjoon'un el yazısına benzeterek yazmıştı ismi, dolayısıyla o an Namjoon'un elinde tuttuğu kağıdı yazan kişinin kendi olmadığından da emindi. Öyleyse başka biri daha dahiyane planına onun haberi olmadan ortak olmuş ve Namjoon kağıtlarını üçe, ihtimalleri ise yüzde altmışa çıkarmış olmalıydı. Namjoon "Sizi şerefsizler," diyerek diğer kağıtları açmaya başladığında Jungkook son dualarını etmeye başlamıştı bile çoktan. Bunun cezasını onunla beraber bir kişi daha çekecekti ve hesabı paylaşacak olmaları bir nebze rahatlatmıştı onu, ancak diğer yandan o diğer kişinin kim olduğunu da deli gibi merak ediyordu.